- Bu projeye çok uygun. Haklı. tam ona göre bir senaryo. | Open Subtitles | فال هو الامثل بالنسبة لهذه المادة هي محقة, هذه القصة تناسب اسلوبه |
Televizyonun büyük bölümü çocuklara veya Hıristiyanlara veya yaşlılara uygun değil. | Open Subtitles | كثير من برامج التليفزيون لا تناسب الأطفال, أو المسيحيين, أو البالغين. |
ülkelerin ekonomisine nasıl da güzel uyuyor. | TED | أنها تناسب اقتصاد البلاد. ولذلك فإن وجود كمبيوتر بتكلفة 100 دولار |
Onların şu demokratik tatları bana göre değil Louis. İşte bu halis Louisianalı. | Open Subtitles | دماء بطعم الديموقراطية لا تناسب ذوقي يا عزيزي لويس هذا دم أمريكي نقي |
Onun profiline çok uyan başka bir suçla karşılaşınca da bir kez daha onu aramaya başlamış ve bu sefer de California'daki bir hapishanede olduğunu öğrenmiştim. | Open Subtitles | و بعد ذلك وجدت جريمة تناسب ما فعل سابقًا لذلك قمت بالبحث عنه مرة أخرى، و في هذه المرة و وجدته في سجن أخر في كاليفورنيا |
Hastalar uyarıcı olarak stres, susuzluk ve hormon değişikliklerini öne sürseler de bu faktörler semptomlara pek uymuyor. | TED | يذكر المرضى التوتر والجفاف وتغير الهرمونات كمحفزات، لكن هذه لا تناسب الأعراض بشكل تام. |
Umarım optik yarı saydam poli-alaşımlı güç çeviriciler birinin retinasına uyar. | Open Subtitles | قط أتمنى أن العدسة الضوئية الشفافة قد تناسب شبكية عين أحدهما |
Ama genel fikir şu ki hepsi bu bilgi haritasına uyumlu. | TED | لكن الفكرة العامة هي انها تناسب هذه الخارطة المعرفية |
Yaptığım işe uygun adi ve kirli bir yerdi. | Open Subtitles | حفره جرذان صغيره رخيصه تناسب العمل الذى عملته |
Oynadığımız bu satrançta bizim amaçlarımıza uygun bir taşsın. | Open Subtitles | فإنك تناسب غرض مباراة الشطرنج التي نلعبها |
Hayat boyu aboneliklere inanmıyorum. Belki de emeklilik planlarıma uygun değil... | Open Subtitles | لا أؤمن بالإشتراكات لمدى الحياة، ربما لا تناسب برنامج تقاعدي |
- Bu çocuklar... asker olmaya, senin yüzbaşı olmandan daha uygun değiller. | Open Subtitles | انهم لا يناسبون لأن يكونوا جنود مثل ما انت لا تناسب لأن تكون قائداً |
- Bu çocuklar... asker olmaya, senin yüzbaşı olmandan daha uygun değiller. | Open Subtitles | انهم لا يناسبون لأن يكونوا جنود مثل ما انت لا تناسب لأن تكون قائداً |
Yaşlı adam çok isteksiz. Asker botları onun tarzına daha çok uyuyor. | Open Subtitles | خبرة الرجل العجوز تناسب أكثر أحذية الجيش |
Çok iyi bir söz değil fakat bugüne uyuyor. | Open Subtitles | انها ليست مقولة عظيمة و لكن من المؤكد أنها تناسب الموقف |
Gördüğünüz gibi, bu standart bir klavye, ama tabi ki bunu elimin büyüklüğüne göre büyütebilirim. | TED | الآن ، من الواضح أن هذه لوحة المفاتيح المألوفة ولكن بالطبع استطيع تغيير حجمها لجعلها تناسب عمل يدي |
Ne yazık ki hepsine uyan bir cevap yok. | TED | لسوء الحظ ليس هنالك إجابة قد تناسب كل الحالات |
Sen bir dinozorsun Callahan. Fikirlerin günümüze uymuyor. | Open Subtitles | أنت ديناصور كالاهان ,أفكارك لا تناسب هذة الأيام |
Standart bedendir, herkese uyar. Gerekirse pet koyabiliriz. | Open Subtitles | لديّ واحدة تناسب الجميع يمكننا توسيعها إذا لزم الأمر |
Profesyoneller burada yaşayanların yaşamlarına uyumlu olacak en doğal şekilde işlerini profesyonelce yapıyorlar. | TED | والمحترفون يعلمون كيف يقومون بعملهم بإحترافية بطريقة طبيعية تناسب طبيعة الحياة لمقيمينا |
Kendisini bir kızı düşünmekten alı koyamıyor. Krala layık bir kraliçe olduğundan bahsediyor. | Open Subtitles | لا يمكنني صرف عقله عن فتاة، يخبرني أنّها ملكة تناسب ملك. |
Ancak benim burada sorduğum soru şuydu; neden bu bina geleneksel, doğal olan çevreye gerçekliğe oranla daha iyi uyum sağlıyor? | TED | ولذلك سؤالي كان، لماذا تناسب التقليد، تعرفون، السياق الطبيعي، أفضل من الحقيقة؟ |
Kutu kutu mermin olabilir ama hiç biri silahına uymaz. | Open Subtitles | يمكن أن يكون لديك صناديق وصناديق مليئة بالرصاص لكن ليس ثمة رصاصة واحدة تناسب بندقيتك |
Şehirdeki her şey ismine yakışır bir güzelliğe sahip. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديهم تسهيلات تناسب هذه المدينة |
Dün gömülü bulduğumuz köpeğin boyun omurundaki yaraya da uydu. | Open Subtitles | رأس السكين تناسب تماما الجرح في الفقرة العنقية للكلب الذي نبشنا قبره يوم أمس. |
Siz profilin bazı kısımlarına uyuyorsunuz. | Open Subtitles | انت تناسب أجزاء من الوصف |