Ama içimden bir ses bunların bir şekilde insanüstü deneyleriyle bağlantısı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ولكن كل غريزة في جسدي تقول بأنه وبطريقة ما متصل بتجارب البشر الخارقين |
- Vur-kaç olayı. Geldiği yeri görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | اصطدام و هروب الفاعل تقول بأنه أتاها على حين غفلة |
Denge tekerleğini çıkarmanın vaktinin geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول بأنه حان الوقت لإيقاف عجلة القيادة |
Ya! Sen bize yumurta bulamadığınızı söylüyorsun Hatta senin gibi bir Amerikalı'da? | Open Subtitles | تقول بأنه لن يجد أحد بيض مثل بيضك حتى لو في أمريكا |
Buna gore Yahudi karsitligina duyarli olmak... sence yanlis mi, diyorsun? | Open Subtitles | .. هل تقول بأنه من الخطأ للشعور بالإحساس حول معاداة السامية ؟ |
Bildiğim kadarıyla ev sahibi ev sahibi az önce burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | موظفة الإستقبال بالأسفل تقول بأنه موجود في غرفته الآن |
- Ve siz eroin kullandığını mı söylüyorsunuz? - Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | وأنت تقول بأنه كان يتعاطى الهيروين أكل شيء على ما يرام |
Konu bize geldiğinde, perspektif sahibi olamayacağımı söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول بأنه كما تعلمين, عندما يتعلق الأمر بنا لن يكون لدي أي وجهة نظر |
Ama annem, ayakta yemek yemenin gaz yapacağını söylüyor. | Open Subtitles | ولكن والدتي تقول بأنه إن أكلتُ واقفاً فإن ذلك يمنحني الوقود |
Tamam efsane onu astığını söylüyor ama öyle yapmadı. | Open Subtitles | حسناً , ثمّة أسطورة تقول بأنه قام بشنقها لكنّه لم يقم بذلك |
Eşim Samir'in sizin gibi büyük bir doktor olacağını söylüyor. | Open Subtitles | زوجتي تقول بأنه سيصبح دكتوراً عظيماً مثلك |
Öğretmenimiz bunu geçici olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | المعلمة تقول .. بأنه هذا الأمر فقط عندما تكون شابه |
Yarasını kapatıyor. Yağmur durduğunda gidebilecek durumda olacağını söylüyor. | Open Subtitles | أنها قريبة من فعل ذلك له, أنها تقول بأنه سيكون على ما يرام عند أنتهاء العاصفة |
Önemli olduğunu söylüyorsun ama neden önemli olduğunu söylemiyorsun. | Open Subtitles | تقول بأنه مهم لكنك لم تخبرني لماذا هو مهم |
Babamin sevgilisinin kullandigi bir kelime yüzünden yemekle kafayi bozdugumu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول بأنه لدي مشكلة مع الطعام بسبب شيء قالته لي صديقة والدي؟ |
Verileri eğrini içine sığdırıp söylemek istediklerine uydurduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تقول بأنه طابق البيانات على المنحنى تلاعب بها لتفعل ما يمليها به |
Yani diyorsun ki, Sam ve benim onunla iletişim kuracağımızı biliyordu, öyle mi? | Open Subtitles | اذن أنت تقول بأنه علم انني وسام نحاول الإتصال به؟ |
Ve bunu biliyor musun, bilmiyorum ama oldukça yargılayıcı olabiliyorsun. - Yani diyorsun ki... | Open Subtitles | إذن أنت تقول بأنه يجب أن اكون شخصاً آخر بقربها حتى تكون على سجيتها بقربي؟ |
Bildiğim kadarıyla ev sahibi ev sahibi az önce burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | موظفة الإستقبال بالأسفل تقول بأنه موجود في غرفته الآن |
Kaynağım, adamın çoğu zaman yanında bir sürü adamla orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مصادري تقول بأنه هناك معظم الوقت مع الكثير من الدّعم |
Umutsuz vakaların olmadığını söylüyorsunuz hep. | Open Subtitles | أعلم أنّك تقول بأنه لا يوجد قضايا ميؤوس منها |
Aile, "Adam kızın omzundaki şeytandı." diyor. | Open Subtitles | العائلة تقول بأنه كان الشيطان على أكتاف الفتاة المسكينة |
Resmi yönergelerde bunun tabakları temizlemek için gerekli olduğu yazıyor. | Open Subtitles | تعليمات الحكومة تقول بأنه من أجل تنظيف الصحون |
Evet, ama daha şimdi 30 milden önce tuvalet olmadığını yazan tabelayı geçtik. - Ne? | Open Subtitles | .. نعم ، لكن لقد مررنا للتو بلوحة تقول بأنه |