| İlk önce seninle ilgili hatırladığım tüm detayları not aldım. | Open Subtitles | أول شيء فعلته هو تدوين كامل التفاصيل التي أتذكرها عنك |
| not alırken saçını kulağının... arkasına atıyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تفعل هذا الشيء مع شعرك عند تدوين الملاحظات. أنت نوع من الثنية وراء أذنك. |
| Tamam çocuklar, not almasanız ve sadece Bay Earl'ün söyleyeceklerini dinleseniz nasıl olur? | Open Subtitles | ياجماعة، مارأيكم في عدم تدوين ملاحظات والاستماع الى ما لدى السيد هيكي من أقوال |
| Günlük tutmak ya da yazmak, düşüncelerin o anda ortaya çıkmasını engellemeye yardımcı olur. | TED | كتابة اليوميات، أو تدوين هذه الأفكار على الورق، يجعل احتمالية ظهورها فجأة وتشتيتكم أقل. |
| - Oradan mı çıktı? Adınızı yazabilir miyim? | Open Subtitles | خرجت من هُنا , هل يمكننى تدوين أقوالكم ؟ |
| yazman gerektiğini varsay. | TED | افترض أنه عليك تدوين ذلك. |
| Şimdi, siz çocukların not almasını istiyorum. | Open Subtitles | الآن ، أريد يا رفاق منكم تدوين الملاحظات |
| Tamamdır, bu not almayla ilgili kesinlikle yeni bir sinyale ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسناً، قطعاً سنحتاج لإشارة جديدة لأجل تدوين الملاحظات |
| not tutmaya başlayacağın yer burası. | Open Subtitles | أعتقد انه يتوجب عليك تدوين الملاحظات من الآن |
| Ve her bir mahkeme duruşmasında not ve ifadeleri başkalarına tutturuyorsun. | Open Subtitles | وكل تاريخ المحكمة كان لديك، كان لديك شخص آخر تدوين الملاحظات الخاصة بك والشهادة. |
| ...Akdeniz kıyıları boyunca bir çok farklı dilde konuşan insanlarla anlaşmalar yapmak ve onları not etmek. | Open Subtitles | ويعقدون الصفقات مع أناس ،يتحدثون عِدّة لغات مختلفة وعليهم تدوين تلك الصفقات |
| Çıraklık eğitimime katılma teklifimi kabul etmeye karar verdiysen not almaya başlamalısın. | Open Subtitles | أتعلمى, إنّه يطرأ لي بمجرد أن تقلبي عرضي للتدريب المهني, لابد وأن تبدأي في تدوين الملاحظات. |
| Bunların hangisinin doğru olduğunu not almam lazım çünkü ikisi arasında gittiğimde kulağa at kıçı gibi geliyorum. | Open Subtitles | أريد تدوين ملاحظة، أيّ المصطلحين صحيح لأنّني أبدو غبياً حينما أبدّل بين هذين المصطلحين |
| Bunu yazmak isteyebilirsin, çünkü vurucu nokta geliyor: | Open Subtitles | لربّما تريدين تدوين ذلك، لأنه إليكِ بالنبأ المهم: |
| İnsan vücudunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak ve bulgularını yazmak hayatının tutkusu ve mirası olmuştu. | Open Subtitles | محاولاته لأن يفهم كيفية عمل جسم الإنسان و تدوين معرفته هذه،كان شغفه و تراثه |
| En sevdiği yerleri yazabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنكِ تدوين بعض المتاجر المفضلة التي كانت تقصدها؟ |
| Bunu yazman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تريدين تدوين ذلك؟ |
| Unutmayayım diye bir yere yaz bunu. | Open Subtitles | أتريدين تدوين ذلك كاحتياط إذا نسيت؟ |
| Bir şey yazmam gerekirse diye. | Open Subtitles | في حالة لو أردت تدوين شيئاّ فيمكنني حمل السماعة بيدي اليسرى |
| pozitif bir şekilde görmelerini sağlayan bir yöntem geliştiriyor. Geçen 24 saat boyunca başınıza gelen bir tane pozitif olayı kayda geçirmek | TED | في تفحص العالم , ليس بحثا عن السلبية لكن الإيجابية أولا تدوين شيء إيجابي واحد عشته خلال 24 ساعة |
| Adınızı ve adresinizi bir kağıda yazar mısınız? | Open Subtitles | هل تستطيعين تدوين رقمك وإسمك على معاملة ؟ |
| Bak, bunları yazmalısın, parçaları birleştirmelisin. | Open Subtitles | أتعلمان , عليكما تدوين ذلك . أتفهمان ما أقصده ؟ |
| Bu yüzden önümdeki 17 dakika boyunca çok fazla sızlanma ve sövmeyi önlemek için bazı notlar almak zorundaydım. | TED | لهذا كان عليّ تدوين بعض الملاحظات حتى أتجنّب الكثير من اللّعن والزمجرة خلال الدقائق17 الآتية. |