Bir müddettir bu değişimi takip ediyordum ve iştirak ediyorum. | TED | وقد تابعت هذا التغيير لفترة من الزمن ، وشاركت فيه |
Genetik olarak ailelerini delirtmeye programlanmış çoğu çocuğun ayak izlerini takip ettim. | TED | فقد تابعت مسار معظم الأطفال المبرمجين فطرياً لدفع والديهم إلى الجنون. |
Ben, kıtayı dolaşan enerjik Afrikalıları takip ettim. Fotoğraflarını çekiyorlar ve onları #myafrica. (#benimafrikam) etiketi ile gönderiyorlardı. | TED | و تابعت الأفارقة النشطاء الذين كانوا يسافرون في أرجاء القارة ، و يأخذون الصور لأنفسهم و ينشرونها في موقع أفريقيا لي. |
Kariyerinizi yakından izledim. | Open Subtitles | عظيم الشرف لي ، لقد تابعت حياتكِ المهنية عن كثب |
History Channel'ı izledin mi hiç? | Open Subtitles | انت ما قد تابعت قناى التاريخ؟ هيستوري تشانل؟ |
Daha sonra bu güçler kendi yollarında ilerlemeye devam etti. | Open Subtitles | مع نفس العناصر تابعت على عمل ماكنت تؤديه من قبل |
Mutfaktan kasap bıçağını aldım ve kuyruğunu kestim, kulaklarını kestim, devam ettim. | Open Subtitles | أخذتُ السكين الكبيرة من المطبخ و قطعتُ زيلَه و قطعتُ أُذناه، و تابعت |
Babamla koyduğunuz bütün protokole uydum. | Open Subtitles | لا! تابعت بروتوكول قمت بتأسيسها مع والدي. |
Ve serbest kalan canavarlar insanoğlunu tehdit etmeye günümüze dek devam ettiler. | Open Subtitles | والوحوش التي أُطلقت تابعت في تعذيب جنس البشريّة... |
Buraya gelmeye devam edersen, buranın adını Hickey BailBond olarak değiştireceğim. | Open Subtitles | اذا تابعت هذا فسأعيد تسمية هذا المكان بـ سندات كفالة هيكي |
Sıradaki sanatçıyı yıllardır takip ediyor, toplumu anatomiye karşı meraklandırmasını izliyorum. | TED | الآن لقد تابعت الفنان التالي لسنوات عدَة، ورأيته يثير حماس العامة حول التشريح. |
O zamandan beri, bu süregelen işçi hakları meselesini takip ediyorum. | TED | ومنذ ذلك الحين تابعت القضية المطوية لحقوق العُمّال. |
Dosyasını yıllardan beri takip ediyorum 29-yaşında kadın... ileri derecede şizofreni teşhisi konuldu | Open Subtitles | لقد تابعت الحالة منذ سنوات امراة في التاسعة و العشرين من العمر تتخيلت اشياء مثيرة جدا |
Kayıp mahkumlar konusunda verdiğin dilekçeden bu yana çalışmalarını takip ediyorum... | Open Subtitles | تابعت حياتك المهنية منذ أن رفعت دعوى قضائيةبالنيابةعن السجناءالمفقودين.. |
El Feneri'ndeki yazılarınızı takip ediyordum. | Open Subtitles | تابعت مقالاتك في جريدة التورتش لبعض الوقت |
Daha önce tanışmadık, ama keşiflerinizi yakından takip ediyorum, Lord Asriel. | Open Subtitles | لم نلتقي من قبل ولكن تابعت اعمالك، عن كثب، "لورد إرزيال". |
Son beş yıldır tüm adımlarını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تابعت كل خطوة قام بها بالسنوات الخمس الماضية |
Bir sosyopat inatçılığıyla bu teoriyi takip ettiğinde... | Open Subtitles | التي تابعت التحقّق منها بعناد حقيق بمختلّ اجتماعي |
Haberlerini aldım. Uzaktan izledim yaptığın bütün kasaplıkları. | Open Subtitles | تصلنى أخبارك بأستمرار تابعت كل معاركك من على بعد |
Hey, Wing-san... Kastro ile Hisoka'nın maçını izledin mi? | Open Subtitles | سيّد (وينج)، هل تابعت نزال (كاسترو) و(هيسوكا)؟ |
Daha sonra bu güçler kendi yollarında ilerlemeye devam etti. | Open Subtitles | مع نفس العناصر تابعت على عمل ماكنت تؤديه من قبل |
Formül, yenimdeki kozumdu. Üzerinde çalışmaya devam ettim, geliştirdim. | Open Subtitles | كانت الصيغة هي ورقتي الرابحة تابعت العمل عليها وتحسينها |