O zaman üstünde öldürüldükleri çarşaflarda DNA'nın bulunmasını nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | كيف تفسر حمضك النووي على الشراشف حيث قُتلوا لا أعرف |
Peki sana olanları nasıl açıklayacaksın ? | Open Subtitles | اذن هل تستطيع ان تفسر لى ما حدث لك بالضبط |
- Aslında var! Elbiselerinizden birinin, neden benim cinayet mahallimden çıktığını açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تفسر لي لماذا أحد تصميماتك ظهرت في مسرح جريمتي ؟ |
Peki karınızın, kendi rızasıyla gitmiş olduğu gerçeğini nasıl açıklarsın? | Open Subtitles | إذن كيف تفسر واقع أن زوجتك قد سمحت أن تلتقط ؟ |
Bir gün Tanrı'nın karşısına çıkıp, bugün burada neler olduğunu açıklamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | يوماً ما سوف تقف أمام الله وسف تفسر مافعلته اليوم |
Ah, evet, yalnız. Sonra nasıl ablam açıklıyorsunuz | Open Subtitles | أوه ، أجل ، لقد كنت لوحدك إذاً كيف تفسر أن شقيقتي |
Alışma beynimizin yalan gibi bazı davranışlara sürekli maruz kalmaya nasıl uyum sağladığını açıklar. | TED | إن مسألة التعود تفسر كيف تتبنى عقولُنا بعض السلوكيات، مثل الاعتياد على الكذب. |
Yapacağınız ikinci şey, buna açıklama getirecek bir fikir üretmek, yani bir hipotez. | TED | والشيء التالي للقيام به هو إثارة فكرة ما ربما تفسر سؤالكم: الفرضية. |
Peki, yürüyerek Çeçenleri geçmesini ve elindeki bombayı nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | كيف تفسر مشيه للرجل الشيشاني وإعطائه له القنبلة؟ لا أعرف |
Ama hep bizimkilerin ölmesini nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | لكن كيف تفسر أنه دائما نحن الذين نتعرض للقتل ؟ |
Peki o zaman tepedeki ölü keçiyi ve sarı yağmuru nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | بماذا تفسر إذن المطر الأصفر, والعنزة الميتة فوق التل؟ |
Peki geçen gece ayak parmağımı hareket ettirmemi nasıl açıklayacaksın? Çok değil ama hareket etti. | Open Subtitles | اذاً كيف تفسر قيامي بتحريك إصبع قدمي الليلة الماضية, ليس كثيراً لكنها تحركت |
Arabada bulduğumuz onca kanı nasıl açıklayacaksın? | Open Subtitles | إذاً كيف تفسر كل ذلك الدم الذي وجدناه على السيارة ؟ |
Bluzunun düğmesinde parmak izini bulmamızı nasıl açıklayacaksın? | Open Subtitles | كيف تفسر أننا رفعنا بصمتك من أحد أزرار قميصها ؟ |
Bu parazit ayrılıkçıların, gezegeni tekrar nasıl ele geçirdiklerini açıklayabilir. | Open Subtitles | هذه الطفيليات قد تفسر كيف استعادوا الكوكب في المرة الأولى |
Sonra kızı rahat bırak, sonra konuşuruz, bana her şeyi açıklarsın anlaştık mı? | Open Subtitles | دعني آخذ الفتاة ثمّ يُمكنك أن تفسر كلّ شئ إتفقنا ؟ |
Üzerinde kan izleri ve dışkı vardı. Bunu açıklamak ister misin? | Open Subtitles | لقد تتبعنا الدم عليها و لقد تتطابقت اريدك ان تفسر هذا لى |
Pilotun Hava Trafik Kontrol'le olan ilk konuşmasını nasıl açıklıyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا, كيف تستطيع تفسر تبادل المعلومات الأولي مع برج المراقبة الجوي؟ |
Kalın kafalı görünmek istemem ama açıklar mısın lütfen? | Open Subtitles | أنا أعتذر إذا نحن بدؤن بعض الشيء بلهاء،ربما يمكنك أنا تفسر |
Ortadan kaybolmak ve kimseye açıklama yapmamak, kimseyle konuşmamak. | TED | أن تختفي ولا تضطر أن تفسر لأي شخص، أو أن تتحدث مع أي شخص. |
Ve bu sırada bana asansörün ne olduğunu açıklayabilirsin. | Open Subtitles | و فى هذه الأثناء يمكنك أن تفسر لى ما هو المصعد. |
Sosyal Güvenlik'teki insanların, sosyal güvenliği tehlikeye sokan adaylara oy vermesini nasıl açıklarsınız? | Open Subtitles | كيف تفسر أن هنالك أشخاص يحملون ضمانًا إجتماعيًا يصوتون من أجل مُرشحين بإماكنهم أن يضرو بتأمينهم الإجتماعي؟ |
O zaman aile kavgası yüzünden bu eve iki hafta önce polis gelmesini nasıl açıklayacaksınız? | Open Subtitles | كيف تفسر اتصال الاضطراب المنزلي عن هذا العنوان منذ أسبوعين؟ |
Tanrı bu kadar kudretliyse neden insanların bunları yapmasına izin verdiğini açıklamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفسر إلى .. إن كانت الديانات بهذه القوه لما تسمح للرجل أن يفعل م يفعل |
Güneş'in etrafındaki hareketlerini doğru olarak açıklayacak mıydı? | Open Subtitles | التى تفسر بدقة الحركة الظاهرية لكوكب المريخ ، عندما ننظر من الأرض ؟ |
Eleman gittiğine göre, şu silahını duvara asma ve Baxterlar ile anlaşma saçmalığını açıkla bakalım. | Open Subtitles | الآن بما انه رحل هل يمكنك ان تفسر لي تلك الترهات عن تعليق مسدسك والتصالح مع الباكسترز |
Ve o bana bu şekilde izah edememişti. Bu harikaydı. | Open Subtitles | و أنها لم تفسر لي شيئاً واضحاً بمثل تلك الطريقة |