| Merak ettiği şey sadece uygun bir elbise giyip giyemeyeceğiniz. | Open Subtitles | فقط كانت تتسائل إذا كان يمكن أن ترتدي ثوبا مناسبا |
| Ama o uzaktaki sen, kısa bir elbise giyen, saçları omuzlarına dökülmüş genç bir kız gibisin. | Open Subtitles | اذا رجعنا للوراء ، انك فتاة صغيرة ترتدين ثوبا قصيرا ، و شعرك |
| Sabah ilk iş gidip ona bir elbise alacağız. | Open Subtitles | أول شيء في الصباح سنذهب و نشتري لها ثوبا جديدا |
| İlk olarak kendine güzel bir elbise ve yeni bir çift ayakkabı al. | Open Subtitles | حسنا ,كبداية اشتر لنفسك ثوبا وحذاءا جديدين |
| "Bay Clutter denizci mavisi flanel takımı, eşi de denizci mavisi krep elbisesi içindeydi. | Open Subtitles | السيد كلاتر قميص أزرق و روب أسود, و زوجته كانت ترتدي ثوبا أزرق |
| elbise denemiyor. Onunla birlikte. İçeri gir! | Open Subtitles | لا تقيس ثوبا ، إنه معها الآن ادخلوا هناك |
| Bir kıza bir elbise alırsın ve o bir gece güzel görünür. | Open Subtitles | ان تشتري لحبيبتك ثوبا, و ستكون جميلة لليلة واحدة. |
| Bir arkadaşına yardım etmiş ve yemek partisi için birkaç yeni elbise almış olacaksın. | Open Subtitles | ستساعدين صديقة وتكسبي ثوبا جديدا لحفلة العشاء |
| Bir arkadaşına yardım etmiş ve yemek partisi için birkaç yeni elbise almış olacaksın. | Open Subtitles | ستساعدين صديقة وتكسبي ثوبا جديدا لحفلة العشاء |
| Meera pembe renkli seksi bir elbise giyiyordu ve saçları dağınıktı. | Open Subtitles | جميلا ورديا ثوبا ترتدى كانت ميرا منسدل وشعرها |
| Erkekler için siyah kısa elbise muadili bir şey bulan tasarımcı bir servet kazanırdı. | Open Subtitles | أتدري من سيجني ثروة؟ المصمم الذي سيخترع ثوبا اسودا صغيرا للرجال |
| Bu süslü elbise vietnam bir ülke kız gizleyebilirsiniz düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن ثوبا جميلا أن يخفي كنت تأتي من المناطق الريفية في فيتنام؟ |
| Belki bana bir elbise falan diker bir gün. | Open Subtitles | وقد تصنع لي ثوبا جديدا أو ما شابه |
| Yere kadar uzanan bir elbise giyeceğim. | Open Subtitles | وسأرتدي ثوبا طويلا يصل إلى الأرض |
| Kendimin dikmediği bir elbise giymek. | Open Subtitles | لأرتدى ثوبا لم احيكه لنفسى كالعادة |
| Şüpheli siyahi bir kadın, siyah elbise giyiyor. | Open Subtitles | المشتبه به أنثى سوداء ترتدي ثوبا أسود. |
| Beyaz bir elbise giyiyordu. | Open Subtitles | كانت ترتدى ثوبا ابيض. |
| Beyaz bir elbise giyiyordu. | Open Subtitles | كانت ترتدى ثوبا ابيض. |
| Yeni bir elbise al demek Kate. | Open Subtitles | "هذا يعني أن تشتري ثوبا جديدا "كيت |
| Mükemmel hikaye! Michael, Steven az önce bana elbise almak yerine... benim 50 dolarımı bu aptal makineye harcadığını söyledi. | Open Subtitles | قصة رائعة! مايكل, اخبرني ستيفن للتو , انك بدل ان تشتري لي ثوبا ... انك انفقت ال50 دولارا على هذا الالة السخيف. |
| Bunun mor bir elbisesi vardı. | Open Subtitles | كانت ترتدى ثوبا أرجوانى |