Muhtemelen, bizimle konuşmaya ömrü yetmeyecek ve sen de bunu biliyorsun. | Open Subtitles | من المحتمل أنه لن يعيش كفاية ليتحدث الينا وانت تعرف هذا |
Kendine öyle söyle bakalım, ama değiştin ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أخبر نفسك بذلك و لكنك تغيرت و أنت تعرف هذا |
Yani Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أنتظر,هل تعنى إنك كنت تعرف هذا طوال الوقت؟ |
Kızım Bunu biliyor mu yani? Kızım bu pisliği düşünmeye mecbur mu? - Olamaz. | Open Subtitles | و ابنتي تعرف هذا الهراء على ابنتي أن تفكر في هذه القذارة ؟ |
Şimdi bunu halletmezsek bir gün bunun acısı çıkacak, sen de biliyorsun bunu. | Open Subtitles | إذا لم نعتني بهذا الآن، سوف ترتد في وجهنا وأنت تعرف هذا جيداً. |
Çünkü sen deha gelmeden ölmüştü. bunu biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | وكانت ميتة بالفعل عندما وصلت هناك، وانت تعرف هذا صح؟ |
Bizim malımız 1. sınıf bunu biliyorsun! Bırakın beni orospu çocukları! | Open Subtitles | منتجنا من النوع الاول و انت تعرف هذا ابتعد عني ايهاالحقير |
Korktuğumda etrafımda duvarlar yükseliyor. Etrafımdaki insanlara güvenmeyi bırakıyorum. - bunu biliyorsun. | Open Subtitles | تنشأ الحواجز حين أكون خائفة فأفقد الثقة بمَنْ حولي وأنت تعرف هذا |
- bunu biliyorsun. - Onlara bir şey veriyormuş gibi görünmen gerekiyor. | Open Subtitles | ـ أنت تعرف هذا جيّداً ـ يبدو كأنّ عليك أن تعطيهم شيئاً |
Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum ve sen de bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لقد أحببتك منذ النظة الأولى التى رأيتك فيهان وأنت تعرف هذا |
Beni ondan hiçbir şey ayıramaz, bunu biliyorsun patron. | Open Subtitles | لا شيء يبعدني عنه، تعرف هذا أيها الرئيس. |
Bana zarar verirsen, Lordum seni bulur, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | إذا قمت بإذائي، فصاحب السمو سيتخلص منك، و أنك تعرف هذا جيداً. |
İnternette bulunuyor. Bunu biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | أنها طريقة حتى لا يعرف أحد النهاية كان يجب أن تعرف هذا |
biliyor musun o gelecek hafta buradan ayrılıyor, Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أنت تعرف أنها ستغادر الأسبوع المقبل ، أليس كذلك ؟ أنت تعرف هذا ؟ |
biliyor musun o gelecek hafta buradan ayrılıyor, Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أنت تعرف أنها ستغادر الأسبوع المقبل ، أليس كذلك ؟ أنت تعرف هذا ؟ |
Öyle yerler var ki, bir baba senin yaptığını yapan adamı öldürür, Bunu biliyor musun? | Open Subtitles | هناك أماكن حيث الأبّ يقتل رجل لفعل ما أنت تفعله تعرف هذا أليس كذلك؟ |
Burdaki herseyden haberim olur. Bunu biliyor muydun. | Open Subtitles | كل ما يحدث هنا يتم عن طريقي أنت تعرف هذا |
Üç yıldır buraya konuşlanmış durumdayız. biliyorsun bunu. | Open Subtitles | نحن متمركزين هنا من ثلاث سنوات انت تعرف هذا |
Ya da belki de bunu biliyordun, ama bu konuda hiçbir şey yapamıyordun, ha? | Open Subtitles | أو ربما كنت تعرف هذا ولكن لم يكن بيدك أي شيء حياله، أليس كذلك؟ |
Onlara parayı vermemiz lazım. Herhalde bunun farkındasın. | Open Subtitles | علينا أن نعطيهم النقود أعتقد أنك تعرف هذا |
- Nasıl bilebilirsin ki? Vazgeçmeyeceğiz. İkinci bir görüş almak istiyorum. | Open Subtitles | لا تعرف هذا لن نستسلم, أريد رأياً آخر |
Bunları sizler de biliyorsunuz, ama siz susmayı tercih ediyorsunuz. | Open Subtitles | انك تعرف هذا جيدا, لكنك لا تجرؤ على قول ذلك |
Gözünde titreşmeye başlayan o küçük ışık ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف هذا البريق الذى يخبو فى طرف عينك ؟ |
bunun farkında olmayabilir, ama yaptığı şey oydu. | Open Subtitles | ربما لاتكون تعرف هذا ولكن هذا ما كانت تفعله |
Görevini yerine getirmek için Bunu bilmen gerekir. | Open Subtitles | كيف تستطيع أن تقوم بمهامك دون أن تعرف هذا ؟ |
Bak, kimse seni sırtından vuramayacak. Sadece Bunu bilmeni istedim. | Open Subtitles | اسمع ، لن يطلق أحد عليك النار من الخلف ، أردتك أن تعرف هذا |
- Bilmiyorum ama Bunu tanıdın mı? | Open Subtitles | -لا أعرف، ولكن هل تعرف هذا الشخص؟ |