| - Sen, sen bizi kurtarmak için çalışıyoruz değil mi? | Open Subtitles | أنت تعني أنك تحاول أن تنقذنا ، أليس كذلك ؟ |
| Yaptıklarına dövündüğünün farkındayım lâkin bizi kurtarmak için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تمقت أفعالك. ولكنك فعلت ما تعتقد أنه الصواب كي تنقذنا. |
| Bu deneyimin bütünü bana bir şey öğretti: Bizi kurtaracak olan | TED | وهذه التجربة بأكملها علمتني شيء ما: أدواتنا لن تنقذنا. |
| Çok ilginç çünkü benim geldiğim yerde de bizi kurtarmaya gelmesi için kadınlara ihtiyaç duymayız. | Open Subtitles | حسنا, هذا مضحك, لأنه من حيث اتيت نحن لسنا بحاجة إلى النساء لكى تنقذنا |
| Gelecekteki en büyük çevresel felaket bu, ama şuan kıçımızı bu kurtarabilir. | Open Subtitles | ، قطعة من المستقبل تسبب كوارث بيئية .ولكن، اليوم، يمكن أن تنقذنا |
| Çünkü kıtlık var ve mısır bu sene bizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | بسبب ان هنالك جفاف و الذره لن تنقذنا هذه السنه |
| Bizi kurtarmalısın. Bize bir şey tasarla. | Open Subtitles | يجب أن تنقذنا ، وتصمم لنا شيئاً |
| Masalcı her zaman masalların bizi kurtaracağını söylerdi. | Open Subtitles | رواة الحكايات دائما ما يقولون أن الروايات يمكن أن تنقذنا |
| Dünyanın öbür ucunda Allah bilir bizi neyden kurtarıyorsundur, ama bugünün önemli bir gün olduğunu bilmelisin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعلم أنك في مكان ما في العالم تنقذنا من أياً كان ما تنقذنا منه .. لقد اعتقد انه يجب أن تعرف أن |
| Yaptığın bu mu... Hepimizi cehennemden kurtarmak? Çok geç kaldın. | Open Subtitles | هل هذا ما تفعله، تنقذنا من الجحيم؟ |
| Hepimizi kurtarmak isterdi, ve sende biliyorsun. | Open Subtitles | كانت ستود أن تنقذنا جميعًا، وتعلم ذلك. |
| Belki geri de bizi kurtarmak için geldi. | Open Subtitles | ربما عدت كي تنقذنا جميعاً |
| Bizi insanların tehdidinden ve yersiz korkularından kurtaracak bir anahtar aradım. | Open Subtitles | التي يمكنها أن تنقذنا من خطر البشر ومخاوفهم الصغيرة |
| bizi yürümekten kurtaracak bir fikrim var. | Open Subtitles | لدىّ فكرة يمكنها أن تنقذنا بذلك المشى |
| Bak, her ne görürsen ki,bizi kızın yanına götürecek Ve kurtaracak | Open Subtitles | إن كان ما تراه يؤدي إلى أن تنقذنا فتاتك |
| Zannediyorum ki şu elindeki zımbırtı bile bizi kurtarmaya yetmez. | Open Subtitles | ولا حتى عصاي الاعجوبة سوف تنقذنا |
| Gerçek anlamda işkence görmüş ve bizi kurtarmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | معذبة بشكل حرفي و كانت تحاول أن تنقذنا |
| Kaynak azlığı çekiyoruz, biliyorum ve sen de gelip gaz kemoterapisiyle bizi kurtarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | يا رجل، أعلم أننا ينقصنا الموارد و أنت لديك هذه الضرورة أن تأتي و تنقذنا بالغاز و العلاج الكيميائي الخاص بكَ... |
| Tuhaf olduğunu biliyorum ama yasalara uymak bizi kurtarabilir. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن الأمر غريب ولكن إذا اتبعنا القانون فقد تنقذنا فقط |
| Ama yalnızca insanlığın, bizi kurtarabilir. | Open Subtitles | لكن إنسانيتك فقط التي يمكنها أن تنقذنا جميعًا |
| Sadece büyükkızın her ikimizi kurtarabilir. | Open Subtitles | حفيدتك فقط من يمكنها أن تنقذنا |
| Sözüme güven. Şu Tinker Bell bizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | تذكّروا كلامي (تينكر بِل) هذه لن تنقذنا |
| Bizi kurtarmalısın. Hepimizi. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تنقذنا، أن تنقذنا جميعاً. |
| Sana bunu söylemeyecektim... ama senin benim ve duvardaki sineğin arasında kalsın... sanırım, belki işimiz kurtaracağını düşündüğüm bir kadın şu anda binada dolaşıyor. | Open Subtitles | ... لم أنوي إخباركم بالآتي ... لكن بيني وبينكم هناك إمرأة بين الحضور أظن أنها قد تنقذنا |
| Dünyanın öbür ucunda Allah bilir bizi neyden kurtarıyorsundur, ama bugünün önemli bir gün olduğunu bilmelisin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعلم أنك في مكان ما في العالم تنقذنا من أياً كان ما تنقذنا منه .. لقد اعتقد انه يجب أن تعرف أن |