"ترسم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• resim
• çiziyorsun
• çizmek
• çiziyor
• çiziyordu
• çizmeni
• resmini
• çizmeye
• çizmiyorsun
• çizen
• çizer
• çizim
• çizip
• resmi
• çizebilir

Bir kız çocuğu dünyaya getirdi ve ona resim yapmasını öğretti.
وألتحق أبوها بها إلي إنجلترا حيث كانت ترسم بدعوة من الملك

beğendiğiniz bir resim yaptığınızda onu birilerine vermekten de keyif alacaksınız ,satmaktan değil.
إذا كنت ترسم لوحةً تستمتع بها, ستستمتع بإهدائها لأشخاص آخرين ، وليس بيعها.

Daha iyi görebilmek için çiziyorsun fakat zihninde gerçek olduğuna inanmadıkça asla gerçek olmayacak.
أنت ترسم لتراه بشكل أفضل ولكنها لن تصبح حقيقية أبداً إلا إذا جعلتها حقيقية في عينك

Davranmak değil bu! Yapma, sürekli süper kahraman çiziyorsun.
انها ليست للتظاهر هيا كنت دائما ترسم الأبطال الخارقين.

Yangın resimleri çizmek onları çıkarmaktan daha iyi değil mi?
أفضل بكثير أن ترسم النيرانِ مِنْ أن تولعها، أليس كذلك؟

İşte burada, babasının gösterişli evinin avlusunda kendi resmini çiziyor.
ها هي ذي، ترسم صورة لنفسها في فناء منزل والدها هائل الحجم،

Hepimiz sevdiğimiz hayvanları çiziyorduk. Lily kedi çiziyordu.
كنا جميعاً نرسم الحيوان المفضل لدينا و ليلي كانت ترسم قطة

resim yapıyor mu veya kocasının gülüşü güzel mi bilmiyorum.
لا أعرف ان كانت ترسم او انه لديه ضحكة جميلة

Bence doğa bu şekilde resim yapıyor, birer femto kare, fakat tabii ki gözümüz bunu bütünsel bir bileşim olarak görüyor.
اعتقدت أنه بهذه الطريقة ترسم الطبيعة لوحتها إطار فيمتو واحد في كل مرة ولكن بالطبع أعيننا ترى المشهد كمركب متكامل.

İlkokuldaysanız ve hala duvara resim yapıyorsanız, kesinlikle anneniz size kızacaktır.
كيف تصبح ممتعة؟ إذا كنت في المدرسة الإبتدائية و لازلت ترسم على الجدران، ستكون في ورطة مؤكدة مع أمك.

Mutlu olmasını istiyorum o kadar. Selam ufaklık. Ne çiziyorsun bakalım?
انا فقط اريده ان يكون سعيداً ماذا ترسم ؟

Bir gün genç bir adam omuzumun üstünden bakarak dedi ki "Çok güzel çiziyorsun.
وفي احد الايام نظر شاب من خلف كتفي وقال , " انك ترسم بشكل جيد جدا.

Devamlı babanı çiziyorsun demek?
ترسم والدك العجوز دائماً، أليس كذلك؟

Yani çizmek çok acı verdiği için sanat okulunu bırakmak zorunda kaldı.
لقد إضطُرت لترك كلية الفنون لأنّه كان مؤلماً جداً لها بأن ترسم.

Bileğimdeki ışık, güneşi ve dönen ateş topu da gezegeni temsil ederse Sizin de gördüğünüz gibi ateş topu dışa doğru geniş bir daire çiziyor.
الضوء على معصمي يمثل النجم وكرة النار التي تدور حوله تمثل كوكبًا وكما ترون ، كرة النار ترسم دائرة كبيرة

Kendini ortalarında onlara katılırken çiziyordu.
و كانت ترسم نفسها في المنتصف و أحياناً تشارك

Senden çizmeni istiyorum,nerden geldiğine dair hatırlayabileceğin her şeyi, her şeyi.
أريدك أن ترسم أي شيء أي شيء يخطر ببالك أي شيء يمكنك أن تذكره عن المكان الذي أتيت منه

İşe koyulduğu zaman, dünyayı kendi bireysel görüşüne göre çizmeye başladı.
عندما شرعت في العمل، بدأت ترسم العالم وفقاً لرؤيتها الفردية الخاصة.

Neden manzara çizmiyorsun ya da belki sandalye veya mobilya, veya belki Yüce İsa'yı?"
لم لا ترسم بعض المناظر الطبيعية أو ربما كرسي أو نافورة، أو ربما يسوع المسيح ؟"

Asansörün oradaki sürekli resim çizen kumrala ne dersin?
ماذا عن الفتاة ذات الشعر البني التي ترسم دائماً بالقرب من المصعد؟

Küçük bir çocuğa boyalı kalem verirseniz o da size ailesinden nasıl kaçtığını anlatan bir resim çizer.
اعطي للطفلة قلم ملون وسوف ترسم لكِ صورة عن كيفية خروجها و مرواغتها

Maya çizim yapmayı biliyor ve ben de nasıl gerçek bir arkadaş olunacağını biliyorum.
مايا تعلمت كيف ترسم وانا تعلمت كيف اكون صديقة حقيقيه

Arkasına hedef tahtası çizip av mevsimi ilan et daha iyi.
ربما ترسم لوحة تصويب الهدف على ظهره أيضاً وتعلن موسماً مفتوحاً

Teslimatı bitirdikten sonra istediğin şeyin resmi yapabilirsin.
أنهِ من تسليمك ومن ثم يمكنك أن ترسم ما تريد

En sevdiğin olay için bana özel bir şey çizebilir misin?
هل بإمكانك أن ترسم لي شيئاً مميزاً عن نشاطك المفضل؟