| Suratıma kapatma. Telefon kulübesinden arıyorum. | Open Subtitles | .لا تقفل الخط علي , إنني أتصل عليكَ من غرفة هاتف عمومي |
| O zaman önümüzdeki iki gün boyunca beni odama kilitlemelisin ve çok ciddiyim. | Open Subtitles | حسنا ، بعدها اريد منك ان تقفل عليا في غرفتي لليومين القادمين اعني حقيقةَّ |
| Evet. kapanıyor olabiliriz ama henüz kapanmadık. | Open Subtitles | نعم قد تقفل المدرسة لكنها لم تقفل بعد |
| O zaman kendini bir hücreye kapatıp anahtarını da lağıma at çünkü seni burada koruyamam. | Open Subtitles | اذاً من الافضل ان تقفل باب زنزاتك وترمي المفتاح لانني لا استطيع مساعدتك هنا |
| Sakın o kapıyı kilitleme seni kahrolası! | Open Subtitles | لا تقفل الباب اللعين |
| Beni buraya kilitliyorsun ha! Sezi kabiliyetim senden geliyor demek ki! | Open Subtitles | يبدو أنك تقفل علي الأبواب لقد حصلت على مهارات المحقق منكِ |
| Şeker küplerini sayar, her şeyi kilitler! | Open Subtitles | انها تحسب عدد مكعبات السكر و تقفل على كل شيء |
| Baban çeneni kapatmanı söyledi. Bu çok iyi bir tavsiyeydi. | Open Subtitles | لقد قال لك أباك أن تقفل فمك هذه نصيحة جيدة |
| Yaramaz ve ahlaksız insanları kilitlemek için harika bir yer. | Open Subtitles | انه افضل مكان كي تقفل على فتاة عاهرة قذرة |
| - Bisikletini niye kilitlemedin? | Open Subtitles | لما لم تقفل السلسلة على دراجتك ؟ |
| Konumun bizde var. kapatma sakın. | Open Subtitles | نحتاجك في موقعك لا تقفل الخط ، هل تفهمني؟ |
| - Hayır, hayır, hayır! kapatma. Toplantı yapmamız gerek. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، لا تقفل الخط يجب أن نجتمع، |
| Çok utangaç. Sakın kapatma. Dur. | Open Subtitles | إنه خجول جداً لا تقفل الخط, مهلاً |
| Kapını kilitlemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تقفل أبوابك |
| Gerçektende kapını kilitlemelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تقفل بابك |
| Kanada saat 9:30'da kapanıyor diye biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنَّ " كندا " تقفل أماكنها في الـ 9: 30 |
| Öyle. Annem orası geldiğinde televizyonu kapatıp "son" diye bağırırdı. | Open Subtitles | عند هذا كانت امى تقفل التليفزيون وتقول انها النهايه |
| Neden cevap vermiyorsun? Bir daha kapıyı kilitleme. | Open Subtitles | لم لا تجيبني ، لا تقفل الباب |
| Ne diye kapıyı kilitliyorsun? ! | Open Subtitles | لماذا تقفل الباب الآن؟ |
| Bazen kendini günlerce odasına kilitler ve kitap okurdu. | Open Subtitles | أحيانا تقفل على نفسها فوق في غرفتها لأيام، فقط للقراءة |
| O borulara dokunacaksan suyu kapatmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تقفل الماء إذا لمست هذه الأنابيب. |
| Güvenlik başını asansörde kilitlemek? | Open Subtitles | و تقفل على مغفل الأمن في المصعد؟ |
| Neden kapıyı kilitlemedin, arkadaşım? | Open Subtitles | لماذا لم تقفل الباب يا رجل؟ |
| Geçmişi alıp bodrumda bir yere kilitleyip bir daha bakmamak üzere arkanı dönüp gitmez misin? | Open Subtitles | اليس بإمكانك أن تأخذ الماضي و تقفل عليه في احدى غرف القبو و من ثم تعلق الباب و لا تعود إلى هناك مجدداً ؟ |
| Kurtçuk, kurbağanın önüne gelir gelmez gözleri hedefine kilitlenir. | Open Subtitles | حالما تتلوى سوسة الدقيق أمام العلجوم، عيونه تقفل على الهدف. |
| sadece,benim karım kendini odasına kilitlemeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | فقط زوجتي تفضّل أن تقفل الباب على نفسها في غرفتها.. |
| Dondurucu dışarıdan kilitleniyor. | Open Subtitles | الثلاجة تقفل من الخارج |
| Neden kapıları kilitlemiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تقفل الأبواب؟ |