Çoğunlukla şimdi, çünkü bir çoğunuzun bildiğini düşünüyorum, Amazon ormanları yanıyor. | TED | غالباً الآن، لأنّي أعتقد أن أغلبكم يعرف أن غابات الأمازون تحترق. |
Beynim hala evrensel kamp ateşlerim hala yanıyor. | TED | عقلي ما زال عالمياً، ونيران المخيمات لا تزال تحترق. |
Daha önce kesinlikle orada olmayan yukarıda gördüğünüz o parlak nokta bir fener gibi yanıyor, büyük bir yıldızın öldüğü yeri işaret ediyor. | TED | نقطة الضوء هذه التي تراها هناك، والتي لم تكن موجودة مسبقًا، تحترق مثل المنارة، مشيرة بوضوح إلى الموقع الذي مات فيه النجم الضخم. |
Kuzey Amerika'nın batısında yaşıyorsak orman yangınlarında yanan çok büyük alanlar görüyoruz. | TED | وإذا كنا نعيش في الشمال الغربي لأمريكا، فنحن نرى معظم الغابات تحترق. |
Sanki benzin kaçırıyor. yanar diye korkmuyor musun? | Open Subtitles | و لكن البنزين يسيل منها ألا تخشى أن تحترق ؟ |
Roketin ana hatlarını görebiliyoruz. Motorlar yanıyor. | Open Subtitles | يمكن أن نرى ملامح الصاروخ المحركات تحترق |
Hiç umut yok dostum. İkisi de vuruldu. Birisi nehirde, diğeri yanıyor. | Open Subtitles | لا مفر يا رجل , كلاهما تحطم واحدة فى قاع النهر , و الآخرى تحترق |
Hak etmediğimi düşündüğüm bütün o duygular özellikle sana karşı hissettiklerim tekrar alev alev yanıyor. | Open Subtitles | كل المشاعر التى شعرت بها لا اجد ما يوصفها خصوصا مشاعرى تجاهك فهى تحترق لامعة شوقا لكى |
Hayır, kulaklarım gerçekten yanıyor. İçini görmek için bir kulak çöpü yaktım. | Open Subtitles | لا، آذاني تحترق بالفعل لأني أردت رؤية مابداخلها، لذا أضأت كيوتيب |
- Ve şimdi tüm Paris yanıyor... senin yüzünden! | Open Subtitles | ..و لكن انا و الأن باريس بأكملها تحترق بسببك |
- Ve şimdi tüm Paris yanıyor... senin yüzünden! | Open Subtitles | ..و لكن انا و الأن باريس بأكملها تحترق بسببك |
Annem, oranın içerisinde tüm gün yanan korkunç bir ateş olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ألا تخاف؟ تقول أمي أن هناك نار فظيعة بداخلها تحترق طوال اليوم |
Yoldan geçerken olayı gören kişinin dediğine göre, hayatı için çırpınarak yanan dev bir sigara gibi bir şeymiş. | Open Subtitles | أية شهود ؟ أول شخص في المشهد كان يعبر من هناك ووصف ما رآه كسيجارة عملاقة تحترق وتهرب لنجاتها |
Binalar yanar, insanlar ölür ama gerçek sevgi sonsuza kadar sürer... | Open Subtitles | بنايات تحترق وناس يموتون لكن يبقى الحب الحقيقى الى الابد |
- Üzgünüm, daha dikkatli olurum. - yanıyorsun, zeka küpü. | Open Subtitles | عذرا، كان يجب أن أكون حذرا أنت تحترق ايها العبقري |
Sanki alev almış yanıyordu. Ben de onu söndürmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | الأمر أشبه وكأنها تحترق وأنا كنت أحاول إخماد النار عنها |
Böylece olası bir yangın yayıldığında kaşlarınızın hafifçe yanması gibi bir etkisi oluyor. | TED | و بهذه الطريقة, حين تشتعل النيران فإن الأمر يشابه حين تحترق أطراف حاجبيك |
# Ateşler cennette hâlâ yanarken # | Open Subtitles | ؟ بينما النيران ما زالت تحترق في السماء؟ |
Evin arka kısmı tamamen alevler içindeydi. Kurtarabildiğim her şeyi kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | و قد كانت خلفيّة المنزل تحترق بأكملها و حاولت إنقاذ ما أستطيع |
Bu lanet şehrin bizim ısdırabımızla aldığın bu şehrin yandığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى كل هذه المدينة، هذه المدينة التي اشتريتها بتعاستنا، تحترق |
Sarayları yansın ve kraliçe dumandan boğularak ölsün! | Open Subtitles | أتمنى تحترق القلعة والملكة تلوى في الدخان |
Yarın gece kafayı bulup pencereden bu boktan şehrin tamamen yanışını izleyeceğiz. | Open Subtitles | ليلة الغد سنعلوا ونشاهد هذة المدينة اللعينة تحترق من هذة النافذة |
Yanıp kül olan mahallelerde çadırlar inşa ediyoruz. | TED | نحن نبني خيام التيبي في الأحياء التي كانت تحترق. |
Ölüm saatimde çiftliği yakar ve yanmasını seyrederdim. | Open Subtitles | حين يأتى الموت سأحرقها و أشاهدها تحترق |
Vicudundaki her bir sinirin, sanki yanıyormuş gibi hissetmesini sağlar. | Open Subtitles | إنه يجعل كل خلية عصبية في جسدك كما لو كانت تحترق |
Bedeninin şeklini değiştireceksin ve fosfor gibi yanacaksın ya da buz gibi donacaksın. | Open Subtitles | وسوف تحترق مثل الفسفور أو تتجمد مثل الثلج |