ويكيبيديا

    "تسمحي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin
        
    • müsaade
        
    • miyiz
        
    • almayın
        
    • lütfeder
        
    • sokma
        
    • sakın
        
    Ancak bana öğrettiği şey: o farklılıkların sen tanımlamasına izin veremezsin. TED لكنها علمتني: لا يمكنك أن تسمحي لهذه الاختلافات بتحديد من أنت
    Kız kardeşimsin, seni seviyorum ama bunun seni öldürmesine izin veremezsin. Open Subtitles أنت أختي، وأنا أحبك، وأنت لا يمكن أن تسمحي لذلك بقتلك.
    Meraklanma. Ayrıca onların seni gaza getirmesine izin verme. Kendini yaralayabilirsin. Open Subtitles لا تقلقي , لا تسمحي لهم بأن يضايقوكِ لكي تؤذي نفسك
    O salak büyücü kadının kalan vaktimizi mahvetmesine izin vermeyeceksin değil mi? Open Subtitles انت لن تسمحي لهذه العجوز ان تفسد وقتنا الجميل , صحيح ؟
    Senin benim buraya gelmeme müsaade vermemen ona acı veriyordu. Open Subtitles الحقيقه أَنكِ عندما لم تسمحي لي بالمجيئ هنا .. جعله هذا يعاني.
    Bu koşullar altında, eve yabancı birinin girmesine izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكن أن تسمحي لغريبة بدخول المنزل تحت أيّ ظرف
    Bu dürtünün seni ele geçirmesine izin verdiğin an seni durdururum. Open Subtitles باللّحطة التيّ تسمحي بها لهذا النهم من السيطرة عليكِ ، فسأوقفكِ.
    İnsanların senin için hoş bir şey yapmalarına niçin izin vermiyorsun? Open Subtitles أعني، لمَ لا تسمحي للناس فقط أن يقوموا بشيء لطيف لأجلك؟
    Olması gerektiği kadar flört et. Ve sakın evine gelmesine izin verme. Open Subtitles توددي إليه قليلاً ولكن لا تغازليه، ولا تسمحي له بإيصالكِ إلى المنزل
    - Üç haftadır eğlenceli bir şey yapmama izin vermiyorsun. Open Subtitles لم تسمحي لي بفعل أي شيء ممتع لمدة ثلاث اسابيع
    Merhaba, umarım sizin için bir şeyler yapmama izin verirsiniz. Open Subtitles مرحبًا أملت أن تسمحي لي بفعل شيء يكفّر عن ذنبي
    Yapabileceğin tek şey, bu seçimin seni mahvetmesine izin vermemek. Open Subtitles كل ما يمكنك فعله هو أن لا تسمحي لذلك بتدميرك.
    Hayır, öğrenirsen babamı bir daha görmeme izin vermezsin diye korkmuştum. Open Subtitles لا، لقد خفت إن علمتي هذا فلن تسمحي لي برؤيته مجددا
    Umarım seninle gelmeme izin vermenin sebebi beni şu tuzaklara sürüklemek değildir. Open Subtitles أرجو أنّكِ لمْ تسمحي لي بمرافقتكِ حتّى أقع في إحدى هذه الأفخاخ
    Şu sadece biz varız, eğer bana izin vermezsen sana yardım edemem. Open Subtitles إننا فقط لدينا بعضنا الآن لن أستطيع مساعدتكِ إن لم تسمحي لي
    Üstünden geçebilir ya da etrafından dolanabilirsin ama seni durdurmasına izin veremezsin. Open Subtitles يُمكنكِ أن تتجَاوزيه أو تُحيطين به، لكن لا تسمحي له بأن يوقفِك.
    Hayatım, hiç kimsenin vücudundan utanç duymanı söylemesine izin verme! Open Subtitles عزيزتي ، لا تسمحي لأحد مطلقاً أن يقول لك اخجلي من صورتك
    En azından evine bırakmama izin ver. Open Subtitles أقل ما يمكن هو أن تسمحي لي بأن أقلك إلى منزلك
    Sen de biliyorsun. Ve ikimiz de biliyoruz ki, bir doktor olarak, sen buna müsaade etmezsin. Open Subtitles تعرفين ذلك، وكلانا يعلم أنّه بصفتك طبيبة، لن تسمحي بوقوع ذلك
    Ben de FBI'dan Ajan Fox Mulder. İçeri girebilir miyiz? Open Subtitles و أنا العميل مولدر من المباحث الفيدرالية هل تسمحي لنا بالدخول ؟
    Kimseyi içeri almayın. Dışarı çıkmayın ve polisi arayın. Open Subtitles لا تسمحي لأي أحد بالدخول إبقي في الداخل، إستدعي الشرطة
    Paige, bu dansı lütfeder misin? Open Subtitles بييج, هل تسمحي لى بهذه الرقصة؟
    sakın içeri sokma. Girmesine izin verme. Open Subtitles لا تسمحي له بالدخول، لا تسمحي له بالدخول

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد