Ben toplu konutlarda büyüdüm ama Dawn diye birini tanımadım. | Open Subtitles | لقد ترعرت في ديترويت و لم اقابل احد اسمها داون |
Bak, ben bu insanlarla büyüdüm. Onları yönetmek için seçildim. | Open Subtitles | اسمعي، لقد ترعرت مع هؤلاء الناس وقد تم اختياري لقيادتهم |
Timsahları seviyorum, timsahları severek büyüdüm. | TED | أحب التماسيح، لقد ترعرت مع حب التماسيح. |
Bu aile içinde büyüdün. Hayatın boyunca sadık ve emin bir ferdimiz oldun. | Open Subtitles | لقد ترعرت في هذه العائلة لقد كنت عضو مخلص وأمين لهذه العائلة |
Böyle önemli olayların olduğu 60'lar, 70'ler, 80'ler gibi dönemlerde büyüdüğüm için şanslıydım. | Open Subtitles | كم انا محظوظ انني ترعرت في 60, 70, والـ 80 وخلال هذه الاحداث |
Kasabadaki kayıtlarına baktım çocuk yetiştirme yurdunda büyümüş. | Open Subtitles | تأكدت من سجلات المقاطعة ومن الواضح أنها ترعرت في دور الرعاية الكفيلة |
Kişiliğimin benimle ölecek bir aykırılık olduğunu düşünerek büyüdüm. | TED | ترعرت وأنا أفكر بأن هويتي كانت خللًا وستموت معي. |
hayatımın birkaç yılını burada geçirdim. Yani temelde muhafazakar olan küçük Amerikan kentlerinde büyüdüm. | TED | بشكل أساسي، ترعرت في بلدة أمريكية صغيرة، محافظةً بقلبها. |
Ben Tenenbaum ailesinin yanında büyüdüm. | Open Subtitles | حسنا.لقد ترعرت مع عائلة تننباوم كما تعرف |
Ben özel okullarda çok uysal şartlarda büyüdüm ve... | Open Subtitles | ترعرت في رغد و كنت مدرسه خاصه و الكثير من الثياب |
Şehirde büyüdüm. Hiç şansım olmadı. | Open Subtitles | لقد ترعرت في المدينة لم أحظى بفرصه للتعلم |
Evet. Orada büyüdüm. Ev hala orada. | Open Subtitles | أجل, لقد ترعرت هناك مازلنا نملك منزلاً هناك |
Ben sokaklarda büyüdüm zalim insanların arasında hor görüldüm. | Open Subtitles | أنا ترعرت في الشوارع. عوملت بتحقير. بين أناس متوحشين. |
Bir çiftlikte büyüdün. Erkekler seni hemen buldu. | Open Subtitles | ترعرت في مزرعة حيث وجدوك الرجال بسرعة |
Tanık Koruma Programında büyüdün. | Open Subtitles | أنت ترعرت ضمن برنامج حماية الشهود |
Birlikte büyüdüğüm insanların inanacımla bir sorunu yoktu. | TED | لم يكن لدى الناس الذين ترعرت معهم أي مشكل مع عقيدتي. |
büyüdüğüm yerde, avlanmak için ateş etmeyi öğrenirsin. | Open Subtitles | حيثما ترعرت ، تعلّمت القتل للحصول على الطعام |
Yukarı doğu yakasında büyümüş olsam bile, ailemin sahip olduğu hayatın aynısını istemiyorum. | Open Subtitles | حتى مع انني ترعرت في اعلى الجانب الشرقي لا اريد نفس الحياة التي عاشها والداي |
O babasız büyüdü. Annesi ise bir alkolikti. | Open Subtitles | لقد ترعرت بدون والدها أمها كانت مدمنة شراب |
Yani ben Büyürken, aynı zamanda yiyeceklere de tutku besledim. | TED | لذلك مع الوقت الذي ترعرت فيه، مرة اخرى، لقد ملكت رغبة راسخة للطعام |
Dostum, sanırım burası onun büyüdüğü ev. | Open Subtitles | يارجل, ذلك,أنا اعتقد ان ذلك هو المنزل الذي ترعرت فيه. |
Adım Hong Li. Doğma, büyüme buralıyım. | Open Subtitles | انا (هونج لى) لقد ولدت و ترعرت هنا فى زاوفو |
Çünkü altı tane kız kardeşle büyümüşümdür. | Open Subtitles | لأنني ترعرت وسط ست أخوات؟ |
Batı Lotus'un Demir Karga'sı tarafından yetiştirildim. | Open Subtitles | لقد ترعرت لدي - الغراب الحديدي عند - ويست لوتس |