| Araç şu anda durdu ve galiba geri dönüyor. | Open Subtitles | لقد توقّفت السفينة على مسافة 6 أمتار من الخطّ النهائىّ، يبدو أنّها تتراجع |
| Bombalı saldırılar durdu ve huzur geldi. | Open Subtitles | لقد توقّفت عمليّـات التفجير، وعمَّ الهدوء. |
| durdun ve senden istediği için bira aldın. | Open Subtitles | توقّفت واشتريت البيرة، لأنّها طلبت منك ذلك |
| Çok öncesinde sert bir şeye vurdum ve aniden durdum. | Open Subtitles | هذا وقت مُبكّر للغاية لقد إرتطمتُ بشيءٍ صَلب وهكذا توقّفت |
| Yaklaşık o uyuduğunda, kendimi kandırmayı bıraktım. | Open Subtitles | في الوقت التي هي نامت، توقّفت عن تربية نفسي |
| Nöbetler ameliyattan sonra durmuş ama beyin bölünmesine alışmakta zorluk çekiyor. | Open Subtitles | وقد توقّفت النوبات إثر الجراحة لكنّه يعاني الآن من مشكلة في التأقلم مع انفصال الدماغ |
| Sonra artık dostum olmayı bıraktın ve ardından bir daha benimle asla konuşmadın. | Open Subtitles | وبعد ذلك توقّفت عن كونك صديقتي ولم تتكلمي معي ثانية بعد ذلك أبدا |
| Şu sesi çıkarmayı Keser misin artık? | Open Subtitles | اللعنة! هلآ توقّفت عن إصدار ذلك الصوت المزعج؟ هلآ فعلت؟ |
| Gücüm durdu ama su kaybolmadı... | Open Subtitles | قدرتي توقّفت عن العمل، لكنّ المياه لم تنصرف؟ |
| Gümüş Zil Cinayetleri 14 yıl önce durdu. | Open Subtitles | جرائم قاتل الأجراس الفضيّة توقّفت قبل 14 عامًا. |
| Saattim durdu. Zaman şeyleriyle pek aram yok sanırım. | Open Subtitles | ساعة يدي توقّفت يبدو أنّي لا أصلح للساعات |
| 3 Haziran 1970'te tüm Brezilya'da hayat durdu. | Open Subtitles | في الثالث من يونيو 1970 كلّ "البرازيل" توقّفت تمامـاً |
| O olmalıydı. Cinayetler durdu değil mi? | Open Subtitles | كان يجب هذا جرائم القتل توقّفت صحيح ؟ |
| Ne diye hastane önünde durdun? | Open Subtitles | لماذا توقّفت أمام المستشفى؟ |
| - Caddenin ortasında durdun! | Open Subtitles | لقد توقّفت في منتصف الشارع |
| Partiden önce yapacağımız milyonlarca iş var, Julie, bu yüzden eve gelirken durdum ve tüm malzemeyi aldım. | Open Subtitles | عندنا مليون شيء نفعلة قبل الحفلة، جولي توقّفت وانا في طريقي إلى البيت و إشتريت كلّ المواد |
| Ve arabada olanları hatırlamıyorum. Sadece-- durdum. | Open Subtitles | وأنا لا أتذكّر وجودي في السيارة أنا فقط توقّفت |
| Claire bana sevilmenin nasıl bir duygu olduğunu gösterdiğinde bıraktım artık. | Open Subtitles | توقّفت عندما كلير علمتني الاحساس بالحب ّ. |
| Annen, kemo terapisinden sonra saat 08:00 civarında hastaneden ayrıldığında bu kafede durmuş. | Open Subtitles | ، عندما غادرت والدتكِ المشفى ، بعد علاجها الكيماويّ حوالي الثامنة مساءً . توقّفت في هذا المقهى |
| Kullan-at telefon alışkanlığını bıraktın değil mi? | Open Subtitles | توقّفت عن إستخدام جوّالاتٍ سريعة الإستعمال ؟ |
| Jimmy demeyi Keser misin? | Open Subtitles | هلا توقّفت عن ذلك؟ |
| Tek bildiğimiz kalplerinin durduğu. | Open Subtitles | كلّ ما نعرفه أنّ قلوبهم توقّفت. |
| O sadece kahvaltı almak için durur Sinyor Armando'ların orada. | Open Subtitles | هي توقّفت فقط لإعطاء الفطور إلى كلب السيد (آرماندو) |
| Gördüğüm rüyada ben boğulurken mücadele etmeyi bırakmıştım. | Open Subtitles | في الحلم الذي حلمته عندما كان يتم إغراقي كان هذا عندما توقّفت عن محاربته |
| Sonunda koy verip çırpınmayı bıraktığımda hayatta kaldım. | Open Subtitles | عندما يئست أخيرًا و توقّفت عن الكفاح بشكل كبير هذا عندما نجوت |