| Bu algısal ruh hâlinden ilk defa şair Samuel Taylor Coleridge bahsetmiştir. | TED | كان الشاعر سامويل تايلر كولردج هو اول من اقترح هذه الحالة الذهنية المتقبلة |
| - Bu saçmalıktan beni uzak tut... çünkü Taylor Vaughan hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | دعك من كلمة الاستغناء لان الأمر يتعلق ب " تايلر فون " |
| Ve sen sinemalarda cirit atıyordun, Tanrının ve herkesin önünde... o at suratlı Lyn Taylor'la kırıştırıyordun. | Open Subtitles | وانت كنت هناك في دار السينما امام الله والجميع تكاد تلتهم وجه لين تايلر الذي كانه وجه حصان تلتهمه وكانها مصـآصه |
| Kitty, bu yalnızca Lyn Taylor'la benim hakkımda olamaz. | Open Subtitles | كيتي، هذا لا يمكن ان يكون فقط من اجل لين تايلر |
| Doğru. Tyler ile Şerifin onları asamadan buraya gelmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد تعطيلنا حتى يصل تايلر والمأمور حتى لا تتم المهمة ؟ |
| Taylor'dan başka güvenemeyeceğin biri daha oldu. | Open Subtitles | حسنا , بعد تايلر ذلك الشخص الذي لاتستطيع الثقة به |
| Seni son gördüğümde Brian Taylor, Madacorp'ta bir odaya kapatmıştı. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتك كان براين تايلر يحتجزك في غرفة في الشركة |
| Bayanlar ve baylar dostumuz Taylor Swift'i alkışlayalım, millet! | Open Subtitles | سيداتي وسادتي ارجو ان تحيّوا جميعكم صديقتنا تايلر سويفت |
| Kendimi ifade etmek için Taylor Dane tarzı giyiniyorum ve barış işaretim, elbette... | Open Subtitles | أنا أرتدي تصميم تايلر ,وطبعاً علامة السلام |
| - Nereye gidiyor, Bayan Taylor? - '..ve sinirlendirecek çok az şey oldu.' | Open Subtitles | إلى أين هي ذاهبة , انسة تايلر 'لسنوات عديــدة مقبلــــة' |
| Bayan Taylor, bir gün sizi Randalls'da ağırlamak şerefine erişmek isterim. | Open Subtitles | انسة تايلر ,انه لشرف استقبالك يوما ما في منزلي راندالز |
| Bayan Taylor her zamanki yerinde ve hoşa gitmeyen hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | انسة تايلر في مكانها المعتاد وكانه لم يحدث شيئا غير سار |
| Washington, Adams, Jefferson, Madison, Monroe, Adams, Jackson, Van Buren Harrison, Tyler, Polk ve Taylor... | Open Subtitles | ةاشنطن,آدم,جفرسن, مديسن,مزنرو,آدامز, جاكسن,فان بيرن,ادمس تايلر ,بوك و تيلر' |
| Kapatıyorum. Sadece Taylor iyi mi diye merak etmiştim o kadar. | Open Subtitles | علي أن أذهب ,لقد أردت التأكد أن تايلر بخير |
| Bakıcı Taylor'ı senin evine götürecek. Üzgünüm. April. | Open Subtitles | المربية ستأخذ تايلر إلي منزلك , أسفة إيبريل |
| Tamam... Taylor'ı çiftliğe götürebilirim. Bi şeyler öğrenmeye çalışırım. | Open Subtitles | نعم ,أحضر تايلر إلي مزرعتي وأنا سأحاول تسوية المسألة |
| Sen de benimle gel. İşte burada. Taylor Koleksiyonu. | Open Subtitles | تعالي معي ها نحن ذا مجموعة تايلر ؟ كما ترين |
| Michael, Taylor, görünüşe göre artık takılma fırsatımız olmayacak. | Open Subtitles | حسنًا، مايكل، تايلر من الواضح أننا لن تكون بيننا علاقة اجتماعية بعد الآن |
| Don Taylor, B Binası'ndaki Lazer Laboratuvarı'na gelin, Lazer Laboratuvarı. | Open Subtitles | "دون تايلر"، توجه إلى مختبر الليزر المبنى "ب"، مختبر الليزر |
| Tyler, sen şu ana kadar tanıştığım en ilginç "tek-servislik" arkadaşsın. | Open Subtitles | تايلر أنت أكثر أصدقاء الحصه الواحده أثارة للأهتمام إلي حد بعيد |
| Birbirinizi suçlamanızın Ty'a bir faydası yok. Bebeğimi kucaklamama izin vermeyecekler, Dr. Vilder. | Open Subtitles | .. إلقاء اللوم على بعضكم لن يساعد تايلر لم يسمحوا لي بحضن طفلتي دكتور والدر |