Bebeğim,daha az önce sana tam kıvamında 100 tane tuzlu fıstık verdim. | Open Subtitles | حبيبتي لقد أحضرت لكِ لتوي 100 حبة فستق بكمية ملح مناسبة أيضاً |
Çok ağır yan etkileri var. Günde kaç tane alıyorsun? | Open Subtitles | لديه الكثير من التأثيرات الجانبية كم حبة تأخذ في اليوم؟ |
Ama ben yatmıştım. Üstelik uyku hapı da aldım. Korkarım cevabım hayır. | Open Subtitles | أنا في السرير، وقد أخذت حبة منومة لذا أخشى أني لن أقبل |
Her bir kum tanesi, boyut olarak bir milimetrenin onda biri kadardır. | TED | حجم كل حبة رمل هو حوالي عُشُرُ ملليمتر. |
Askerî bilim adamlarının savaşta askerlerin duygularını bastırabilmek üzere oluşturduğu prototip bir ilaç. | Open Subtitles | العلماء العسكريون استطاعوا أن يصنعوا حبة تستطيع قمع مشاعر الجنود في ساحة المعركة |
Hap olur, iğne olur, fark etmez. İki tane lazım ama. | Open Subtitles | حبة دواء، جرعة حقن، أيما يكون، نحتاج إلى ما يكفي لاثنين. |
Ben uyuyamadığım zaman bir tane alırım ve hemen bir bebek gibi uyurum. | Open Subtitles | عندما لا يكون بمقدوري النوم ، أتناول حبة من سيكونالز و أنام بعدها كطفل صغير |
Bir buğdayın 400 ila 450 tane çekirdeği olur. | Open Subtitles | محصول بذرة واحدة من السنابل 400 إلى 500 حبة |
Bir seferde sadece bir tane yoksa sıyırırsın anladın mı? | Open Subtitles | حبة واحدة كل مرة وألا ستنقلب عليك. مفهوم? |
- Bakın bi tane eksik. - Evet eksik | Open Subtitles | فهناك حبة ناقصة على ما اعتقد انها حقاً مفقودة؟ |
En son ne zaman uyku hapı veya içki içmeden uyuduğumu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لم أنم دون شراب أو حبة منومة منذ أن أستطيع أن أتذكر |
Onlara 24 beyaz hap vermeyin. 18 beyaz hap altı mavi hap verin ve beyaz hapı önce mavi hapı sonra almalarını söyleyin. Buna bölümleme deniyor. | TED | لا تعطهم ٢٤ حبة بيضاء أعطهم ١٨ حبة بيضاء و٦ حبات زرقاء وأخبرهم لابتلاع الحبوب البيضاء أولاً ثم الحبوب الزرقاء بعد ذلك هذا مايطلق عيه تشانكنج |
Yakın zamanda, bir arkadaşım şöyle bir soru sordu: Eğer beni anında iyileştirecek bir hap olsa, o hapı içer miydim? | TED | مؤخراً، سألني صديق: إن كان هناك حبة أبتلعها لتشفيني فوراً، هل لكنت أتناولها؟ |
Yani her bir kum tanesi eşsizdir. | TED | ذلك أن كل حبة رمل فريدة من نوعها. و كل شاطئ يختلف عن الآخر |
Her kumsal farklıdır. Her bir tanecik farklıdır. Dünyada birbirine benzeyen iki kum tanesi yoktur. | TED | و كل حبة تختلف عن الأخرى. لا توجد في العالم حبتان متشابهتان من الرمل. |
Bana ilaç ve bir bardak su verdin, bir de doktor olduğunu söyledin. | Open Subtitles | حسناً، لقد أعطيتني حبة علاج و كوب ماء، وقد قلت لي بأنك دكتور. |
Yani asıl soru şuydu: Bir hücre aramamız gerekirken acaba bir ilaç mı arıyorduk? | TED | لذا كان السؤال،هل كنا نبحث عن حبة دواء بينما كان علينا البحث عن خلية. |
Buradan çıktığında, bir hap daha aldı. Böylece, hipertansiyon sona erdi. | Open Subtitles | عندما خرج من هنا، تناول حبة أخرى فزال ضغط الدّم المرتفع |
Ülserim için bunlardan yarım tablet içiyorum. O da çok ağrım olunca. | Open Subtitles | آخذ لقرحتي نصف حبة من هذا و ذلك عندما أحس بالألم الشديد |
Kadının içkisine uyku ilacı attım. İçkiyi içti ve bayıldı. | Open Subtitles | مثل ما قلت, وضعت حبة منومة بمشروبها, شربت وأغمي عليها |
Bir iki hapa ihtiyacım var ... | Open Subtitles | لقد اخذت اسمها من محفظتك اريد حبة او اثنتان |
Yediğimiz her yemeğin etkilerini hatırlasak nasıl olurdu, aldığımız her hapın, çalıştığımız her gecenin? | TED | ماذا لو كان في استطاعتنا أن نتذكر تأثير كل طعام تناولناه، وكل حبة دواء أخذناها، كل سهرة طويلة قمنا بها؟ |
Fakat bir dakikalığına onun bir tohum olduğunu farzet. Hayal gücümüzü kullanacağız. | Open Subtitles | دعينا نتخيل للحظة انها حبة اننا سنستعمل خيالنا |
Bir hapIa kavanoz açabiliyorum. Dört haptan sonra hayatım için sürünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | حبة واحدة تمكني من فتح وعاء أما أربعة فأسقط و أواجه خطر الموت |
Sen hiçbir şey yapmıyorsun. fasulye kadar bir şey yiyip doyabiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تأكل أي شيء يمكنك أن تأكل حبة فاصوليا .. |
Her bir kum tanesinin hayattaki her erkeği, ve ondan doğacak herşeyi gömecek gücü vardır. | Open Subtitles | كل حبة رمال سوف تعمر كل رجل على قيد الحياة أو كل رجل لم يولد بعد |
Etrafımızda görünmez bir güzellik var. Her polen çekirdeği bir hikaye ile büyüyor. | TED | هناك الكثير من الجمال الغير مرئي حولنا وكل حبة لقاح لديها قصة ترويها |
O küçük sarı hapını alman gerekiyor. | Open Subtitles | أنت مُفتَرَض لأَخْذ كَ قليلاً، حبة صفراء. |