ويكيبيديا

    "تستمتع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zevk
        
    • tadını
        
    • hoşuna
        
    • Eğleniyor
        
    • keyif
        
    • hoşlanıyor
        
    • keyfini
        
    • eğlenceli
        
    • seviyor
        
    • eğleniyorsun
        
    • hoşlanıyorsun
        
    • eğlenmek
        
    • seviyorsun
        
    • eğlendiğini
        
    • geçiriyor
        
    Belki iki adamın ödül ringinde birbirlerinin pestilini çıkarmasından zevk alıyorsundur. Open Subtitles ربما تستمتع بمشهد رجلين في حلبة جائزة يضربون بعضهم بلا إحساس
    Lüks Patna gemisindeki seyahatinin tadını çıkarıyor musun Lord Jim? Open Subtitles هل تستمتع برحلتك الترفيهية قرب الباتنا .. ايها اللورد جيم?
    Baba, oğlunu acı çekerken görmek hoşuna gidiyor diye düşünüyorum. Open Subtitles أبي.. أعتقد أنك تستمتع حقاً في رؤية ولدك يعاني.. ؟
    Panbanisha mızıkasını çalarak Eğleniyor, ta ki, şimdi bir yaşında olan Nyota onu çalana kadar. TED بانبانيشا تستمتع بالعزف على الهارمونيكا، حتى جاء يوتا ،الذي بلغ السنة من عمره، وسرقها.
    beğendiğiniz bir resim yaptığınızda onu birilerine vermekten de keyif alacaksınız ,satmaktan değil. Open Subtitles إذا كنت ترسم لوحةً تستمتع بها, ستستمتع بإهدائها لأشخاص آخرين ، وليس بيعها.
    Tamam ondan paha biçilemez sanat eserlerinin anahtarını çalmış olabiliriz ama bundan zevk almasına da gerek yoktu yani Open Subtitles بالطبع كنّا نسرق منها مفتـاح التحف الأثرية الثمينة ،لكن ليس من الضروري أنّ تستمتع به هذا كلّ ما أقـول
    Bütün bu olaylara bakınca bence insanları vurmaktan zevk alıyorsunuz. Open Subtitles كل هذه الحوادث، أعتقد أنك تستمتع بإطلاق النار على الناس
    Bu size tüketim odaklı bir hayat tarzını hatırlatmıyor mu, para kazanmak için çok çalıştığınız ve bu parayı kullanmaktan zevk alacağınızı umduğunuz ürünlere harcadığınız bir hayat tarzını? TED تنفق مالك على السلع الإستهلاكية التي تتمنى أن تستمتع بإستعمالها ؟ لكن بعد ذلك يذهب المال ، تعمل بجهد كبير لكسب المزيد ، إنفاق المزيد ، و الحفاظ على
    Bu onun için yeni bir deneyim. Bıraksan da tadını çıkarsa? Open Subtitles هذه خبرة جديدة عليها ألا يمكنك أن تدعيها تستمتع بها ؟
    O yüzden hapishaneye gidene kadar gün ışığının tadını çıkar. Open Subtitles فمن الأفضل أن تستمتع بضوء الشمس في طريقك إلى السجن
    Neden güzel bir aile o güzel evin tadını çıkarmasın? Open Subtitles لماذا لا نجعل عائلة سعيدة أن تستمتع بذلك البيت ؟
    Karına sahip olmak hoşuna gidiyor ama sadece kamerada, bedensel olarak değil. Open Subtitles إنك تستمتع بأخذ أوضاع لزوجتك ولكن في الصور فقط وليس في الحقيقة
    Umarım tavşan yahnisi hoşuna gider. Open Subtitles أتمنى أن تستمتع بفطيرة الأرانب التى يصنعونها
    Şaşırdım. Ondan daha çok senin hoşuna gidiyor. Open Subtitles أنا متفاجئة بأنك تستمتع بهذه التجربة حتى أكثر منه
    Kim bilir Efendi Wayne, Eğleniyor gibi davranmaya başlarsanız tesadüfen eğlenebilirsiniz de. Open Subtitles تبدأ بالتظاهر بأنك تستمتع بوقتك .و ربما تصادفك حادثة صغيرة
    Hala Eğleniyor musun? Open Subtitles ألا زلتَ تستمتع بذلك ؟ أجل , استمتع بذلك
    Umarım bu hatıralardan keyif alıyorsundur çünkü hapishanede elinde sadece onlar kalacak. Open Subtitles اتمنى أن تستمتع بتلك الذكريات لأنها كل ما ستحظى به في السجن
    Ne var ki, kadın kendisine kur yapılmasından hoşlanıyor ve çok pahalı zevkleri var. Open Subtitles المشكلة الوحيدة هي إنها نوعاّ ما تستمتع بأن يخرجها أحد وهي مكلفة كثيراّ
    Aile güvenli bir uzaklıkta ballarının keyfini çıkarırken, arılar yenilgiyi kabullenmiş gibi görünüyor. Open Subtitles بينما تستمتع العائلة بعسلهم في منأى عن النحل، يبدو وأن النحل قد هُزم.
    Dağ gezintinizin eğlenceli geçmesine sevindim, ama orada tatil yapmıyorsunuz. Open Subtitles يسرّني أنّك تستمتع برحلتك إلى الجبال، ولكنّها ليست عطلة مفتوحة
    O da insanları rahatsız etmeyi seviyor. Open Subtitles إنها تستمتع بجعل الناس غير مرتاحين أيضاً
    Samucha, eğleniyorsun, Devam et. Open Subtitles أنا سعيد انك تستمتع ساموخا, استمر بالاستمتاع.
    Benden hoşlanıyorsun, çünkü dayak yemekten zevk alıyorsun. Open Subtitles أنتِ نحبني لأنكِ تستمتع بالضرب إذا من الذي أخفق إذاً ؟ 502 00: 38:
    Bu eğlenmek için çirkin ya da kinayeli olacaksınız anlamına gelmez, bu, mevcut çirkin gerçeği konuşursunuz demektir. TED هذا لا يعني إنه لا يكمن أن تستمتع بل تعني أن تتحدث بالحقيقة القبيحة
    İnsanlarla oynamayı, onları aptal yerine koymayı seviyorsun. Bu yüzden yardım ediyorsun, şaka geldiği için! Open Subtitles تستمتع بخداع الناس و جعلهم حمقى تفعل ذلك كما لو أنها مزحة
    Bensiz daha fazla eğlendiğini söylemiştin, ...ben de bu işi bozmak istemiyorum. Open Subtitles قلت إنك تستمتع أكثر من دوني لا أريد أن أفسد لك هذا
    İyi zaman geçiriyor, diş macunu elinde. Open Subtitles انظر لها، إنها تستمتع بوقتها معها معجونها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد