- Zaten hizmetkâr. - Bunu sakın söyleme, o şoku atlatamaz. | Open Subtitles | لكنها خادمة، لا تخبره بذلك وإلا لن يتخطى هذه الصدمة أبداً |
Sonra açıklarım. Lütfen ona burada olduğumu söyleme. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقاً رجاءً , لا تخبره أننى هنا |
Babana orada olduğumu söylemediğin için teşekkür ederim ama neden maçta ne kadar iyi oynadığınla ilgili bir şey söylemedin? | Open Subtitles | أنا أقدر عدم بوحك بأي شيء لوالدك حول وجودي هناك لكن لماذا لم تخبره عن مباراتك الرائعة التي لعبتها ؟ |
- Nasıl olsa söylemek zorunda kalacaksınız, Jack. - Kafatası, taş bir kaide üzerinde duruyordu. | Open Subtitles | سوف تضطر لأن تخبره فى النهاية يا جاك الجمجمة كانت على قاعدة حجرية |
Belkide ona, seni duyabilmesi için, ne hissettiğini birden fazla kez söylemelisin | Open Subtitles | ربما عليك أن تخبره بمشاعرك أكثر من مرة كي يسمعك حقاً أتفهم؟ |
Eve geldiğinde saat 8 gibi uğramasını söyler misiniz? | Open Subtitles | حسناً، حينما يأتى أيمكنك أن تخبره أن يعود للمنزل فى تمام الثامنة؟ |
Ve ona şunu söyle, ona mecbur olduğum için varacak değilim. | Open Subtitles | وأريد أن تخبره بأنني لست الإنسان الفقير التيتذهبإليهبقميصهافقط. |
Umduğum şey şu ona bu işin peşini bırakmasını söylemen. | Open Subtitles | ما آمله هو أن تخبره بأن يتراجع ويترك هذا الأمر |
"Sen 1 numarasın." Neden ona kendisini umursadığını açıkça söylemiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تحاول أن تخبره حقاً أنك تهتم به فعلاً |
Nedenini söyleme. Hiçbir şey söyleme. Sadece buraya getir! | Open Subtitles | لا تخبره لماذا ولا أي شيء فقط أحضره إلى هنا |
Tatlım, söyle ya da söyleme, bu tamamen sana bağlı. | Open Subtitles | عزيزي، سواء أخبرته أم لم تخبره ذلك عائدٌ لك |
Seni küçük... Onu görsen bile bana söyleme. | Open Subtitles | أنت كتلة من الـ حتى ولو شاهدته، لا تخبره |
Dur, o zaman. Sümüğü yüzündeydi ve ona söylemedin mi? | Open Subtitles | انتظر ، كان عنده مخاط في أنفه و لم تخبره ؟ |
İlk olarak, ben gerçekten saklanmıyorum. İkinci olarak, ona nerede saklandığımı söylemedin... | Open Subtitles | أولاً، أنا لا أختبيء، ثانياً أنت لن تخبره أين كنت أختبيء.. |
Onlara Wraithleri derin uykularından uyandırdığımızı söylemedin değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تخبره اننا أيقظنا الريث من السبات. |
Nasıl oluyor bilmiyorum ama Mak ile rüyalarla iletişim kuruyor ve ona birşeyler söylemek istiyor. | Open Subtitles | بطريقة ما أقترنت بماك من خلال أحلامه. وكانت تحاول بأن تخبره بشيء. |
Müller'e gitmeli ve teklifini kabul ettiğini söylemelisin. | Open Subtitles | يجب ان تعود الى مولر, ويجب ان تخبره انك قبلت اقتراحه |
Onu görürseniz ya da onunla konuşursanız eve dönmesini söyler misiniz? | Open Subtitles | ربما لو أنك رأيته أو لو تكلمت معه ربما يمكنك أن تخبره فقط أن يعود إلى البيت, حسنٌ؟ |
söyle, kutsal toprak olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | نحن لم نكن نعرف اننا على أرضهم المقدسة هل يمكنك ان تخبره بذلك ؟ |
Joey, bunu biliyorsan ona söylemen lazım. | Open Subtitles | جوى انت لا يجب ان تكتم عليه امر مثل ذلك انت يجب ان تخبره |
Madem adama yalan söyleyeceksin neden biletlerin ikisini de kaybettiğini söylemiyorsun? O zaman gidebiliriz. | Open Subtitles | ..لمَ لا تخبره أنك أضعت التذكرتين فيمكننا الذهاب عندها |
Umurunda değil senin. Beyaz olduğunu söylersin olur biter. Bekleyin. | Open Subtitles | ذلك سهل جدا لك، جوكر أنت فقط تخبره أنك رجل أبيض انتظر دقيقة. |
Ama lütfen, daha fazla bir şey söylemeyin... | Open Subtitles | إذا قلت شيئاً غير حقيقى سأدعك تتحدث ولكن رجاءً لا تخبره بشئ أكثر من ذلك |
Belki eğer sen, onunla konuşursan... belki ona sadece eve geri dönmesini söyleyebilirsin tamam mı? | Open Subtitles | ..ربما لو انك رأيته او لو تكلمت معه ربما يمكنك أن تخبره فقط أن يعود الى البيت, حسنآ؟ |
Ona söylemeyeceksin, asla çünkü söylersen, ben de ona sırlarını anlatırım ve seninle bir daha asla konuşmaz. | Open Subtitles | سوف لن تخبره ابداً لإنك لو فعلت ذلك سوف اخبره بأسرارك |
Ya da daha kötüsü. Duyduğu sesler ona öldürmesini söylüyor olabilir. | Open Subtitles | او اسوء، الاصوات داخل رأسه من الممكن انها تخبره ان يقتل |
-Emin olamadım y eni tanıştığın bi kıza söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا، لن أكذب عليكِ هذا شيء خطير تخبره لفتاه قابلتها تواً |