Hem ben, hem de o karartılmış bir ortamda yaşıyorduk. | TED | فعندما كنت أعيش في بيئة مظلمة، كان هو أيضاً كذلك. |
Asık bi suratım var ve her türlü ortamda uyuyabiliyorum. | Open Subtitles | لدي وجه عنيف و يمكنني ان انام في أي بيئة |
Sizler de Kendini Örgütleyen Öğrenme ortam'ları oluşturabilirsiniz. evde, okulda, okul dışında, kulüplerde. | TED | يمكنكم صناعة بيئة للتعلم الذاتي في البيت، في المدرسة، خارج المدرسة، في النوادي. |
Ulus olarak başarısız olduk. Yahudilerle birlikte sosyal bir çevre oluşturmadık. | Open Subtitles | لقد فشلنا كأمة فى إيجاد بيئة معيشية واحدة تستوعب اليهود معنا |
Doğduğumdan beri kuşku ve güvensizlik dolu bir çevrede yetiştirildim. | Open Subtitles | منذ لحظة ولادتي نشأت وسط بيئة من الشك وإنعدام الثقة |
Bu mağazaların ortak noktası rahat bir alışveriş ortamı sağlamaları. | Open Subtitles | شيء واحد تجتمع عليه تلك المتاجر وهي بيئة مريحة للتسوّق |
Rahat bir ortamda gerçek bir yıldız olabilirmişim, aksi halde çıldırıyormuşum. | Open Subtitles | لكي أصبح نجمة لكن في بيئة مريحة، لأنني بخلاف ذلك، سأفزع. |
Yani bir ortamda tahıl didiklemeye çok iyi yakışıyorlar. | TED | لذا فهي تبدو مهيأة بشكل رائع للنقر بحثا عن الحب في بيئة واحدة. |
Bu örnekte olduğu gibi. Bazı zar moleküllerini aldım, doğru bir ortamda karıştırdım, bir kaç saniye içinde buradaki karmaşık ve güzel yapılar oluştu. | TED | وفي هذا المثال بالذات، فإني استخدمت بعض الجزيئات الغشائية، ومزجتها معاً في بيئة مناسبة، وفي بضع ثوانٍ قامت بتشكيل هذه البنى الجميلة المعقدة هنا. |
İnsanlar aç ve az beslenmiş olduklarında selle birlikte yer değiştirmeye devam ederlerse bu, bazı hastalıklar için mükemmel bir ortam oluşturur. | Open Subtitles | عندما يجوع الناس ويعانون من سوء التغذية من جرّاء الفيضانات فإنه ما من شك أن هذا بمثابة بيئة مناسبة لبعض الأمراض المعدية |
Belki de tüm bunlar tomruk şirketlerine düşmanca bir ortam yaratmak içindir. | Open Subtitles | ربما سبب فعل كل هذا هو خلق بيئة عمل عدائية لشركات التحطيب |
Çocuk oyunculuğu dünyası bir çocuk için çok kötü bir ortam olabilir. | Open Subtitles | أعني .. عالم تمثيل الأطفال قد يكون بيئة سيئة للغاية لـ طفل |
Hem benimle, hem de benimle çalışıyor ve onun çevre işlerini yönetiyorum, evet. | Open Subtitles | معي هو يعمل معي في ذلك وانا اتول ادارة .بيئة عمله , نعم |
Güvensiz bir çevre yarattığı için üniversiteye grup davası açıyoruz. | Open Subtitles | سنرفع دعوى قضائية جماعية على الجامعة لإختلاق بيئة غير آمنة |
Toplumun dışında yaşamayı seçmiş- -kontrol edebileceği bir çevrede yaşayan biri. | Open Subtitles | متوحد اختار العيش خارج المجتمع في بيئة يستطيع ان يتحكم بها |
Şiddetin çözüm olarak kabul edildiği bir çevrede yetişmemeli Henry. | Open Subtitles | هنري لايمكنه العيش في بيئة حيث العنف هو حل مقبول |
Onu, gerçek bir dedektifin keskin gözüyle her ortamı incelemesi için eğitiyorum. | Open Subtitles | أنا أدربها لتحليل كل بيئة بالعين الحريصة علي التفاصيل مثل المحقق الحقيقي |
Aşırı faal bir zihni hareketsiz bir ortama koyarsanız, komplikasyonlar olması olağan. | Open Subtitles | عندما تضعين عقل نشيط في بيئة خاملة لابد أن تكون هناك مضاعفات |
Çoğu Avustralyalının bildiği ünlü bir doğa bilimcisi olan Harry Butler, deniz ortamında çok zaman harcamıştır. | TED | الآن هاري بتلر، الذي يعرفه أغلب الأستراليين بأنه عالم طبيعة مشهور، قضى الكثير من الوقت في بيئة البحر. |
São Paulo'da bir helikopterde 45 dakika boyunca çok katlı binaların 19. yüzyıla ait az katlı ortamını tükettiğini görerek dolaşabilirsiniz. | TED | ساو باولو، يمكنك السفر في طائرة هليكوبتر 45 دقيقة رؤية تلك المباني الشاهقة تستهلك بيئة القرن 19 المنخفضة الارتفاع. |
Burada yapamam daha temiz bir yer ve daha az öpüşme olmalı. | Open Subtitles | لا يمكنني الإهتمام بهذه هنا, أحتاج الى بيئة أنظف و تقبيل اقل |
Temiz su, temiz havaya ne diyeceğiz güvenli bir çevreye? | Open Subtitles | بماذا يمكنك أن تسمي المياه النظيفة والهواء النقي بيئة آمنة؟ |
Bu şiddet kültürü gençleri alıyor, düşman ortamına koyuyor ve ıslah memurları olagelen her şeye oldukça fazla müsaade ediyorlar. | TED | ثقافة العنف هذه تزج بهولاء الشباب وتضعهم في بيئة عدائية، ويسمح ضباط السجون بحدوث أي شيء وكل شيء. |
Yani, teknolojiyi sadece deneysel ortamlarda tutmak yerine kalabalıklara nasıl getirebileceğim konusunda heyecanlıyım. | TED | أنا متحمس لكيفية توفير هذه التكنولوجيا للناس بدلا من حصرها في بيئة المختبر. |
Aynı zamanda uçan balıkların yumurtlamaları içinde özel bir yaşam alanı. | TED | ويؤمن البحر أيضاً بيئة طبيعية خاصة لهذا السمك الطائر ليضع بيوضه فيه |
Bende gerçekten onun çadırında olmak isterdim, bir çevreci olarak değil, bir belgeselci olarak. | Open Subtitles | أود ايضا في ان اقف في صف الدفاع عنه ليس كعالم بيئة بل كصانع افلام |
Böylece sahte bir anı oluşturuldu, çünkü teknik olarak kötü hiçbir şeyin yaşanmadığı bir yerde, yanlış noktada korku duydu. | TED | فإذاً قد تكونت ذاكرة خاطئة، لأنه بالخطأ أصبح يخاف بيئة حيث، عملياً، لم يحدث أي شيء سيء فيها. |