Andy ve sen, Pennycan'i Roger'a sattığınızda imzalandığınız kontratınızda tüm yurtdışı satışlardan size pay vereceğine dair madde varmış. | Open Subtitles | عندما انت واندي بعتم بيني كان إلى روجر كان هناك بند في عقدك الذي يعطيك جزء على جميع العائدات |
Anlaşmada evi kiraya verebilirsiniz diye bir madde yok. | Open Subtitles | ليس هُناك بند في الإتفاقية يسمح بالإيجار. تفضلي وأقري العقد بنفسكِ. |
Oraya, ben ölürsem Ray adlı biriyle evlenemeyeceğine dair madde koyalım. | Open Subtitles | علينا إضافة بند ينص أنني إذا مت فأنت لا تستطيعين الزواج من شخص يدعى راي |
Eğer bu tanınmışlar kontratlarına sadece eşitlik şartı ya da dahil etme maddesi ekleselerdi ne olurdu? | TED | ماذا لو قام هؤلاء النجوم بإضافة بند للمساواة أو التضمين في عقودهم؟ |
Yönetim kurulunun ağsız iç çamaşırı maddesini gözden geçirmesi gerekiyor. | Open Subtitles | واضح أنّه سيتعيّن على المجلس الخارجيّ مراجعة بند الملابس الداخليّة |
Dediğim gibi aynı maddeye göre Doktor Voss size Morley'deki görevinin niteliğiyle ilgili bilgi de veremez. | Open Subtitles | كما في السّابق، الدّكتور فوس سيكون في الإنتهاك... بند سريّته في إجابة الأسئلة بخصوص طبيعة عمله... هنا في مورلي. |
Afrika bloğu barış çözümü için yeni bir şart koştu. | Open Subtitles | الكتلة الإفريقية أضافت مؤخراً نص بند لقرار قوة حفظ السلام |
Aslında bu kontrol listesindeki ilk maddeyi siz zaten biliyorsunuz. | TED | وفي الحقيقة، أنتم تعرفون ما هو أول بند من تلك القائمة. |
Bu yüzden Müttefikler Almanya'yı suçlu ilan etmek için bir madde eklediler. | Open Subtitles | لذلك الحلفاء ضمّنوا بند تدبيس الذنب على ألمانيا |
Diğer yatırımcıyla olan anlaşmamız kızının filmde oynayacağını şart koşan bir madde içeriyordu. | Open Subtitles | يتضمن بند , ينص على أن تكون أبنته جزء من الفيلم |
Kontratında sete girmesini sağlayan bir madde var. | Open Subtitles | هناك بند في عقده يسمح له بالمجئ إلى موقع التصوير |
Kaptan Marcus Chaplin, Donanma Kanunu 472.madde gereğince görevinizden azledildiniz. | Open Subtitles | كابتن ماركوس شابلن انت الان مسرح من اعمالك تحت بند 472 من قوانين البحرية |
Efendim, sözleşmeye bir madde ekleyebiliriz. | Open Subtitles | سيدي، نحن يمكننا ببساطة إدراج بند في عقده |
O zaman kablolu yayınlarla üçlü yapmaktan seni koruyacak bir madde de olsun. | Open Subtitles | ماذا عن بند يمنعك من الدخول في علاقة ثُلاثية مع أي كان على قنوات الكايبل ؟ |
Tamam. Ama listede hâlâ yapılmayan bir madde var. - Yapma zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً ولكن هناك بند في هذه القائمة حان شطبه |
Hayat tarzı maddesi olur, ki... sözcüsü olarak senin şirketin imajını yansıtman beklenir, bilirsin,... hayatının tüm yönlerinde. | Open Subtitles | شئ ما يُدعى بند طريقة العيش عبارة عن ما يريدونه منك كفتاة محتكرة كي تعكسي صورة الشركة، في شتّى مظاهر حياتك |
Çünkü evlilik sözleşmelerinizde aldatma maddesi var. | Open Subtitles | أوه , بسبب أن لديكم بند للخيانة الزوجية في وثيقة الزواج |
Yönetim kurulunun ağsız iç çamaşırı maddesini gözden geçirmesi gerekiyor. | Open Subtitles | واضح أنّه سيتعيّن على المجلس الخارجيّ مراجعة بند الملابس الداخليّة |
Ortaklık anlaşmamızın hisse alım maddesini feshetmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت تنفيذ بند شراء حصتك المدرجة ضمن العقد بيننا |
Kaynaklarım diyor ki, kontratındaki bir maddeye göre oğlumun Voulez'deki hisselerini geri alabiliyormuşsunuz. | Open Subtitles | "مصادري أخبرتني أن هناك بند فى عقد "دانيال "والذي يسمح لكِ بشراء حصته فى "فوليه |
Afrika bloğu barış çözümü için yeni bir şart koştu. | Open Subtitles | الكتلة الإفريقية أضافت مؤخراً نص بند لقرار قوة حفظ السلام |
Majesteleri, evlilik sözleşmesini imzaladığınızda, gizli maddeyi bilmiyordunuz. | Open Subtitles | مولاتى ، عندما وقعتى عقد زواجكِ. لم تعلمى ان هنالك بند سري. |
Daha muhafazakâr meslektaşlarımız ses etmesin diye o hükmü eklemiştik. | Open Subtitles | بند النهاية تم إضافته ليمر على بعض من زملائي المحافظين |