Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. Ben söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب |
Ve benim arkadaşımmış gibi davrandığın sürece yalan söylemenin mahsuru yok. | Open Subtitles | وهو شيئ مقبول أن تكذبي طالما أنكِ تتظاهرين فقط بأنكِ صديقتي |
Sadece son zamanlarda çocuğa sahip olmak konusunda değil aynı zamanda senelerdir Ryan'la çıkma konusunda da yalan söylüyordun! | Open Subtitles | إذن ، لم تكذبي مؤخراً عن وجود طفلة لديك في الحقيقة كذبت لسنوات عن وجود علاقة بينك وبين رايان |
Senin de o konuda yalan söylememen gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن من المفترض عليكي أن تكذبي بشأنه ايضاً,أليس كذالك؟ |
Sen de bu konu hakkında yalan söylememeliydin, değil mi? | Open Subtitles | وأنت لم يكن من المفترض أن تكذبي بشأنه أيضاً,أليس كذلك؟ |
Nasil biri oldugumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. Ben söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب |
Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. Ben söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب |
Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. Ben söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب |
Hayır, bir dahaki sefere yalan söylemeyin yeter. | Open Subtitles | لا داعي، لكن لا تكذبي عليّ المرة المقبلة. |
Yıllar boyunca, büyükanne ve torun olarak aramızda hiç yalan olmadı. | Open Subtitles | في كل السنوات الماضية كانت علاقتنا كعلاقة جدة بحفيدتها و لم تكذبي علي يوما |
Bir dahaki sefer yalan söyleme. | Open Subtitles | إذا أرتي مغادرة عش الحب المرة القادمة فلا تكذبي |
Bana yalan söyleme. Seni izlemekle büyük bir risk aldım. | Open Subtitles | لا تكذبي علي خاطرت كثيراً لأتبعك إلى هنا |
Bir gün, ben onu öldürmek için ne demek olduğunu size sorduğunuzda, bana yalan söyleme. | Open Subtitles | يوماً ما ، عندما أسألك ما هو شعور أن تقتلي لا تكذبي علي |
Bir daha yalan söylemeyeceğine söz vermelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تعدي أنكِ لن تكذبي عليّ أبداً مرة أخرى |
Bana yalan söyleme. Onu size konuşurken gördüm ve şimdi o gitti. | Open Subtitles | لا تكذبي علي ، لقد رأيته . يتحدث إليك ، و الآن لقد اختفى |
Bak Ellen, bu soruların çoğunun yanıtını biliyorum. Bana yine yalan söyleme. | Open Subtitles | الآن، إلين، أعرف الأجوبة لأغلب هذه الأسئلة، لذا لا تكذبي ثانية |
Hocaya "yalan söyleyebilirdim ama size çok saygı duyuyorum" diyeceksin. | Open Subtitles | قولي للأستاذ أنكِ يمكن أن تكذبي عليه لكنك تحترمينه ولن تفعليها |
Kendini istersen kandır, ama bana yalan söyleme. | Open Subtitles | أكذبي علي نفسك لو أردت لكن لا تكذبي عليّ |
Bunu çok istiyor olmalısın... çünkü daha önce bana hiç yalan söylememiştin. | Open Subtitles | يبدو أنك تريدن هذا الشئ بكل عواطفك لأنك لم لم تكذبي علي من قبل طوال حياتك |
Senin için yaptıklarımdan sonra, bana nasıl yalan söylersin? | Open Subtitles | بعد كل شيء فعلته لأجلك كيف بإمكانك أن تكذبي علي؟ |