Hizmete adanmış bu yaşlı asker, görevini Tanrının yardımıyla yaptı. | Open Subtitles | "حاول القيام بواجبه لان الله انار عينيه ليرى ذاك الواجب" |
Çoban görevini yerine getirmiştir ve hastalıklı koyun şimdi arındırıcı alevlere teslim edilmelidir! | Open Subtitles | الراعي قام بواجبه والخراف المُصابة يجب أن تُطهر الآن بالنار |
Yeni Kefaretçi gelip görevini yaptı ve bu iş o zamandan beri devam edegeldi. | Open Subtitles | لقد أتى آكل الخطايا الجديد وقام بواجبه منذ ذلك الحين وهي كذلك |
Bayan Dalrymple görev sırasında bir polis memurunu yumrukladığınız için size 30 günlük hapis cezası veriyorum. | Open Subtitles | أنسة داورنبل بسبب إعتداءكِ على شرطي أثناء قيامه بواجبه أحكمُ عليكِ |
Ben bunu bir dostun, ve avukatın olarak yapıyorum. Sadece üzerime düşeni yapıyordum. | Open Subtitles | مثل صديق ومحام أحاول القيام بواجبه |
ödevlerini çok iyi yapmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه يريد القيام بواجبه المنزلي بشكل جيد. |
Kendi sorumluluğuyla vazifesini yerine getiren bir müttefik. | Open Subtitles | حليف مستقل يقوم بواجبه على مسؤوليته الخاصة |
Ancak son söylediklerinize yetişebildim ama ev ödevini yapan bir gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | انني سمعت جزء ما قلته ولكنك تبدو شخصاً قام بواجبه انني سمعت جزء ما قلته ولكنك تبدو شخصاً قام بواجبه |
Suyla ilgili görevini unutmuş, biliyor ki tüm bu hatalar onunmuş. | Open Subtitles | لأنه لم يقم بواجبه اختفاء المياه يقع على عاتقه |
Dürüst bir polisin üniforması bile her zaman görevini yerine getirir, Baapji. | Open Subtitles | حتى زي ضابط الشرطة الشرق يقوم بواجبه يا بابجي |
Dürüst bir polisin üniforması bile her zaman görevini yerine getirir, Baapji. | Open Subtitles | حتى ز ي ضابط الشرطة النزيه يقوم بواجبه يا بابجي |
Dünyayı kurtarmaya ve görevini yerine getirmeye o kadar odaklanmıştı ki... | Open Subtitles | هو كان مزكز جدا على أنقاذ العالم .... ويقوم بواجبه .... |
Ve ya eger o görevini yapabilecegini ve kimse tarafindan süphe edilemez olur mu? | Open Subtitles | وماذا لو يمكنهُ القيام بواجبه ولا يُشك فيه من قِبل أحد؟ |
Bu odadaki herkes kendi inancından öne görevini koymak için gönüllü oldu. | Open Subtitles | أي شخص في هذه الغرفة قام بالتطوع ليقوم بواجبه أمام ضميره |
görev sırasında mı öldü? | Open Subtitles | هو كَان يقوم بواجبه. |
görev sırasında ölmüş de, ülkesine hizmet etmiş bilmem ne. | Open Subtitles | قام بواجبه في خدمة بلادك |
Heinze üzerine düşeni yapıncaya kadar onu burada tutacağız ve polis davayı düşürecek. | Open Subtitles | سوف نبقيها هنا , الي حين يقوم (هاينز ) بواجبه وقضية الشرطة تهدأ |
Ben de gelmesini ve üzerine düşeni yapmasını önerdim. | Open Subtitles | إقترحت عليه أن يظهر ويقوم بواجبه. |
Önce bir anda artık ev ödevlerini yapmamaya karar verdi. | Open Subtitles | أولاً يقرر فجأةً أنّه لن يقوم بواجبه المدرسي |
Onun televizyon izleme ve bilgisayar oynama hakkını elinden aldım ama gene de ödevlerini yapmıyor. | Open Subtitles | سحبتُ منه امتيازات التلفاز والكمبيوتر لكنّه لا يزال لا يريد القيام بواجبه المدرسي |
Kardeşimiz Marcus da ön cephede kendi vazifesini yapıyordu... | Open Subtitles | اخينا ماركوس قام بواجبه في الجبهه |
Birisi dün akşam ev ödevini yapmamış. | Open Subtitles | هناك شخص لم يقم بواجبه البارحة |
Sanırım sadece işini yapmaya çalışıyordu ama soruları olan kendisi değilmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان فقط يقوم بواجبه ،أو أياً يكن، ولكن لم يبدو عليه بأنه الشخص الذي يسأل تلك الأسئله |