Bunu yapardım John gerçekten. Ama benden istediğin şey tamamıyla çizgiyi aşıyor. | Open Subtitles | أود ذلك يا جون، حقاً أريد لكن ما تطلبه خارج عن الحدود |
Bir hataydı, büyük bir hataydı. İstediğin şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | إنها غلطة كبيرة أنا مستعد لتنفيذ كل ما تطلبه الآن |
Efendim, istediğiniz şey mümkün değil. Ajan Bauer'a yönelik suçlamalar ciddi. | Open Subtitles | سيدى ما تطلبه منى غير محتمل التهم الموجهه اليه جاده تماماً |
Benden ne istediğinin farkında değilsin, Will. | Open Subtitles | أنت لا تفهم الأمر الذي تطلبه مني. |
Ne istersen yaparım. Hayatımı bile ortaya koyarım. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيء تطلبه مني يمكنني حتّى التضحية بحياتي |
Harvey, bu istediğini yapsam bile fark yaratan kişi ben olmayacağım. | Open Subtitles | حتى إن فعلت ما تطلبه لن أكون أنا مَن سيحقق المرغوب |
Saygısızlık etmek istemem efendim ama imkansızı istiyorsunuz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس , مع كامل إحترامي لك ان ما تطلبه لا يمكن تنفيذه |
Dinle şimdi. İstediğin şeyi getirdim. Başka bir şey istedin mi? | Open Subtitles | أصغي إلي لدي ما تطلبه بالضبط إذا كنت تريد شيئاً آخر |
Bu arada, eğer senin için veya sınıf için istediğin birşey varsa söylemen yeterli. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, لو هُنالك أي شيء تطلبه أنتَ أو صفك قل فحسب |
Benimle biraz vakit geçirirsen tahıllar için istediğin her şeyi veririm. | Open Subtitles | إذا قضيت وقت صغير معي سأعطيك أي شيء تطلبه لقمحك |
Şimdi dürüst olalım. İstediğin her parayı sana ödeyebilirim. | Open Subtitles | هكذا ، حسنا الأن أستطيع أن أدفع لك كل شئ تطلبه |
Benden yapmamı istediğiniz şeyden emin misiniz? | Open Subtitles | سيدي .. أأنت متأكد أن أفعل ما تطلبه مني؟ |
Ama istediğiniz şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | ولكن اعتقد أنه بامكاني تنفيذ ما تطلبه مني |
Anakarada. İstediğiniz şey kolay değil. | Open Subtitles | إنه على البر الرئيسي إن ما تطلبه ليس بالأمر السهل |
Sen benden ne istediğinin farkında değilsin. | Open Subtitles | أنت لا تدركما تطلبه مني |
Benden ne istersen yapabileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني أستطيع فعل أي شيء تطلبه أنت مني |
Eğer onu seviyorsan, istediğini yapmalısın. | Open Subtitles | إن كنت تحبها حقاً فعليك أن تفعل ما تطلبه منك |
Ne yapmamı istiyorsunuz? Yazmayı bırakmamı mı, yoksa inanmadıklarımı yazmamı mı? | Open Subtitles | ما الذي تطلبه مني، التوقف عن الكتابة أو كتابة ما لا أؤمن به؟ |
İstediği şey, binbir zorlukla kazandığı parasını biriktirmek için güvenilir bir yerdi. | TED | ما كانت تطلبه هو مكان آمن لتوفير المال الذي تكسبه بشق الأنفس. |
Ağzım sulandı. Tatlı olarak sufle almak isterseniz şimdiden sipariş etmeniz iyi olur. | Open Subtitles | إذا أردت حلوى السوفليه للتحلية سيكون من الجيد أن تطلبه الآن |
Her ne dersen, Aaron. Her ne dersen. | Open Subtitles | سأفعل ما تطلبه أرون سأفعل ما تطلبه |
Dinle, bugün Nino'da ıstakoz var ama erken sipariş vermek gerekiyor. | Open Subtitles | اسمع مطعم نينو سيقدم جراد البحر الليلة لكن يجب أن تطلبه مقدما هل تريد؟ |
Bana sorduğun tek şey para oluyor. | Open Subtitles | اتعلم , الشيء الوحيد الذي تطلبه هو المال |
Eğer beni tekrar görmek istiyorsanız, o ne derse yapmak zorundasız. | Open Subtitles | إنْ أردتما رؤيتي ثانيةً فعليكما تنفيذ ما تطلبه |
Bana sandığım şeyi mi soruyorsun yoksa? | Open Subtitles | هل تطلب مني ما أعتقد بانك تطلبه مني ؟ |
Ve bu prensiplerden birinin de "Hoşlandığım bir kız ne isterse yaparım" olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | سأفعل حرفيا أي شيء تطلبه مني فتاة أعجب بها |
Ne gerekiyorsa yapacağım. Benden ne istiyorsan, yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل أيّما يتطلّبه الأمر وسأنفّذ أيّما تطلبه منّي |