"حادثا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kazaydı
• kazara
• bir kaza
• Kazayla
• olay
• kazaraydı
• kaza olmuş
• Yanlışlıkla

Etrafında başka kimse yoktu. Feci bir kazaydı, ama kazadan başka bir şey de değildi.
هو كان حادثا سيئا، ولكن هذا هو كلّ شيء هو كان حادثا.

kazaydı, Michael yaptı.
لقد كان حادثا مايكل هو من فعلها وأين هى؟

Bir kazaydı, Dedektif. Hep söylediğim gibi.
لقد كان حادثا ايها المحقق كما قلت لكم سابقا

Ölümünün kazara olduğunu söylediler ama o ne yaptığını bilirdi.
قالوا موتها كان حادثا لكنها عرفت ما هي كانت تعمل.

Bir doktor olarak bunun bir kaza olmadığını ispatlayamam.
حسنا، كطبيب، لا أستطيع إثبات أنه لم يكن حادثا

Ve geçenlerde bir silahı ateşledim, ama Kazayla oldu.
لقد أطلقت النار من سلاحي حديثا لكنه كان حادثا

Hayır, alâkası yok bununla. kazaydı olanlar.
لا، لا توجد هناك علاقة مع هذا كان ذلك حادثا

Bunun saldırı olduğunu düşünmüyorum Sanırım bir kazaydı
أنا لا أعتقد بأنه كان أعتداء لقد كان حادثا

Büroda olanlar kazaydı, biliyorsun.
أنتي تعلمين ان ما حدث في المكتب كان حادثا

Hiçbirimiz Gordon'ın o kadar parası olduğunu bilmiyorduk. Cesedi saklamamalıydık ama olay bir kazaydı, efendim.
سيدي، ليس لدى أحدنا فكرة عن هذا المال لم يكن علينا إخفاء الجثة، ولكن كما قلنا لقد كان حادثا

kazaydı, Karl. Edie de bir kaza olduğunu biliyor, değil mi?
لقد كان حادثا يا كارل ايدي تعرف بأنها كانت حادثه ، صحيح؟

Marion, bir kazaydı. Burada çok dikkatli olmaya çalışıyorum.
ماريون ،لقد كان حادثا أنا أمشى على قشر بيض هنا

Bunca zaman, Roger sapık manyağın tekiymiş. Bill, Roger'ın ölümü bir kazaydı.
طول الوقت لم نكن نعلم أن روجر كان شاذا بيل موت روجر كان حادثا

- Hayır. Roger iyi bir adamdı. Bir aile adamıydı ve o bir kazaydı.
روجر كان شخصا جيدا لقد كان رجل صاحب عائلة و موته كان حادثا

- Bu konuda konuşan olursa "kazaydı" diyeceksin.
اذا قال لك احد اي شئ حول ذلك اخبره بأنه كان حادثا , حسنا

June, karavan kampında olan her neyse, bir kazaydı değil mi?
جــون , مهما حدث فى ساحة المقطورات كان حادثا ، أليس كذلك ؟

Jane, Brian'ın vinçten düşmesine kazara sebep olduğuna emin misin?
جاين , هل انتي متأكدة انكِ عندما اوقعت براين من على الرافعة كان ذلك حادثا عرضبا

Komşunuzun ölümünün ardında polise yangının kazara olmadığını söylemişsiniz.
بعد وفاة جارتك أدليت باعتراف للشرطة أنَّ الحريق لم يكن حادثا

Bir saat önce bir kaza oldu. Küçük bir jet New York'a düştü.
لقد كان هناك حادثا منذ ساعه طائرة صغيره قد وقعت

Clark ölmeden bunun bir kaza olmadığını söylemişti.
انطلق كلارك مع حشود قاسية جداً والكلام هو أنه لم يكن حادثا

Dışarıda kalan tek mürettebat Andy. Şayet bu Kazayla olmadıysa o da çıldırmıştır.
أندي هو العضو الوحيد هنا وإذا لم يكن هذا حادثا

Ancak bu tahıl sıkıntısının doğal bir olay olmadığını da biliyorum.
لكنني أعلم يقينا أن نقص الحبوب هذا لم يكن حادثا عشوائيا

Arabayla onu ezdik ama kazaraydı.
لقد صدمناه بالشاحنة , ولكنه كان حادثا.

bir kaza olmuş olabilir.
يمكن أن يكون حادثا

Şu Yanlışlıkla ırkçılık yapılan, parçalamak zorunda kaldığımız broşür.
حادثا عرضيا كدليل بإِنَّنا لا بُدَّ أنْ نُقطّعَ.