İkinci bölümden önce başka bir bölüm olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنّه يوجد فصل قبل الفصل الثاني ؟ |
- Eskiden Boston'da Yılbaşını kutlamanın yasadışı olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | -هل تعلم أنّه كان غير قانوني -الإحتفال بعيد الميلاد في "بوسطن"؟ -أجل |
- Eskiden Boston'da Yılbaşını kutlamanın yasadışı olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | -هل تعلم أنّه كان غير قانوني -الإحتفال بعيد الميلاد في "بوسطن"؟ |
Mala olduğunu biliyorsun, yapma. Şu maden makası, şu da testere. | Open Subtitles | تعلم أنّه مالج، بالله عليكَ، وتلك مجزّات، وذاك منشار |
öyle olduğunu biliyorsun. Şah'ın piyonu D3'e. | Open Subtitles | أنت تعلم أنّه كان كذلك، بيدق الملك يتحرق لـ د3 |
Eğer izin verse, yardım ederdim ama vermeyeceğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | لكنتُ سأساعده إذا سمح لي، لكنّك تعلم أنّه لن يسمح |
Bu arada, telefonunuza girerken bakmanız gerektiğini biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | بالمناسبة، تعلم أنّه من المفترض أن يتمّ التحقق من هاتفك أثناء دخولك، أليس كذلك؟ |
1.5 kilometre ileride "Küçük Sürtük Yolu" diye bir yol olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | أكنت تعلم أنّه يُوجد طريق يُدعى بـ"السافلات الصغيرات" يبعد ميلاً من هُنا؟ |
- Hâlâ onda olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | -أكنت تعلم أنّه ما زال بحوزته؟ |
Bugün doğum günüm olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلم أنّه عيد ميلادي! |
Bugün doğum günüm olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلم أنّه عيد ميلادي! |
O zarfların içinde faturalar olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنّه ما يوجد فيها هي فاتورات. |
Ama bir şeyler olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،لكنّك تعلم أنّه كان بيننا شيئاً .. |
Ryan, eyaletten ayrılmasının yasak olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | (رايان) , تعلم أنّه غير مسموح له بمغادرة الولاية |
Emekli olduğunu biliyorsun, değil mi? O... | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنّه تقاعد، صحيح؟ |
'biliyorsunuz ki, Bracknell'da kalsaydınız sadece kendi hayatınızı riske atmayıp aileleriniz ve sevdiklerinizin hayatlarını da riske atardınız. | Open Subtitles | تعلم أنّه ببقائك في براكنيل، فأنت لن تخاطر بحياتك فحسب بل حياة أقربائك وأحبائك |
- Terbiyesizliği seyrediyorum. - Burada oturamayacağınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | استمتع بهذا الكلام البذئ - أنت تعلم أنّه لايمكنك الجلوس هنا - |
Yani, biliyorsunuz, hapisanede çalışıyor. | Open Subtitles | أعني، تعلم أنّه يعلم بالسّجن |