Hepsini toplayıp yanıtlayabileceğimiz diğer şeyi buldum. "Bunlar için kaç delikli kart gerekiyor?" | TED | بعد أن جمعت كل هذا، توصلت إلى حل للسؤال الذي نريد الإجابة عليه والذي كان، كم بطاقة مثقبة ستتحمل كل هذه البيانات؟ |
Bu soruna bir çözüm buldum. Bulduğum çözüm bunun için uyarlanabilir optikler üzerine. | TED | لقد توصلت الى حل لهذه المشكلة، ووصلت لحل يقوم على البصريات التكييفية لهذا الغرض. |
Şu leopar desenli kızsın. İlacı buldun ama işe yaramadı. | Open Subtitles | أنت صاحبة الفهد لقد توصلت إلى علاج لكنه باء بالفشل |
- "Evliliğimizi kurtarmaya çalıştık ama büyük uğraşların ardından artık kurtarılamayacağı sonucuna vardım." | Open Subtitles | حاولنا إنقاذ زواجنا ولكن بعد جهد كبير، توصلت لنتيجة أنه لا يُمكن إنقاذه |
Daedalus'un kalkan gücünü artırmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | لقد توصلت لوسيلة لزيادة قدرات دروع الديدالوس الواقية |
Ruh konusundaki sorununu buldum. | Open Subtitles | اذا, توصلت لمعرفة مشكلتك في الامساك بهذه الروح و ما هي مشكلتي؟ |
Ben çok düşündüm ve bu fikri buldum. | Open Subtitles | لأني توصلت إلى هذا القرار بعد التفكير بجدية في الأمر |
Bir kaç güvenlik şifresi ve bir IP'yi aldatmak zorun kaldım ama askeri kayıtlara ulaşmak için bir yol buldum. | Open Subtitles | اضطريت للإلتفاف حول بضع جدر حماية وخداع بروتوكول انترنت لكني توصلت عميقاً لملفات عسكرية |
Yine o garip çözümlerinden birini mi? buldun? | Open Subtitles | هل توصلت مرة أخرى الى أحد الحلول الغريبة؟ |
Son birkaç gündür, birçoğunuz bana: "Bu fikri nasıl buldun?" "Bunun üzerinde çalışmaya nasıl başladın?" diye soruyorsunuz. | TED | وخلال الأيام الماضية، سألني الكثيرون منكم، " كيف توصلت لهذا؟ كيف بدأت تفعل هذا؟" |
Washington'da herhangi bir şey buldun mu? | Open Subtitles | هل توصلت إلي أى خيط في واشنطن؟ |
Fakat bu konuşmaların birçoğunda, şöyle bir sonuca vardım: İşletmeler, hiçbir kurum ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri yapabilecek bir pozisyona sahip. | TED | ولكن بعد عدد غير قليل من هذه الخطابات، توصلت إلى نهاية: أنا أؤمن إن العمل يستطيع أن يحقق شيء لا يمكن لكيان آخر تحقيقه. |
Son zamanlarda kafamda geliştirdiğim bir fikir vardı bu konuda bir karara vardım ve bunu size anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر حول هذا الأمر وقد توصلت لقرار أرغب باخباركم إياه الآن |
Veya Oma bunu durdurmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | أو أن أوما قد توصلت لطريقة لإغلاقها |
Çünkü buraya ne sormaya geldiğini çözdüm galiba. | Open Subtitles | بسبب إن أعتقد أنني توصلت إلى الشيء الذي أحضرك إلى هنا لتسأل عنه. |
Yani, o kadar hayran mektubu geliyor hepsine bakmak çok zor. Ama evet, yani, sanırım, evet aldım. | Open Subtitles | لذا ثمة عبء في القراءة لكن أظنني توصلت بها |
Sana bu yıl gönderdiğimiz yılbaşı kartını aldın mı? | Open Subtitles | هل توصلت ببطاقة العيد التي بعثناها لك هذه السنة؟ |
Affedersin, uyurken aklına daha iyi bir eleme yöntemi mi geldi? | Open Subtitles | أنا آسف, هل توصلت إلى عملية تّمحيص وحذف أفضل أثناء نومك؟ |
Bu olayı tam olarak özümsemem birkaç gün sürdü ve bunu başardığımda, üç sonuca ulaştım. | TED | استغرق مني الأمر بضعة أيام حتى أستوعب هذه الحادثة وتداعياتها، وعندما تجاوزتها، توصلت إلى ثلاث استنتاجات. |
Başıma gelenin, bir virütik "memsel" enfeksiyon olduğunu ben nasıl anladım? | TED | وكيف توصلت لمعرفة أن ما حدث لي هو عدوى متنقلة |
- Sembol beş kodlandı. - Ne buldunuz? | Open Subtitles | تم تكويد الرمز الخامس و إلى أى شئ توصلت ؟ |
Ve 6.000 farklı ürün türü buldu. | TED | وقد توصلت إلى 6000 نوع مختلف من منتجات التكنلوجيا. |
- Peki bu kanıya nereden vardın? | Open Subtitles | -كان لديه علاقه مع , درابر -وكيف توصلت لذلك ؟ |
Ona parayla alakalı bilgileri bulduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريه أنك توصلت الى المعلومات حول الأموال |