ويكيبيديا

    "حتى إنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bile
        
    • Hatta
        
    Yani bunu hiç düşünme bile. Kesin bir hayır, üzgünüm. Open Subtitles فلاتفكري في الأمر حتى إنه جواب بالنفي القاطع ، آنستي
    - Değil. O senin vârisin bile değil! Open Subtitles إنه يهددني ليس صحيحاً ، حتى إنه ليس وريثك
    Notumu bile yükseltti istemediğim halde. Open Subtitles حتى إنه أعطاني درحة أفضل, مع أنني لم اسأل.
    "Gözaltı" ile tahliye etti beni, Hatta, eski işime geri dönebildim, tabii ki cüzi bir maaş kesintisi ile. Open Subtitles لقد أطلق سراحي مع تعليق العقوبة حتى إنه سمح لي بالعودة إلى وظيفتي مرة أخرى مع تخفيض الأجر قليلاً
    Adam çok iyi birine benziyordu. Hatta bize şeker ikram etti. Open Subtitles الرجل بدا مهذباً، حتى إنه عرض علينا بعض الحلوى
    Gerçek tören bile değil. Sadece provası. Open Subtitles أنه ليس الموكب الحقيقي حتى إنه تدريب فقط
    Michael bugün buraya gelmek istemedi bile. Open Subtitles و ذو كبرياء حتى إنه لم يرغب في المجئ إلى هنا
    - Onunla öğle yemeği yiyen bile yok. Open Subtitles حتى إنه غير قادر على إيجاد شخص يأكل معه الغداء
    İnsanın evriminin gidişâtını bile belirledi yine de geleceğimizi tehdit edebilir. Open Subtitles حتى إنه غيّر مسار التطور البشري ومع ذلك فإنه من الممكن أن يهدد مستقبلنا
    Böyle bırakacaklarını bile bilmiyordum. Open Subtitles أتعلم, أنا لم أعرف حتى إنه سوف يتركه بهذا الشكل
    Yeni stajyerlerin isimlerini öğrenme zahmetine bile girmedi. Open Subtitles حتى إنه لم يهتم بحفظ أسماء أطباء الإمتياز الجدد
    Bilirsin, ne olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles كما تعلم , لا أعلم حتى إنه شيئاً ما لا أستطيع أن
    Yani bana nasil oldugumu bile sormadi, iyi miydim, yoksa kötü mü. Hiçbir sey. Open Subtitles ,حتى إنه لم يسألني كيف كان الأمر إن كنتُ بخير أم لا, لا شيء
    Birden fazla. En son ne zaman kadeh kaldırabildiğini bile hatırlayamıyor. Open Subtitles حتى إنه لا يستطيع تذكّر آخر مرّة دافع فيها عن شرفه رائع، أليس كذلك؟
    -Bu seni bile sıkan bişey Open Subtitles فقط لتمنعيني من التفكير فيما يحدث حقًا حتى إنه مرض أصابك كذلك
    Hatta, o ve eşi, çocuklarının okulunda bir kütüphaneyi finanse etmişler. Open Subtitles حتى إنه و زوجـتـه يمولان مكـتبة لأطفال المدرسـة
    Hatta yatağı taşıyan nakliye şirketinin adı bile var. Open Subtitles حتى إنه ذكر اسم الشركة التي قامت بنقل السرير في تلك الغرفة
    Hatta bazı kongre komitelerini deneme testine ikna etmiş. Open Subtitles حتى إنه أقنع بعض لجان الكونغرس لكي يعطيهم اختبار على سبيل التجربة
    Hatta pazarlık yapmaya ve teklifi artırmaya da oldukça hevesliydi. Open Subtitles حتى إنه كان مستعداً لمفاوضة نفسه ورفع العرض.
    Hatta motor az biraz arıza yapınca ortalığı velveleye veriyor. Open Subtitles حتى إنه يثير جلبة كبيرة كلما كان هنالك خلل بسيط بالمحرك
    Hatta 2008'deki Brussels göreviyle ilgili detayları gönüllü olarak verdi. Open Subtitles حتى إنه تطوع ليخبرنا بتفاصيل سريه حول مهمة بروكسل في '08

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد