Hayır, mutlu olmayı hak ediyorsun ve ben seni mutlu edemiyorum. | Open Subtitles | لا , أنتٍ تستحقين أن تكوني سعيدة وأنا لا أستطيع إسعادكٍ |
Sana tüm kötü anılarının dışında o turneyi hatırlatacak bir şeyleri hak ediyorsun. | Open Subtitles | و أنت تستحقين أن تتذكرينها بشئ رغم كل الذكريات الأليمة |
Bu arada, iyi bir uykuyu hak ediyorsun. | Open Subtitles | بالمناسبة، تستحقين أن تحصلي على ليلة نوم جيدة |
Beklemeye değersin. Eminim o filmde böyle diyorlardı. | Open Subtitles | أنت تستحقين أن أنتظرك أنا متأكد أن هذه الجملة كانت في الفلم الذي شاهدتيه |
Hata olduysa affola. Herşeyi bilmeye hakkın var. Heralde en iyisi sana göstermem. | Open Subtitles | أنتِ تستحقين أن تعرفي كل شيء محتمل أنه من الأفضل أن أريكِ فقط |
Seni her şeyiyle sevecek bir erkeği hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تستحقين أن تكوني مع رجُل يريدكِ أنتِ كلّ شئ بكِ |
Gerçek tutkunun karanlığında derinlere girmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تستحقين أن تغوصي في أعماق العاطفة الحقيقية |
Hayır, Li. kesinlikle seni seven biriyle birlikte olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | لا , أنت تستحقين أن تكونى مع شخص ما يُحبك كليا وكاملا |
Çünkü sen bir prensessin ve cennet gibi bir yerde evlenmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لأنكِ أميرة و تستحقين أن تتزوجي في الجنة |
Çünkü sen, her yönüyle tanıyabileceğin birini hak ediyorsun... | Open Subtitles | لأنك تستحقين أن تكوني مع شخص تسطيعين معرفه بشكل كامل و .. |
Magnolia gibi sen de her şeyinle Fredrick Dean'ın ilgisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | تستحقين أن تنالي إنتباه فريدريك دين كماغنوليا |
Ayrıca, inan bana özel hissettirilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | وثقي بي، إنّك تستحقين أن تشعري بكونك مميّزة |
Ayrıca, inan bana özel hissettirilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | وثقي بي، إنّك تستحقين أن تشعري بكونك مميّزة |
Eğer adımı hatırlamayacak duruma gelirsen, hatırlatırım ama sevilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | وإذا كنت بعيدة جداً على تذكر اسمي حينها أنا سأقوم بتذكيرك لكن أنتِ تستحقين أن تكوني محبوبة |
Bu müdürlükte benim şef olmayı hak ettiğim kadar sen de baş dedektif olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تستحقين أن تكون رئيسة محققي هذا القسم بقدر ما أستحق أنّ أكون رئيسه. |
Ama karar vermeden önce ama karar vermeden önce, bebeğin olursa nasıl bir hayatın olacağını bilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | قراركِ الخاص لكن قبل ان تفعلي تستحقين أن تعلمي كيف ستبدو حياتك اذا قررتي الابقاء على الطفل |
Özgürce kendi arabana binmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تستحقين أن تتمتعي بالحرية التي تمنحها سيارة رائعة |
Talia, beni seçtiğin için çok mutluyum ve uğrunda mücadele edilmeye değersin. | Open Subtitles | (راين) ،تاليا) أنا سعيد لأنكِ إخترتني) وأنتِ تستحقين أن يُقاتل عليكِ |
Dinlenmeye değersin Laurie. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | -لوري) ، تستحقين أن نوليكِ الإنتباه) |
Bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | تستحقين أن تعرفيه |