Burada olduğun bütün süre boyunca Dünya'yı gezmekten bahsedip durdun. | Open Subtitles | لقد كنت تتحدث عن رؤيه العالم طوال فتره تواجدك هنا |
Her öğleden sonra burada olduğun dedikodusunun gerçek olmasına sevindim. | Open Subtitles | سعيد بأن الإشاعة حول تواجدك هنا بعد الظهر كانت صحيحة |
Dinle, ilk başta burada olman konusunda biraz düşmanca olduğumu biliyorum ama şimdi oda arkadaşım olmana seviniyorum. | Open Subtitles | اسمع.. أعرف أني كنت عادئية قليلا حيال تواجدك هنا في البداية لكن الآن، أنا سعيدة نوعا ما أنك شريكي في الحجرة |
Sanki bizim oralarda gibi değil miyiz? . Burada olman dehşet bir şey, Dom. | Open Subtitles | يساورني انطباع وكأنها الأيام الخوالي لمن الروعة تواجدك هنا |
Ama her nasılsa ellerinde sizin üç gün önce Washington'da olduğunuzu gösteren bir video var. | Open Subtitles | إنهم بطريقة ما , لديهم فيديوا يظهر بوضوح تواجدك في واشنطون منذ ثلاث أيام مضت |
Biliyor musun, buralarda olmanı özledim. Diğerleri çok ciddiler. | Open Subtitles | أتعرف ، أنا أفتقد تواجدك في الجوار كل الأخرين جادين للغاية |
Peki böyle insanlarla aynı yerde olma konusunda nasıl hissediyorsun? | Open Subtitles | كيف تشعر حيال تواجدك مع هؤلاء الناس في المكان نفسه؟ |
Şu an sokaklarda olmanız pek doğru değil. | Open Subtitles | تواجدك حالياً في الشارع غير منصوح به |
Ben küçükken sürekli çalışmak zorunda olduğun için yanımda olmadığını sanırdım ama büyüyünce fark ettim ki yanımda olamadığın için çalışmak zorundaydın. | Open Subtitles | أتعلم ، حين كنت صغيرا إعتقدت أن عدم تواجدك بقربي بسسب إنشغالك بالعمل طوال الوقت، و لكن لما إشتد عودي إكتشفت أنك |
olduğun yerdeki köşeden biraz uzaklıkta. | Open Subtitles | إن المشكلة حصلت على بعد قاب قوسين أو أدنى من مكان تواجدك |
Sen de kefil olduğun için senin de orada bulunman çok önemli, Akash. | Open Subtitles | ' بما أنك كنت الوكيل ' ' من المهم جدأ تواجدك ' |
Ne olur ki, onu tutabilmek için Bug'a Nerede olduğun ve Jones ile aranızda ne olduğu ve de sana olan davranış şekli hakkında nasıl hissettiğin hakkında yalan söyleyebilirsin. | Open Subtitles | وإن يكن ، يمكنك الكذب على باغ عن مكان تواجدك والذي حصل مع جونز وكيف تشعرين حول طريقته التي يعالجك بها |
Söylemem gerekir ki burada olman gerçekten çok ilham verici ve çok memnun edici. | Open Subtitles | يتوجب علي أن أقول إنّه من الإلهام تواجدك هُنا و أنّه من السرور كذلك.. |
Bence burada olman ve sanatta kadınların birbirlerine çamur attıkları, birbirlerini öldürdükleri her tarafa yayılmış bu zehirli kültüre katkı sağlamaman çok güzel. | Open Subtitles | اعتقد انه من الجميل تواجدك هنا وليس المساهمة في تفشي الثقافة السامة للنساء في الفن فقط عبر اهانة بعضهن وايذاء انفسهن |
Belki sana iletmesi gereken bir mesajı vardır ya da orada olman diğer tarafa geçmesi için yardım edebilir diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أتسائل لربما لديه رسالة لك أو أنّ تواجدك هناك سيساعده على الإنتقال |
- Nefes alın, eğitiminizi hatırlayın. Rüyada olduğunuzu ve benim sizi korumak için burada olduğumu hatırlayın. | Open Subtitles | اقبل حقيقة تواجدك في حلم، وأنني هنا لحمايتك، هيا |
Geçen yıl 19 Nisan'da Nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنكَ إخباري بمكان تواجدك في التاسع عشر من نيسان العام الفائت؟ |
Birine seks için para ödüyor olsaydım, senin orada eskiz defterin ve boyalarınla bir köşede dikiliyor olmanı istemezdim. | Open Subtitles | لو كنت أنا أدفع النقود لأحدهم مقابل الجنس، لا أظن أني سأوافق على تواجدك بالقرب منا وأنت تحمل أقلامك ودفتر رسمك. |
Burada olma nedeninizi anlatabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تقول لى ما سبب تواجدك هنا اليوم؟ |
Bir yatırımcı olmak demek, aslında burada olmana gerek yok demektir. | Open Subtitles | كونك مستثمرة لا يعني حقا وجوب تواجدك هنا |
Burada olmanız moral açısından iyi değil. | Open Subtitles | من فضلة, تواجدك ليس جيداً للمعنويات |
Ama eski Bren'in'i yolcu ederken orada olmaman doğru değil. | Open Subtitles | ولكن لم يكن من الصحيح عدم تواجدك في توديع العجوز |
Ama evde olmamanın işe yaradığını biliyorum. Seni motive ediyor. | Open Subtitles | أعلم أنّ تواجدك بعيداً عن المنزل يجدي، إنّه ما يحفّزك. |
Bize hala cinayet saatinde Nerede olduğunuzla ilgili bir açıklama vermediniz. | Open Subtitles | ما زلت لمْ تُعطنا تفسيراً لمكان تواجدك خلال وقت وُقوع الجريمة. |
Bak burada olmandan memnunum. Gerçekten özelliklede ilk bir kaç gün. | Open Subtitles | انظر يسعدني تواجدك هنا وخاصة في اول بضعة ايام |
Bunu hiç düşünmemiştim. İyi ki buradasın Carter. | Open Subtitles | لا نعتقد بذلك من الجيد تواجدك هنا ، كارتر |
Patronun buradayken birşey yapmanı istiyor. | Open Subtitles | رب عملك يريد منك القيام بشىء فى فترة تواجدك هنا. |