Şunu söylemeliyim ki, merhum efendimin dahil edilmesinin oldukça onur verici olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | وعلي القول لابد أنه تشريف للسيد الراحل أن يتضمن مقتنياته |
Çekilecek fotoğrafı önemsiz bulduğunu biliyorum fakat bu ailemiz için önemli bir onur. | Open Subtitles | أعرف أنك تعتبرين هذه الصورة تافهة ولكنها لحظة تشريف هامة لعائلتنا |
Bu akşam ki onur konuğumuzun tanıtılmaya pek ihtiyacı yok. | Open Subtitles | تشريف ليلتنا هذه يحتاج مقدّمة صغيرة جدًّا |
Yıkılmadınız ve bunu arkadaşınızı onurlandırmak için yaptınız. | Open Subtitles | بأنّك وقفت طويلا وفعلت ذلك من اجل تشريف صديقك |
Babamızı onurlandırmak istediğini biliyorum. Ama hayatını riske atmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّكى تُريدُى إلى تشريف ذكرى والداى لكن |
Bayraklarını göndere çekmek Çinlilerin hak etmediği bir onurdur. | Open Subtitles | ورفع علمهم تشريف لا يستحقة الصينيون. |
Majesteleri... oruç ile küçülmüş midelerimizi... böyle yemeklerle onurlandırmamız mümkün değil. | Open Subtitles | مولاي سنوات الصوم قلصت معداتنا ونحن لسنا في حالة تشريف وجبة كهذه |
Lütfen Miza, çok güzelsin ama bu davet bir onur. | Open Subtitles | من فضلك يا ميزا, انتِ تبدين رائعة ولكن هذهِ الدعوة تشريف لنا |
onur etkinlikleri.. Howie... eşcinseller içindir | Open Subtitles | تشريف المثيلين لأجل الشواذ فقط |
Benim için büyük bir onur oldu o kadar. | Open Subtitles | لقد كان تشريف جيد ، هذا كل شيء |
Hayır, hayır, bekle. Bu çok onur verici. | Open Subtitles | هذا أهم تشريف فى برنامج "قطار السول" |
Aslında tam olarak bir iyilik değil, daha çok onur vermek gibi. | Open Subtitles | بقدر ما أنه تشريف |
Şüpheli bir onur. | Open Subtitles | هناك تشريف مريب |
Ama Daniel'ın hatırasını onurlandırmak zorundayım. | Open Subtitles | ولكن تشريف ذكرى دانييل هو شيء علي أن أقوم به |
Daniel'ın anısını onurlandırmak, şu an benim için en önemli şey. | Open Subtitles | تشريف ذكرى دانييل هو الأهم بالنسبة لي الآن |
Okulumuz bu sene, Ostroff Merkezi'ni onurlandırmak için seçti. | Open Subtitles | هذا العام اختارت مدرسنا تشريف مركز "أوستروف" |
Tutumluluk kullandığın kelimelere dikkat etmek, geçmişi onurlandırmak. | Open Subtitles | التدبير أبقاء كلمتك , تشريف الماضي |
Sırf babanın hatırasını onurlandırmak adına savaş çanları çalmamı mı? | Open Subtitles | أقرع طبول الحرب لمجرد تشريف ذكرى أبيك ؟ |
Merhum annesini onurlandırmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يٌريد تشريف وإحياء ذكرى أمه الميتة |
- Onlar şehit. Bu bir onurdur. - Öyle mi? | Open Subtitles | إنهم شهداء هذا تشريف أهى كذلك؟ |
Bu, Soul Train'de en büyük onurdur. | Open Subtitles | هذا أهم تشريف فى برنامج "قطار السول" |
Yaşlı bir kalbi var ve bizim de burada olan şeyi onurlandırmamız gerekiyor. Onun bu yolculuğunu olabildiğince huzurlu kılmalıyız. | Open Subtitles | ،وعلينا تشريف ما يحدث هنا .ونجعل هذا الجزء من رحلتها سلمي قدر الإمكان |