"جيّدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• güzel
• iyiydi
• iyi bir
• harika
• iyidir
• çok iyi
• hoş
• iyiye
• sağlam
• Bunun iyi
• - İyi
• güzeldi
• iyiyim
• iyisin
• iyiymiş

Çok yazık, çünkü bu gece o ortam için güzel bir şans olabilirdi.
..هذا مؤسف، لأنه كان هناك فرصة جيّدة جداً أنك كنت ستصبح محظوظ الليلة

Biliyorum. Özel bir insandan güzel tavsiyeler aldım ve ufaktan başlamaya karar verdim.
تلقّيتُ نصيحةً جيّدة جدّاً من شخصٍ مميّز و قرّرتُ أن أبدأ بعملٍ صغير.

Üzgünüm ki sizi fazla nakitlerinizden ve güzel bir şişe cinden arındıracağım.
أخشى أنّ عليّ أن أخلصك من مالك الموفَّر وزجاجة جيّدة من الشراب

Bugünkü vaaz iyiydi. En azından kısaydı.
خُطبة اليوم كانت جيّدة على الأقل كانت أقصر من المُعتاد

İyi bir konuşma yerinde olurdu. Gazeteler bile sizi kutluyor.
خُطبةٌ جيّدة ستكون ملُائِمة قريباً حتّى الصُّحُف تُهلّل لنا الآن

fiziksel olarak harika olsam bile bunu başaramam çünkü aptalın tekiyim.
لن أُقبل حتى لو كُنتُ بـ صحةٍ جيّدة لـ أنني أحمق

Aynı güzel bir düzüşme gibi, yarısı hiç olmamasından daha kötü.
الأمر يشبه مُضاجعة جيّدة. حيث نصف المضاجعة تكون أسوأ من لاشيء.

Kalbimi dinlememle alakalı güzel bir tavsiye aldım. - Peki.
أنصتي إليّ فقط، حظيت بنصيحة جيّدة وهي أن أتّبع قلبي

Kimsenin o kadar güzel bir saati taşımaması gerektiğini sana söylemiştim.
أخبرتك دائماً، بأنّ ليس هنـاك أحد يجب أن يرتدي سـاعة جيّدة كتلك

Ama bu zombi ışıklarının altında güzel görünmek mümkün değil.
لكن لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَبْدوَ في حالة جيّدة تحت اضواء الزومبي هذه.

Ekranda güzel görünüyor Ama şovu inanılmayacak kadar sıkıcı.
يَبْدو في حالة جيّدة على آلةِ التصوير، لكن معرضَه مملُّ جداً.

Şiirden hiç anlamam, ama bence bu çok güzel.
أنا لا أفهم إطلاقاً بالشعر لكن أعتقد أن هذه جيّدة جدا.

Ya da şu fotoğrafı ortadan kaldırırım. Hayır. Fotoğraf yerinde güzel duruyor.
أو بإمكاني تغيير مكان الصورة، لا ، الصورة جيّدة حيث مكانها

Günaydın. Umarım, güzel bir gece geçirmişsindir.
صباح الخير عزيزتي أتمنى أن ليلتك كانت جيّدة

Oh, bu çorba gerçekten güzel. Biraz ister misin?
أوه, هذه الشوربة جيّدة جداً هل تريد البعض؟

Durumu o kadar iyiydi ki, sopa ucunda süngeri bile vardı.
كانت أحواله جيّدة جداً بحيث كان غارقاً في النعيم

"İyi bir iş buldum, kız istifa etsin ve ona çeyizlik ver." diyecektim.
لقد حصلت على وظيفة جيّدة وقد حان الوقت لتنهي عملها وتفكر بجهاز العروس

Hepsinin harika cevapları var ama başka bir geceyi beklemeniz gerekecek.
هناك أجوبة جيّدة لهذه الأسئلة لكن عليكم الإنتظار لليلة أخرى والآن اذهبوا للنوم

Ama gerçek şu ki, doğa, ölüm işinde gerçekten iyidir.
لكنّ الحقيقة هي أنّ الطبيعة جيّدة، جيّدة جدًا في الموت.

Kağıt üstündeki kadar iyiyse çok iyi kazanırız dostum. Alışa hazır ol.
، إن ظهرت في حالة جيّدة على الورق فنحن في سـاحة المعركة

İdam için yargılana biriyle... savunma avukatı arasında hoş olmayan bir bakışma.
تلك ليست نظرة جيّدة بين متّهمة تواجه الإعدام وبين محامي الدفاع الأول

Hâlâ biyopsi sonucunu bekliyoruz ama bunun iyiye işaret ettiği ortada.
ما زلنا في انتظار نتائج الخزعة، لكن واضح أنّها إشارة جيّدة

sağlam kanıtı olmadan ne kadar iyi olduğunun hiç önemi yok.
لكن مالم يكن لديّها دليل قوي لا يهم كم هي جيّدة.

Tüm saygımla efendim ben... bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
مع كلّ إحترامي يا سيدي، لا أعتقد أنّ هذه فكرة جيّدة.

- Merhaba Frank, nasıl gidiyor? - İyi. Hayır, hayır, pek iyi değil.
جيّدة ، جيّدة لا ، لا ، ليس ذلك الجيّد أنت تعلم

Kaos güzeldi, çünkü kendi fikirlerini empoze edecek merkezi bir otorienin bulunmadığı anlamına geliyordu.
كانت الفوضى جيّدة لأنها تعني عدم وجود سلطة مركزية تفرض الأفكار،

Önemli olan bu davalar üzerinde çalışırken iyiyim tamam mı?
المهم هو أنّني جيّدة في العمل في هذهِ القضايا، حسناً؟

Hak et. Bu yüzden, şu an yaptıklarında çok iyisin. Çünkü hiç kimsenin sana yardım etmeyeceğini biliyorsun.
لهذا السبب أنتِ جيّدة فيما تفعلينه الآن لأنّكِ تعرفين أنّ لا أحد سيسلّمكِ أيّ شيء

Aslında "fiziksel idman" diyecektim ama sevgiyle ilgili olan da iyiymiş.
بالواقع كنت سأقول "التمارين الرياضية" لكن مسألة الحب هذه جيّدة أيضاً.