"بنى" - ترجمة من عربي إلى تركي

• evlat
• oğlum
• inşa
• yaptı
• kurdu
• yapmış
• evladım
• yapmıştı
• Kahverengi
• Benny
• yaptırdı
• kurmuş
• inşaa

Bundan sonra, Turnbull ile görüşeceksiniz. Aç şu kapıyı evlat.
من الأن فصاعداً ستتعامل مع تورنبول افتح الباب يا بنى

Sıkı dur, Nathan. Babayı almaya gidiyoruz. evlat, kafanda bir külotlu çorap var.
تمسك يا ناثين سنذهب لنقل أبيك يا بنى ثمة جورباً نسائياً على رأسك

"oğlum, ne yaparsan yap, ama o ineği satayım deme."
يا بنى ، مهما حدث لا تبع هذه البقرة أبداً

oğlum, soyumu sürdürecek, tek sen varsın. Beni hayâlkırıklığına uğratma.
يا بنى, أنت من يبقينى حيا حتى الاّن, فلا تخذلنى

Ve bu tapınağı da daha önce Ra'dan kalanların üzerine inşa etmiş.
و بنى هذا المعبد فوق ما قد يكون بناه رع من قبل

Anne, babam yanlış ellerde çok ölümcül olabilecek bir alet yaptı.
أمي ، أبي بنى آلة ستكون قاتلة لو وقعت بالأيدي الخاطئة

Bunda bir katkım olmadığını biliyorum ama seninle gurur duyuyorum, evlat.
وأعلم أني لست جزء من هذا ولكنى مفتخر بك يا بنى

Tüm hayatım boyunca bunu duydum zaten. Ben de seni gördüğüme sevindim, evlat.
لقد كنت أسمع هذا طوال حياتى من الجيد رؤيتك أنت أيضا يا بنى

evlat, bir ara yeniden gelip bizi ziyaret etmelisin.
حسناً يا بنى , لابد أن تأتى لزيارتنا ثانية

"Harika! Olayı iyi kaptın, evlat.
فكرة صائبة , يا بنى أنها أفضل فكرة حتى الآن

Seni ben vaftiz etmiştim, evlat.
حسناً ، يا للمفاجأة لقد قمت بتعميدك يا بنى

Huh! Biliyor musun, oğlum? Sivildeki işimi ordudaki gibi yürütseydim bir aya kalmaz iflas eder giderdim.
هه , قلت لك يا بنى , لو انى ادرت اعمالى لدى عودتى للوطن بنفس الطريقه التى يديرون بها هذا الجيش

Seninle gideceğim oğlum, ihanet dolu şehir Goşen'de olanları görmek için.
سوف أركب معك يا بنى لأرى ما سيبدو واضحا في جوشن مدينة أم خيانة

İçinde kalan tüm korkuları ve endişeleri bırak oğlum.
إطرح جانبا أى مخاوف أو شكوك تظل فى داخلك يا بنى

Seninle gideceğim oğlum ihanet dolu şehir Goşen'de olanları görmek için.
سوف أركب معك يا بنى لأرى ما سيبدو واضحا في جوشن مدينة أم خيانة

Efsaneye göre Kütüphaneyi inşa etti ve tüm sırlarını korudu.
الأسطورة تقول إنه بنى المكتبة و يحافظ على كلّ أسرارها

Adam gururla bir kule yaptı ve bu cennete kadar ulaşıyordu.
الإنسان المتحدث باللسان كامل بالفخر بنى برجاً لكي يصعد إلى الجنة

Andy bir kütüphane kurdu. Şimdi yeni bir projeye ihtiyacı vardı.
و أخرون يبنون منازل من أعواد الكبريت لكن أندى بنى مكتبة

Portekiz'de bir arkadaşımın dedesi bir bisiklet ve çamaşır makinesi parçaları ile ailesi için bir taşıt yapmış. Bu sayede ailesini taşıyabilmiş.
لدي صديق في البرتغال جده بنى سيارة من دراجة و غسالة ملابس ليستخدمها للتنقل

Oh, görünüşe göre meydan tükenmez Sör Brok'a kaldı, evladım.
أوه, يبدو أن أرض المعركة تتوق لبروك الذى لا ينهك أبدا, يا بنى

Babamız gizli bir oda yapmıştı.
اربعه اقدام ناقصه عن الارتفاع . ووجدنا ان ابانا بنى سقف وهمى

Topukları dolgulu ayakkabı, karnabahar kulaklı, Kahverengi peruk...
كعوب عالية, اذن قرنبيطية الشكل, شعر مستعار بنى,

Benny Olson ismini yazıp göndermeden önce babam öldü.
مات أبى قبل أن يكتب بنى جولسون اسمه ويرسله إليه

Bütün yolculuklarına son verdi ve kuzeydeki Türklerden korunmak için Çin Seddini yaptırdı.
توقّف عن كلّ الرّحلات و بنى السّور العظيم لحماية مواطنيه من القبائل الشّمالية

Dağlarda yükseklerde, bütün canlılardan da yukarıda, kuzgun yuvasını kurmuş.
فى أعالى الجبال فوق كل شئ حى بنى الغراب الأسود عشه

Bu duvarı atalarımız inşaa etmişti Yunanistan'ın kendisinden aldıkları kayalarla birlikte.
بنى أسلافنا هذا الحائطِ، استعملوا الأحجارِ القديمةِ مِن صدرِ اليونان نفسها.