Beklettiğim için üzgünüm, ama sonuçları iki kez kontrol etmem gerekti. | Open Subtitles | آسفة أن جعلتك تنتظرين لكننى كنت أعيد مراجعة النتائج |
Sizi bu kadar geçe kadar Beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | معذرة على جعلك تنتظرين لهذا الوقت المتأخر |
Demek bu adamı bekliyordun. | Open Subtitles | حسناَ هذا الرجل لذي كنت تنتظرين رجل أحلامك |
Sizi gerçekten tekrar görmeliyim. Otobüs mü bekliyorsunuz? | Open Subtitles | سيدتي ، يجب حقاً أن أراكِ ثانية هل تنتظرين الحافلة؟ |
Neyse onu beklerken, başka bir aile gününü konuşalım mı ? | Open Subtitles | منعا لجعلك تنتظرين اقترح ان نقوم بتأجيل الجلسة الى وقت آخر |
Sen de o sırada dışarıda izliyor, bekliyor, umut ediyordun. | Open Subtitles | وطوال الوقت أنت في الخارج تشاهدين , تنتظرين , تأملين كل شيء يضرب العلن |
Seni beklettim ama her şey yolunda. | Open Subtitles | كان لا بد أن تنتظرين لكن كل شيء الان اصبح بخير |
Sevgili Anne, seni Beklettiğim için ne kadar üzüldüğümü söyleyemem, ...ama araba dışarıda. | Open Subtitles | عزيزتي ,أنا آسف لجعلك تنتظرين لكن العربة في الخارج |
Ve de korkunç bir koca, seni balayı için bu kadar uzun süre Beklettiğim için utanmalıyım. | Open Subtitles | .و زوجفظيع. جعلكِ تنتظرين هذا المدة الطويلة لشهر عسلكِ يجب أن أكون خجلان. |
Çalışmam bitene kadar Beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف أنني جعلتك تنتظرين فيما أجري تمارين القلب |
Doğru erkeği ve doğru zamanı bekliyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تنتظرين الرجل الصحيح والوقت الصحيح |
Benle yürüyordun ve içeri girdiğimden emin olmak için binanın dışına bekliyordun ve bir saat sonra da benimle eve yürümek için bekliyordun, hiçbir soru sormadan. | Open Subtitles | لذا كنتِ تمشين معي وتنتظرينني خارج المبنى لتتأكدي أني ذهبت إلى هناك وبعد ساعة كنتِ تنتظرين لإيصالي إلى المنزل |
Çok uzun zamandır bu ânı bekliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنتِ تنتظرين تلك اللحظة منذ وقتٍ طويل , أليس كذلك؟ |
Siz de mi bebek bekliyorsunuz? | Open Subtitles | هل انتِ ، هل انتِ كذلك تنتظرين مولودًا ؟ |
Arkadaşınızı beklerken size bir şey daha getirmememi istediğinizden emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنتي متأكدة أنك لا تريدين شيء؟ حالما تنتظرين صديقك ؟ |
İkinizin de bağımsız olacağı doğru anı bekliyor Raj'ı yalnız kalması gerektiğine inandırıyordun... | Open Subtitles | تنتظرين وقتاً تكونان فيه غير مرتبطين وأقنعته بأنه سيكون وحده بقية حياته |
Kusura bakmayın beklettim. | Open Subtitles | أنا آسف تركتك تنتظرين أترغبين بكأس شمبانيا ؟ |
Bunca yıl beni beklediğini söyle. | Open Subtitles | أخبريني بأنكِ كل تلك السنين ، كنتِ تنتظرين |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama neden oturup burada beklemiyorsun? | Open Subtitles | و الآن أكره قول ذلك لكن لماذا لا تنتظرين هنا؟ |
Kızı ormanın derinliklerine götürmek, ve Flütçü'nün gelmesini beklemek mi? | Open Subtitles | تأخذيها إلى داخل الغابة و تنتظرين عازف المزمار ليظهر ؟ |
Tekrar çalışmak için onun okula gitmesini mi bekleyeceksin? | Open Subtitles | هل تنتظرين حتى تدخل المدرسة قبل أن تعملي ثانية؟ |
Dinle. Helen, bebeğim, bekler misin? | Open Subtitles | أصغي يا "هيلين"، هلا تنتظرين دقيقة من فضلك؟ |
Bu giysinin içine girmek için gerçekten evlenmeyi mi bekledin? | Open Subtitles | أكنتِ تنتظرين الزواج حقاً حتى تكونى لائقة فى هذا الثوب؟ |
Ben anlayamadım, birini mi bekliyordunuz? | Open Subtitles | لم افهم حينها أي شيء هل كنتِ تنتظرين احد ما ؟ |
Tam 30 yıl bekleyip buraya uçuyorsun, bula bula bugünü mü buldun? | Open Subtitles | تنتظرين 30 سنة تطيرين إلى هنا وتختارين هذا اليوم؟ |
Uzun süre beklersin, sonra hemen geçer. | Open Subtitles | تنتظرين وقتا طويلا لحدوثها ثم إذا اتت تمر مسرعة |