Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. | TED | وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس. |
İşte bu beni düşündürdü, teknolojimiz duygularımızı hissetse ne olurdu? | TED | وهذا جعلني أفكر، ماذا لو كان بإمكان تقنيتنا إدراك مشاعرنا؟ |
Bu tür yemekler beni kendi yemeğimi pişirmeyi öğrenmeye itti. | TED | هذا النوع من الطبخ هو ما جعلني أتعلم الطبخ بنفسي. |
Öncelikle bana heyecan veren şey, uçmanın biraz daha kişisel olacak olması. | TED | لشيء واحد، وهو الذي جعلني أتحمّس، أن رحلات الطيران ستصبح أكثر خصوصية. |
bana, seni bu tip işlerden uzak tutmam için yemin ettirdi, Jimmy. | Open Subtitles | لقد جعلني أعده بإبعادك عن كل هذا جعلني أعده يا ، جيمي |
Bu dünya beni kör etmiş olabilir ama Tanrı görmemi sağladı. | Open Subtitles | ربما يكون هذا العالَم قد أصابني بالعمى ولكن الله جعلني أرى |
beni buraya koyan ve kapıyı kilitleyen nefreti düşündüm ve yaktığı ateşi. | Open Subtitles | عندما افكر في الحقد الذي جعلني اكون هنا وأغلقَ الباب واشعل النار |
Eskiden bir banka hesabım vardı. beni o dertten kurtardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي حساب التدقيق أنه جعلني أتخلص من ذلك |
beni sanki uzun süreli bir uykudan uyanıyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | جعلني أشعر وكأنني .. كأنني قد استيقظت بعد نوم طويل |
Dediklerini yuttum hazmetmeyi denedim ta ki beni hasta edene kadar. Ne? | Open Subtitles | لقد أبتلعت هذا و جعلته يتمخض في معدتي حتى جعلني هذا مريضه |
Hem bu beni çok azdırdı,sanki ben balıktan önce seni yemek istiyor gibiyim | Open Subtitles | جعلني اشعر بأني متشوق إليكِ ساعد حساء السمك ونذهب بعيداً عن الشاظئ لنستمتع |
Orada bir kere Java kahvesi içmiştim. bana huzur hariç her şeyi verdi. | Open Subtitles | شربت كأس جافا مرة هناك أي شيء ما عدا ذلك جعلني أشعر بالأمان |
Onu başka bir çocukla görmen bana geçirdiğimiz onca güzel zamanı hatırlatıyor. | Open Subtitles | رؤيتها مع رجل آخر جعلني أتذكر الأيام الخوالي الطيِبة التي خُضناها معًا |
O gün, o adamın bana yaptıkları beni baştan aşağı değiştirdi. | Open Subtitles | ما فعله ذلك الرجل في ذلك اليوم جعلني أصبح شيئاً مختلفاً |
Her şeyin ne kadar muğlak olduğunu öğrenmemi sağladı bu. | Open Subtitles | لقد جعلني ذلك أدرك كم كان الضباب يغطي كل شيء |
Kaza hayatımı gözden geçirmemi sağladı ve beni alıp götürdü. | Open Subtitles | الحادث جعلني أفكر أن المستقبل مجهول وأن الموت يأتي فجأة |
Bu yüzden tarihin bu noktasında yaşadığım için inanılmaz derecede şanslıyım. | TED | لقد جعلني ممتنا جداً لانني اعيش في هذه اللحظة من التاريخ |
Bazı görünmez, kamufle olmuş rakunlar, ağaca vurmama sebep oldu. | Open Subtitles | راكوناً ما كان خفي و يلبس قناع جعلني اصطدم بشجرة |
Bu, benim neden bir gazeteci olmak istediğimin en büyük sebebi. | TED | وهذا جزء كبير من السبب الذي جعلني قررت أن أصبح صحفية |
Feminist tarafımın açığa çıkmasını sağlayan o büyük şey neydi, diye sorabilirsiniz. | TED | ربما سوف تتسائلون مالذي جعلني في النهاية اقرر الانضمام الى الحركة النسوية |
Külotunu altı yıl boyunca tırmıkla yukarı çekmem yüzünden, muhtemelen çekiciliğinden muaf kaldım. | Open Subtitles | حسنا.ربما ست سنوات من انتشالي لملابسه الداخلية بـملقاط جعلني اطور مناعتي ضد سحرجماله |
O yaşlı, bitik ucubeyi görünce, benim de zamanımın yaklaştığını fark ettim. | Open Subtitles | النظر إلى ذلك العجوز الخرف جعلني الاحظ أنا لست شاب بمقتبل الحياة |
Teğmen Deason seni çağırmamı da bu yüzden istedi. | Open Subtitles | لهذا الملازم الأول ديسون جعلني أستدعيك هنا |
Neyse, o kitap sayesinde bana özel bir zafer anına ihtiyacım olduğunu anladım. | Open Subtitles | على أية حال، هذا الكتاب جعلني أدرك أنني كنت أحتاج إلى فترة تفوقي |