ama, ama sonunda ne yapacağımı bilmiyorum. Son sayfayı okumama izin vermedin. | Open Subtitles | لكني لا أعلم ما سأفعل في النهاية لم تدعيني أقرأ الصفحة الأخيرة |
Neden güvence fonumu alıp yakandan sonsuza dek düşmeme izin vermiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تدعيني أستفيد من صندوق مدخراتي وسأخرج من حياتكِ للأبد |
Bir; kimseye zarar vermeme izin verme. Bunu istemeyiz. Ancak sen insanları bilirsin. | Open Subtitles | واحد، لا تدعيني أؤذي أحداً، لا يمكننا السماح بهذا، وأنتِ تعرفين طبيعة البشر |
Bırak da o konuya ben kafa yorayım, tamam mı? | Open Subtitles | ما رأيك أن تدعيني أنا أقلق بخصوص هذه الأمور، اتفقنا؟ |
Hiç durma. Ölmeme izin vermediğin hâlde beni öldürecek değilsin. | Open Subtitles | هيا، إمضي قدماً، إنكِ لم تدعيني أموت، لن تقتليني الآن. |
Şimdi yola çıkıp buradan ayrılmama izin vermezseniz, hiç fark etmeyecek çünkü varana kadar depodaki mallar çürümüş olacak. | Open Subtitles | والآن إن لم تدعيني أصعد لسفينتي وأغادر هذا المكان، لن يهم أي شيء كما سيتم فساد بضائعي عندما أصل |
Dinle, kurulanmama izin ver sivil bir şeyler giyip seni kahvaltıya götüreyim. | Open Subtitles | ،اسمعي، لم لا تدعيني أنشف سأرتدي بعض الملابس المدنية و أصطحبك للإفطار |
Ya böyle yapmama izin vereceksin ya da kendine başka bir avukat bulacaksın. | Open Subtitles | اذا اما ان تدعيني اقوم بهذا او تقومي بها بنفسك مع محامي اخر |
Kendin beş çocuk büyütmüşsün,benim de bir tane yetiştirmeme izin verebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ ربّيت 5 أطفال بنفسكِ. عليكِ أن تدعيني أربّي واحدة. |
O halde, sıram geldiğinde, o trene benim binmeme neden izin vermedin? | Open Subtitles | إذن لِمَ لم تدعيني أركب قطاري عندما حان وقتي؟ |
Aşk yüzünden ölmeme izin verme! | Open Subtitles | كاترينا يا عزيزتي لا تدعيني أموت بسبب حبك |
Sizi alıkoymama izin vermeyin. Sanırım birkaç dakika sonra dersiniz var. | Open Subtitles | .لا تدعيني عائق لك , سيدة لوملي لديك درس خلال دقائق على ما اعتقد |
Kutunun bende kalmasına izin verin. | Open Subtitles | من أن أحصل على شيك النقود يجدر بكِ أن تدعيني أحتفظ بالصندوق |
Yumurtayı tek başıma almama izin verirsen iyi olur. | Open Subtitles | انظرِ . من الأفضل أن تدعيني أختطف البيضة بمفردي |
Onları öldürmeme izin vermezsen, bu işten çıkarım. | Open Subtitles | اذا لم تدعيني اقتلهم الان فسأنسحب وانا جاد |
Bitirmeme izin vermedin ki. Yardım demekle, Bitirdiğin zaman okurum ve... | Open Subtitles | لم تدعيني أنهي حديثي بالمساعدة كنت أقصد عندما تنتهين |
Yukarıya gelip bifteğimi dürümüne koymama izin verir misin? | Open Subtitles | تدعيني آتي اليك وأضع عضوي الذكري في مهبلك |
Dinle, bununla başa çıkmaya çalışıyorum ama bunu konuşmak istemiyorum o kadar. Lütfen, lütfen beni kendi halime Bırak. | Open Subtitles | استمعي الي ، أنا قبلت في الامر الواقع على الرغم عني وطلبي هو ان تدعيني وحدي ولا اريد النقاش |
Bir koltuk almama müsaade etmelisin. Sana bir koltuk alabilir miyim? | Open Subtitles | يجب أن تدعيني أبتاع لكِ أريكة هل يمكنني أن أبتاع لكِ واحدة؟ |
Bir daha seni o masadan kaldırmak zorunda bırakma beni. Ve ben Chenille. | Open Subtitles | لا تدعيني أبدا أمسكك علي تلك المنضدة ثانية مع شينيل. |
Bu suareyi planlamanın getirdiği kargaşa arasında beni davet etmeyi unutmuşsundur. | Open Subtitles | في وسط جنون التخطيط لهذا الحدث لابد أنك نسيتي أن تدعيني |
Bana patron deme. Ben senin patronun değilim, bana öyle deme. | Open Subtitles | لا تدعيني بزعيم الآن، فلستُ كذلك ولا تناديني هكذا |
Bir anlık vicdan yaptığıma pişman etme beni. Git buradan! | Open Subtitles | لا تدعيني أندم على صحوة الضمير هذه اذهبي مِنْ هنا |
"Neden Kaptan Mark diyorsun?" diye sorduğumda bana, "Çünkü Kaptan Mark Phillips'e benziyorsun" dedi. | Open Subtitles | لماذا تدعيني كابتن مارك؟ لانك تشبه كابتن مارك فيليبس |
Hayatını kurtardım! Beni bırakmalısın. | Open Subtitles | لقد انقذت حياتك لتوي يجب ان تدعيني اذهب |