Hep büyük planlar yapıyorsun herkes heyecanlanıyor ve işlerini bırakıp sana geliyor. | Open Subtitles | أنت دائماً تصنع خطة عظيمة الجميع يتحمس لها ويتركون أعمالهم ويأتون إليك |
Kamu işleri üyeliği için bir sürü yaygara yapıyorsun. | Open Subtitles | انت تصنع كثير من الضجة كمفوض بالاشغال العامة |
"Sadece gerçekliğin ve rüyanın birlikteliği tam bir yaşam yapar." | Open Subtitles | فقط اندماج الحلم والواقع يمكن ان تصنع حياة الإنسان الكاملة |
yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek. | TED | ما أريد فعله هو أن أبين لكم أنه يمكن أن تصنع نظارات. |
insanlara çekiçle vura vura bir yerden sonra sandalye yapan marangoz gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيت وقت كبير في قتل الناس، وبدأت تشعر وكأنك نجار تصنع كراسي. |
Yine de parmaksız kabadayılar ve suikastçılar için mermi yapıyorsun. | Open Subtitles | رغم ذلك تصنع الأسلحةَ للأشرارِ بلا أصابعِ، الرصاص للقتلةِ. |
Sen bu reklam fliminde aşırı harcama yapıyorsun. | Open Subtitles | سيدى، أنت تصنع فيلم دعائى كبير وهو فيلم بميزانية كبيرة |
Herkesle takılıyorsun, bisiklete biniyorsun mısır köftesi yapıyorsun. | Open Subtitles | انت مع الجميع تذهب فى جولات بالدراجه و تصنع كرات الذره |
Sorular soruyor, cevaplıyor, ve lezzetli yemekler yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تسأل الأسئلة و تجب عنها و تصنع وجبات لذيذة |
Sorular soruyor, cevaplıyor, ve lezzetli yemekler yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تسأل الأسئلة و تجب عنها و تصنع وجبات لذيذة |
Kendine bir silah yapar diye hiç eşya yok odada. | Open Subtitles | ليس ثمة أثاث، حتى لا تصنع سلاحًا من أي شيء. |
Annem çok güzel musakka yapar... ve istediğim zaman kız tavlayabileceğimi söyler durur. | Open Subtitles | تصنع أمي طبق حلويات شهير وهي تقول أنه بامكاني دعوة الفتيات كيفما اشاء |
Eğer hapisten uzak kalmak istiyorsan, bunu tek başına yapmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريد دخول السجن عليك أن تصنع مخرجاً بنفسك |
İnsanlara çekiçle vura vura bir yerden sonra sandalye yapan marangoz gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيت وقت كبير في قتل الناس، وبدأت تشعر وكأنك نجار تصنع كراسي. |
Sevmediğin bir kişinin kuklasını yapıp üzerine iğne batırmayı duymuş muydun? | Open Subtitles | تسطيع أن تصنع صوره خياليه للشخص الذى تكره وتغرز الدبابيس بها |
Tofu yemeğinden bir tür duvar yapardı, ve bu müşterilerin kafasını karıştırırdı, çünkü hepsi buranın bir restoran olduğunu düşünürdü. | TED | كانت تصنع ما يشبه الجدار من طبخ التوفو و كان ذلك يربك الزبائن، لأن الجميع ظن أنه مطعم. |
Annemden buraya gelip... o köfteleri nasıl yaptığını sana göstermesini istesek,nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا لو سألنا أمي بأن تأتي وتريك كيف تصنع كرات اللحم ؟ |
Bu dalgalar baloncuklar yaratır, baloncuklar patlar ve patladıklarında bir ses çıkartırlar. | TED | هذه الأمواج تصنع فقاعات؛ تنفجر الفقاعات، وعندما يحدث ذلك، فإنها تُحدث ضوضاء. |
Bana bir iyilik yapmanı istiyorum, Elliot. Bu kutuyu almanı, | Open Subtitles | أريدك أن تصنع لي معروفاً يا إليوت أريدك أن تأخذ هذا الصندوق |
ama şunun farkına vardık fikirlerimizi sunma şeklimiz, büyük fark yaratıyor. | TED | لكننا وجدنا أنه الطريقة التي نعرض بها أفكارنا، تصنع فارقا كبيرا. |
Anlaşılan o ki bitkiler bir madde üretiyor ve buna suberin deniyor. | TED | تبيّن أن النباتات تصنع هذا المنتج المسمى السوبرين. |
Bak sen küçük aile işinizde kendi ATM kartlarınızı yapıyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا, انظر الى عمل العائلة تصنع لنفسك بطاقات الصراف الآلي |
Yaşlı kadın onun için adam yapmaya karar verdi peyniri kullanarak. | Open Subtitles | لذلك قررت السيدة الصغيرة بالعمر أن تصنع رجل من الجبن نتن |
madalyalı bir Filo komutanı olmanı ve diğer hikayeleri... ama bana bir iyilik yap savaş çoktan bitti, bana çavuş demeyi kes ! | Open Subtitles | أعرف أنك كنت قائد سرب في الحرب و أنك ذو سجل مميز أعرف كل ما تبقى منه لكنني فقط أريدك أن تصنع لي معروفاً |
İşin sırrı güçlü bir izlenim bırakmalısınız, yani fotoğraf çekilmelisiniz,.. | Open Subtitles | والسر أن تصنع إنطباعاً قوياً لذا عليك أن تجسد صوره |