Balistiğin kesin bir eşleşme için birkaç güne ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | والمقذوفات في حاجة الى بضعة أيام للحصول على تطابق تام. |
Tam bir eşleşme yapabilmek için doku tipi de gerekli. | Open Subtitles | نحن أيضاً فى حاجه لنوع الأنسجه للحصول على تطابق دقيق |
Yerel polisin parmak izi kartları şüphelinin tarifine uyuyor mu? | Open Subtitles | بطاقات البصمات من الشرطة المحلية تطابق وصف المشتبه به ؟ |
O cesetlerden birini bulacağız ve senin silahına uyan bir mermi bulunmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | سنجد جثه من تلك الجثث وسأعمل ان اتأكد ان بها رصاصه تطابق سلاحك |
Bulduğumuz parmak izlerinin bir kısmı 13 cinayetin parmak izleriyle uyuşuyor. | Open Subtitles | البصمات التي وجدتموها تطابق جزءً قد وجدناه .على الموقع لـ13 جريمة |
Kısmi parça kusursuz eşleşti. Şimde suç mahallindeki yerini belirlemeliyiz. | Open Subtitles | غطاء جزئي,تطابق تام الأن يجب علينا فقط وضعه في مسرح الجريمة |
Katilimizle uyumlu hiç iz yok. Yer yarılmış içine girmiş. | Open Subtitles | لا يوجد أي إشارات تطابق القاتل، هذا الشخص متخفي جيدًا. |
Yarım düzine sahte kimlik ve eşleşen kartvizit var burada. | Open Subtitles | لديه نصف دزينة من الهويات المُزيفة مع تطابق لبطاقات العمل |
Yüz tanıma programında bir eşleşme bulabilir miyim diye bakıyorum. | Open Subtitles | لذا ابحثُ عبر التصوير الوجهي لأرى إذا امكنني إيجاد تطابق |
Şu ana kadar federal veri tabanında bir eşleşme çıkmadı. | Open Subtitles | حتى الآن، لا يُوجد هناك تطابق في قاعدة البيانات الفيدراليّة. |
- Ancak bir eşleşme bulsak bile, girdiği olay yerini bulmalıyız. | Open Subtitles | على تطابق, لازلنا نحتاج. لتجربته في مسرح الجريمة إن استطعنا إيجاده. |
Kiralık evinizdeki yatak çarşaflarından alınan DNA ile, ...sizin örneğinizde bir eşleşme yakaladık. | Open Subtitles | حصلنا على تطابق من عينة مرجعية لمزيج حمضك النووي المرفوع من أغطية سرير منزلك المستأجر |
DNA sonucu geldi. Dişi. CODIS'te eşleşme yok. | Open Subtitles | عاد الحمض النووي أنثوي لا تطابق في سجل الدم الجنائي |
Tarif dün Centretown Sığınma Evi'ne başvuran iki kadınla uyuyor. | Open Subtitles | ربما، مواصفات تطابق امرأتان دخلتا ملجأ مركز البلدة، يوم أمس |
Charlie McCoy'un vücudundan çıkarılan_BAR_kurşuna uyuyor. | Open Subtitles | إنها تطابق الرصاصة التي انتزعت من جثة تشارلي مكوي |
Patron, olay yerindeki parmak izine uyan 8000 kişiden biri kim bil. | Open Subtitles | أيّها الرئيس، خمّن من هو أحد الـ800 ألف تطابق لبصمات مسرح الجريمة. |
Örnekler bire bir uyuşuyor ama Walden otelde değil. | Open Subtitles | أنا لم افهم ذلك هنا . انه تطابق مثالي من المسدس الاول الذي استخدمه |
Grayson, bir sene önce internet'ten bir sürü bıçak almış, ki bunlar katilin silahıyla eşleşti. | Open Subtitles | غريسون اشترى مجموعة سكاكين على الإنترنت منذ سنة تطابق سلاح الجريمة |
diye bakıyoruz. Fakat teoriyle uyumlu olması verinin teoriyi desteklediği anlamına gelmez. | TED | لكن تطابق البيانات مع النظرية لا يعني أنها تؤيدها |
O frekansı bulabilir, eşleşen titreşimler yaratabilir ve onlar güçlendirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نجدها , ننشئ اهتزازات ونوسعها حتى تطابق الشجرة |
Demiryolu aracından bulduklarımızla bilekten alınan örnek eşleşiyor. | Open Subtitles | الخيوط التي وُجدت في عربة القطار تطابق العينة التي في رسغها |
Seyirci tamamıyla mantıklı varsayımlar veya tahminler yapmaya yöneltilir. Ancak, bunlar aslında önlerinde yapılan şeyle aynı değildir. | TED | حيث يقاد الجمهور لتكوين إفتراضات أو تفسيرات منطقية تماماً لكنها في الحقيقة لا تطابق ما يعرض أمامهم |
Tyrell'la birlikte kimliği belirlenen ceset 25 yaşında bir Kafkasa ait. | Open Subtitles | تطابق الجسم مع تيرل قوقازي ذكر بعمر 25 سنةً |
Ağa düşürdüm. Eksiksiz diş eşleşmesi. | Open Subtitles | من المؤكد أنني قد عثرت عليه يوجد تطابق كامل كان طافياً |
Sam'in örümceği kurbandan aldığımız örnekle uyuşmuyor. | Open Subtitles | حتى العنكبوت سام لا تطابق عينة توكس اتخذنا من مركز فيينا الدولي لدينا. |
Lab raporları Sutphin in "Gerçek Suç" kitaplarındaki... parmak izleri cinayet aletleri üzerindekilerle tutuyor. | Open Subtitles | تقرير المعمل يؤكد بصمة السيدة ساتفين البصمات الموجودة على الكتاب تطابق نفس البصمات على اداة الجريمة |
Kayıp kişilerin hiçbirine uymuyor. Sanki hiç var olmamış gibi. | Open Subtitles | لا يوجد تطابق لشخص مفقود و كأنها لم تكن موجودة قط |
Belli başlı 13 DNA işaretleyicisi arasında harika bir uyum vardı. | Open Subtitles | كان هناك تطابق مماثل عبر كل العلامات 13 المحددة |