ويكيبيديا

    "تمطر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yağıyor
        
    • yağıyordu
        
    • yağmıyor
        
    • yağmadı
        
    • yağmaz
        
    • yağmurlu
        
    • yağmuru
        
    • yağınca
        
    • yağmayacak
        
    • yağar
        
    • yağacak
        
    • yağmur yağdı
        
    • yağmurluydu
        
    • yağmur yağdığını
        
    • yağmur yağsa
        
    Kocam dışarıda bir yerde, yağmur yağıyor ve ikimiz de içiyoruz. Open Subtitles زوجي بالخارج في بمكان ما انها تمطر وكلانا نتناول الشراب الآن
    Bu gece yağmur yağıyor, yani arabanıza bir şey olmaz. Open Subtitles إنها تمطر الليلة لذا سيارتك يجب أن تكون بحالة جيدة
    Tae Gong Shil, yağmur yağıyor. Bir yere mi gidiyorsun? Open Subtitles . أنها تمطر الآن يا تاي جونج سيل هل ستذهبين إلي مكان ما ؟
    Yağmur yağıyordu. Havanın kararmasını seyrettim ve ışıkları bile açmadım. Open Subtitles لقد بدأت تمطر, و كان الظلام دامساً و أنا حتى لم أضئ النور
    Onu karada bulduk ve 24 saattir de yağmur yağmıyor. Open Subtitles لقد وجدناها على أرض جافة ولم تمطر لـ 24 ساعة
    Dün geceden beri kar yağmadı. Tek ayak izleri bizimkiler. Open Subtitles لم تمطر ثلوجا الليله الماضيه آثار الأقدام الوحيده هى لنا
    Oh, bak, yağmur yağıyor. Bahçe için iyi birşey, değil mi? Open Subtitles انظروا, انها تمطر هذا جيد للحديقة, أليس كذلك؟
    Anne, o sadece bir yabancı. Aç ve dışarıda yağmur yağıyor. Open Subtitles امي.انها غريبه عن هنا انها جائعه والسماء تمطر بالخارج
    Türkler suratlarına tükürür, bunlar "yağmur yağıyor" derler. Open Subtitles يقوم الأتراك بالبصق في وجوههم فيقولون لهم لابد أنها السماء هي التي تمطر
    Etrafında sıcaktan kavrulmuş ılgınların üstüne yağıyor Open Subtitles تمطر على اشجار الطرفاء الجافة الصنوبرات السعيدة التي تتألق من وهج الندى
    Çok şiddetli yağıyor, eve tek başıma nasıl döneceğim? Open Subtitles بدأت في التفكير إنها تمطر بشدة كيف سأصل للبيت بنفسي؟
    - Bunu söylediğinde hep yağıyor. - Bahçede kalırım. Open Subtitles ـ دائماً تقولين ذلك ودائماً تمطر ـ سوف اظل قريبة من الحديقة
    Dün kar yağıyordu. Kulağa bir tiyatro senaryosu gibi geliyor. Open Subtitles ،كانت تمطر ثلجاً البارحة بدا كمشهدٍ من مسرحية
    Hayır, yağmıyor. Evet, hala burada çalışıyor. Open Subtitles لا ، السماء لا تمطر آجل ، هي ما زالت هنا
    Dikkat et, otlar çok kuru. Uzun süredir yağmur yağmadı. Open Subtitles احذرِ، إنّ النبات جافة لم تمطر السماء منذ زمنٍ طويل
    "Asla hergün yağmur yağmaz." derdi Bu iyi haber, garanti ederim. Open Subtitles أنها لا تمطر كلّ يوم أبداً وهذا يكفل الأخبار الجيدة
    - Eğer sıcak değilse, soğuk. - Eğer soğuk değilse, yağmurlu. Open Subtitles أن لم تكن حرآ,فانها بردآ، أن لم تكن بردآ, فأنها تمطر.
    yağmuru, 39 yaşında ve yalnız olduğumu önemsemeyerek uyanmam gerek. Open Subtitles و لا أهتم لأنها تمطر أو أنني في 39 من عمري و وحيدة
    Yağmur yağınca, sanki deniz altında resim çeker gibi oluyor. Open Subtitles حينما تمطر .. إنّها أشبه بالتقاط صور في أعماق البحر
    yağmayacak! Ama gecikmiş ödemelerim var! Open Subtitles لن تمطر لكن مطلوب منى دفع مستحقات
    O borç altı ay için yeter. O zamana kadar da yağmur yağar. Open Subtitles يمكن للقرض أن يكفينا لستة أشهر وفى هذه الأثناء لا بد أن تمطر
    Yoksa, ıslanacağız. Yağmur yağacak. Open Subtitles . سوف نمتلئ بالمياه . إنها على وشك أن تمطر
    Bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı ve Judith Jones gelmekten vazgeçti. Open Subtitles بدأت تمطر بغزارة و ــ جوديث جونز ــ لغت الزيارة
    Mayısta üç gün yağmurluydu, normalde altı olması gerek. Open Subtitles ولكن في يونيو تمطر ثلاثة أيام بدلاً عن ستة أيام
    O gece yağmur yağdığını hatırlıyorum ve bir kabus görmüştüm... Open Subtitles تلك الليلة، أتذكر، لقد كانت تمطر وقد حلمت بذلك الكابوس
    Aslında adam normal biriydi, komik olan kısmıysa ne zaman yağmur yağsa, adam fıttırırdı. Open Subtitles المضحك أنه كان طبيعيا للغاية دائما ولكن عندما تمطر كانت تأتيه نوبة الجنون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد