| Benzer şekilde bir galaksinin farklı ışık altındaki yapısı da oluşumu ve evrimi hakkında bize yardım edebilir. | TED | كذلك هو تركيب المجرات تحت أضواء مختلفة، يساعدنا على تتبع أصل وتطور المجرة. |
| - Bez kültürleri perşembeye. - Tabi beden yapısı da var. | Open Subtitles | وعينات الأنسجة يوم الخميس وطبعا تركيب الجسم |
| Bugünkü gereksinimlerin aynısı. Uygun genetik yapı. Eğer verici uygunsa en iyisidir. | Open Subtitles | نفسها كاليوم ، تركيب وراثى متوافق و يفضل أن يكون المتبرع ذو علاقة قرابة |
| Daha sonra da 5000 doları lanet rüzgar tribününü kurmak için harcadı. | Open Subtitles | ! على تركيب تِلك الطاحونة اللعينة خدعك من أجل الحصول على 5000دولار |
| Ve bu da David Puddy'nin küvetime çok gerekli ve güzel çöp öğütücüsü kurmama yardımcı olmasının şerefine. | Open Subtitles | وفي صحة ديفيد بودي لمساعدتي في تركيب صارف قمامة ضروري وذو قيمة في حوض استحمامي. |
| Deriyi çürütmeden serum takmayı, ya da test sonuçlarını daha hızlı almayı ya da beyazların yağmurdan çıktıklarında köpek gibi koktuklarını. | Open Subtitles | مثل تركيب الأنبوب الوريدي ...من دون التسبب بكدمات أو الحصول على نتائج المختبر أسرع وحقيقة أن رائحة الأشخاص البيض بعد المطر |
| Bu durum bizim, atomun yapısını anlamamız için önemli bir yere yönelmemizi sağladı. Atomlar, tek bir çekirdeğin etrafında dolanan elekronlardan oluşur ve | TED | هذه الملاحظات ، ساعدة في فهم تركيب الذرة لأنها شرحتها كالتالي الذرة مكونة من نواة واحدة و إلكترونات تدور حولها |
| Burada, kayanın bileşimini korumak için metasomatik ışın kullanabiliriz, böylece lahit ufalanmaz. | Open Subtitles | هنا يمكننا استعمال شعاع التحويل لحماية تركيب الصخرة هكذا القبر لن ينهار |
| Hiç görmediğim bir iskelet yapısı var. | Open Subtitles | يوجد تركيب عظمي ليس كمثل شئ رأيته من قبل. |
| Güzel, eğimli bir yapısı var. | Open Subtitles | حَسناً، نحن عِنْدَنا تركيب الحافةِ الجيدِ، |
| Genç birinin kemik yapısı nasıl değişecek ve gelişecek? | Open Subtitles | كَمْ تركيب الشخصِ الصغيرِ العظميِ سَيُطوّرُ ويَتغيّرُ. |
| Ön lobların arasında köprü oluşturan bir doku yapısı. | Open Subtitles | مجرد تركيب نسيجى يسُد شحمات اذانكَ الأمامية. |
| Mercan Üçgeni'nin güneyinde Dünya'nın en büyük canlı yapısı yatar: | Open Subtitles | جنوب مثلث المرجان يقع أكبر تركيب حى على الأرض |
| Moleküler yapı çözüldü. Alerji formülü tamamlandı. | Open Subtitles | تم حل تركيب المثقال الذرى إكتملت معادلة الحساسية |
| Çıkardıkları sesler arasındaki ilişkiye baktığınız zaman, insan dillerinin söz dizimine benzemeyen bir yapı ortaya çıkmaya başlıyor. | Open Subtitles | عندما تنظر الى العلاقة بواسطة التصفير, يبدأ البناء بالظّهور وهذا لا يختلف عن نظام تركيب الجُمَل في لغات البشر. |
| Geçen hafta beşiği kurmak yerine ne yaptım biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ما فعلته الأسبوع الفائت عوض تركيب مهد للطفل؟ |
| Müzik sistemimi kurmama yardımcı oluyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب ياعدونني في تركيب النظام الصوتي. |
| # Sanırım sis lambalarını takmayı unuttum # | Open Subtitles | "يبدو أنني نسيت تركيب مصابيح الضباب" |
| Atomun yapısını inceleyerek, iki yeni kuvvet daha keşfettiler. | Open Subtitles | بتقصِّى تركيب الذرات اكتشفوا قوتان أُخرتان |
| Toplumu değiştirmek için, toprağın bileşimini değiştirmek zorundasınız. | TED | فلتُغير المجتمع، عليك تغيير تركيب التربة. |
| - Az önce Ses kurulum'a ne geldi bilsen. | Open Subtitles | ياصاح, لن تتخيّل مالذي ظهر في قسم تركيب الصوتيات |
| Nanite'lar, var olsalardı, moleküler bir yapıları olacaktı, bu da kimyasal bağları bozulabilir demek oluyor. | Open Subtitles | النانيتس ، إذا وجدت سيكون لها تركيب جزيئي مما يعنى أن روابطها الكيميائية ممكن أن تتكسر |
| Araştırmacılar beynin karışık yapısının kilit rol oynadığını düşünüyorlar. | TED | يعتقد الباحثون أن تركيب الدماغ المعقد يلعب دورًا رئيسيًا. |
| Ama aynı zamanda, ...paralimbic yapısında ciddi işlevsizlik, ...ahlaki olarak kısıtlı... | Open Subtitles | ، لكن في نفس الوقت ، تسبب ضعف في تركيب البراليمبك .. ممّا يشير إلى مستوى من ضبط النفس الأخلاقيّة و |
| O zaman seninle silah birleştirme konusunda yarışmak isterim. | Open Subtitles | أنت الأفصل في استخدام الأسلحة. لذا أودّ أن انافسك في تركيب اجزاء المسدّس |
| Son olarak çiğneyici-alıştırıcı ağız parçası, alt çene ve nektarı içmek için ucunda dil benzeri bir yapıda olan hortumun birleşmesinden oluşur. | TED | وأخيراً، الجزء الفموي القارض اللاعق هو تجميعة من الفك السفلي مع خرطوم ماص مع تركيب يشبه اللسان في نهايته لغرض لعق الرحيق. |
| Bu doğadan ilham alınarak yapılmış bir dizayn, ama her hangi bir ayaktan kopyalanmış değil şuna bir bakın, ancak bu bir çok ama bir çok ayağın sırlarının bir sentezi. | TED | إنه تصميم مستلهم من الطبيعة، لكنه ليس نسخة عن أي قدم شاهدتموها الآن بل هو تركيب من أسرار أقدام عديدة |
| Yeni moleküllerin içinde birleşen bu küçük, muhteşem yaratıklar molekülleri daha küçük molekül ve atomlara bölüyorlar. | TED | تللك الكائنات الضئيلة المدهشة تفكّك الجزيئات إلى ذرات وجزيئات أصغر، تدخل فيما بعد في تركيب جزيئات جديدة. |