yalvardı, rica etti fakat kadın bir santim bile adım atmadı. | Open Subtitles | لقد توسل إليها وناشدها ولكنها لم تتزحزح بوصة واحدة |
Çok garip davrandığını düşünüyor ve... buraya döndüğümde seninle konuşmam için bana yalvardı. | Open Subtitles | و هو يعتقد أنك تتصرف بغرابة شديدة. و توسل لي أن أتحدث إليك حول هذا عندما أعود. |
Baban yaşamak için yalvardı onu bize ihanet ederken yakaladığımızda bebekler gibi yalvardı. | Open Subtitles | توسل والدك على حياته عندما اكتشفنا أنه خائن. لقد توسل كالطفل. |
hayatın için bana yalvar! seni öldrümemem için bana yalvar. | Open Subtitles | توسل لي للابقاء على حياتك توسل حتى لا أقتلك |
yalvar onlara bıraksınlar yoksa onlara herşeyi anlatırım peder | Open Subtitles | توسل اليهم ليحرروه او ساخبرهم بكل شئ يا ابتاه |
Senin de bu işi almanın tek nedeni danışmanının bu işi sana vermem için yalvarmış olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لحصولك على هذا العمل هو أن شخص توسل إلي لأمنحه لك |
Baban yaşamak için yalvardı onu bize ihanet ederken yakaladığımızda bebekler gibi yalvardı. | Open Subtitles | توسل والدك على حياته عندما اكتشفنا أنه خائن. لقد توسل كالطفل. |
Koşu antrenörü Flash O'Hare ile konuştum ve senin takıma girmen için bana yalvardı. | Open Subtitles | هاااي, لقد تحدثت مع مدرب أوهير فلاش ـ ـ ـ و هو تقريبا توسل لي لأحضرك لتنظم للفريق |
Yerel şerif nezarethanesine atmamam için yalvardı. | Open Subtitles | لقد توسل مدير الشرطة المحلي بعدم حبسه في سجنه |
Onunla gelmem için yalvardı ama çok meşguldüm. | Open Subtitles | لقد توسل إلي للذهاب معه ولكنني كنت مشغولة جداً |
Bana para ödemedi, yardım etmem için bana yalvardı. | Open Subtitles | لم يدفع لي، إنما توسل مني لمساعدته على إنهاءها |
Son nefesinde, halkını korumam için yalvardı ve yerine geçmemi istedi. | Open Subtitles | مع أنفاسه الأخيرة، توسل لي لحماية شعبه وللحكم في مكانه |
Çocuk babasına hayvanı evcilleştirmeyi denemesine izin vermesi için yalvardı. | Open Subtitles | توسل الصبي لوالده للسماح له بمحاولة ترويض الحصان |
Oh, süper bu en sevdiğim kısım. Haydi durma, acınası yaşamın için yalvar. | Open Subtitles | جيد، لأن هذا جزئي المفضل هيا توسل لحياتك البائسة |
O zaman yalvar, yakar, hoşlandığın sözcüğü seç parfüm boca et, aygır gibi kişne. | Open Subtitles | -ثم استدعها -ان هذا سيىء جدا -ثم استجدها ,توسل اليها ,اختار الكلمة التى تحب |
- Ona yalvar. Yarın 10'da. | Open Subtitles | -كلا، توسل إليه أن ينتظر حتى العاشرة غدا0 |
Kalmam için rica etmene pekala, kalmaya değil, ne kadar rica etsen boş. | Open Subtitles | أنا المحتوى الذي ينبغي أن توسل لي البقاء ؛ ولكن حتى الآن لا تبقى ، توسل لي كيف يمكنك. |
Sana söylemek istemiş. Babam hiçbir şey söylememesi için ona yalvarmış. | Open Subtitles | أراد إخبارك ، لكن والدي توسل إليه كي لا يفصح بأي شيء |
Velma Von Tussle bana son şovumuzu da yaptığımızı söyledi. | Open Subtitles | .فيلما فان توسل) أخبرتني بأننا قدمنا عرضنا الأخير) |
- Anlaştık, sızlanmak yok. - Yalvarmak da yok. | Open Subtitles | ـ اتفقنا لا بكاء ـ ولا توسل |
Yaralarını ve kesiklerini örter ve dönmesine izin verirdi yalvarıp, ağladığı için. | Open Subtitles | كانت تضمد الكدمات والجروح و تسامحه... فقط لأنه توسل و بكى... . |
Bir de Rose Bowl Gösterisi'nde zehirlendiği zaman inanmadığı tanrıya canını bir an önce alması için yalvarmıştı. | Open Subtitles | وحين جائه تسمم غذائي في موكب" روز بول" توسل للرب الذي لايؤمن به أن ينهي حياته سريعاً |
Bu nedenle tahtın önünde yalvarma pozisyonu alacaksınız. | Open Subtitles | -و ستصبح فى موضع توسل امام العرش |
Ne kadar ağlasa, ne kadar Yalvarsa da asla, asla geceyarısından sonra beslemeyin. | Open Subtitles | لا تهتم مهما بكى، لا تهتم مهما توسل أبدا.. أبد لا تطعمه بعد منتصف الليل هل فهمت؟ |
Dizlerinin üzerine çök ve ağla. | Open Subtitles | قف على ركباتاك و توسل الي عندها سأجعل الفتاة تذهب |
İnsan sesiydi ve sana durman için yalvarıyordu! | Open Subtitles | لقد كان صوتًا بشريًا, لقد توسل إليك لتتوقف |
Biri size yalvarıyorsa bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | ، إذا توسل لكِ شخص ما فلابد بأن وراء ذلك سبب ! |