"تفتح" - ترجمة من عربي إلى تركي

• açma
• açar
• açık
• açılıyor
• açmak
• aç
• açıyor
• açman
• açıyorsun
• açılmıyor
• açtığında
• açmanı
• açmayın
• açmadın
• açabilir

Eğer el arabası varsa açma. Craıg, burada ne arıyorsun?
اذا كان لديهم شاحنة لا تفتح كريغ ماذا تفعل هنا

Mutfağına girip, size ait olmayan şeyleri yer, ...haddinize olmayan kapıları açar mısınız?
أتدخل المطبخ و تأكل طعاماً لا يخصك و تفتح أبواباً لحجرات لا تخصك؟

Sorun şu ki, Lestercorp gündüzleri açık ve gündüz gidemeyiz.
المشكلة أن ليستركورب تفتح بالنهار لذا لا نستطيع الذهاب بالنهار

- ...ve kazıttık. - Üstten açılıyor, benimki gibi.
لأطلب نقش كلمات عليه وهي تفتح من أعلى،مثل ساعتي

Avatar haline hakim olmak amacı ile bütün çakralarını açmak zorundasın.
من أجل أن تتحكم بحالة الافاتار يجب أن تفتح كل الشكرات

- Beyefendi... - Kapıyı aç dedim! Bunu beraber halledebiliriz.
افتح الباب و لنجد الحلّ معاً عليكَ أن تفتح الباب

Şu andan çok uzak olmayan bir gelecek düşünüyorum -- annem bilgisayarına gidiyor, internet tarayıcısını açıyor ve küçük bir robota bağlanıyor.
هكذا انا اتخيل في زمن ليس بعيد جدا من الان تستطيع امي الذهاب الى حاسوبها تفتح متصفح وتدخل الى روبوت صغير

Kimseye açma. Hoşça kal. Seni seviyorum.
ولا تفتح هذا الباب لأي شخص مع السلامة، أنا أحبك

Hesap açma. Kilitli kasalardan kirala. Ne zaman istersen git ihtiyacın kadar al.
إذا لم تفتح حساب، ستحصل على صندوق إيداع آمن وتتفقده متما تشاء.

Bir yerlerde Tanrı bir kapıyı kapatırsa, bir pencere açar diye yazıyordu.
قرأت في مكان ماً أنه عندما يغلق باب هناك نافذة تفتح دوماً

Yemek salonu 24 saat açık artı Marie'de deli gibi yemek yapıyor.
قاعة الطعام تفتح 24 ساعة بالاضافة الى ان ماري تطبخ بشكل مذهل

Kapıyı açıp odaya girdiğinde kapıyı tamamen açtığından emin ol ve açık bırak.
الآن ، عندما تفتح الباب وتدخل الغرفة تأكد من فتح الباب وتركه مفتوحاً

Hey, güzel olunca, kapılar büyülü gibi açılıyor.
عندما تكون جميلاً فالأبواب تفتح لك بشكل تلقائي

Kenar mahallelerle ilgili söylemek istediğim ikinci konu kenar mahallelere alan açmak zorunda olduğunuzdur.
والنقطة الثانية التي اود توضيحها عن الاحياء الفقيرة هي انه يجب ان تفتح مساحات في الاحياء الفقيرة

aç toprağı besleyen 13 can karanlıkların efendisinin doğumuna fırsat sağlıyor.
ثلاثة عشر روحٍ تغذي الأرض الجائعة تفتح الطريق لولادة سيد الظلام

Yeni teknolojilerimiz pek çok değişik etiksel ikileme yol açıyor.
تقنياتنا الجديدة تفتح العديد من الروايات للمعضلات الأخلاقية

Homer, bu kapıları çekerek-kaydırarak açman gerekiyor.
هومر ، يفترض عليكَ تخفض هذه الابواب حتى تفتح

Önce anahtarı yuvaya sessiz bir şekilde sokuyorsun ve sonra kapıyı hızlı bir şekilde açıyorsun sanki beni iş üstünde yakalamayı düşünür gibi.
في البداية تدخل المفتاح بهدوء تام و بعدها تفتح الباب بكل سرعة كلأنك تظن لنك ستمسكني و أنا أفعل شيئا ما

Kendisi tamir etmeye çalıştı ama bu sefer de penceresi açılmıyor.
بأي حال حاولت إصلاحها بنفسها والآن النوافذ لا تفتح ولا تغلق

Odasını sahip olduğu güzel şeylerle doldurmuştu.. ..böylece gözlerini açtığında onları görebildi.
ملأت غرفتها بكل ما تمتلكه من أشياء جميلة لتراها حينما تفتح عينيها

Ben tüm gün burada olacağım için benim yerime barı açmanı isteyecektim.
لكني سأبقى هنا طوال اليوم، وأريد منك أن تفتح البار بدلا مني.

Hayatınız ciddi bir tehdit altında. Size gelen hiçbir paketi açmayın.
هناك تهديد قوي على حياتك، لا تفتح اي طرد وصل إليك

Sen henüz Vival, Renu ve diğerlerinin verdiği hediyeleri açmadın.
أنت لم تفتح الهدايا التي أرسلت عبر فيمال، ورينو والآخرين؟

Ve gerçekten de, sorumun olası bir cevabı, bizi gerçek anlamda yeni evrenlere açabilir.
و بالفعل, اجابة ممكنة لسؤالي تفتح أكوان جديدة, حرفيا.