Senaryo, iş arkadaşıyız işten sonra gittiğimiz barda hüzünlü bir hikâye anlatıyorum. | Open Subtitles | السيناريو: أنا زميل لك أحكي لك قصة حزينة في حانة بعد العمل |
Geri dönüp sonbaharın o hüzünlü gülümsemesiyle o olaya baktığınızda her şeye rağmen geleceğin yaşanacağını fark ettiğiniz hiç oldu mu? | TED | هل سبق وأن نظرت إلى الخلف لذلك الحدث بابتسامة خريف حزينة مدركاً أن المستقبل سيحدث بغض النظر عنها ؟ |
Gittiğin için üzgünüm filan ama bu sadece vazelin baba. | Open Subtitles | انا حزينة لانك ذاهب وكل ذلك ابي, لكنه مجرد فازلين |
Daha sonra aşık gelir, İç çekerek sevgilisinin kaşlarına yazılmış acıklı bir şarkıyla. | TED | ومن ثم العشيق، يتنهد مثل الفرن, مع أُغنية حزينة مصنوعة لحاجب عشيقته. |
Yani bir an kendimi çok kötü, %100 üzgün hissediyorum... | Open Subtitles | أعني, في لحظة أشعر أنني حزينة حقاً, حزينة تماماً. |
üzgünsün, adımı sayıklayıp duruyorsun, çünkü çok uzun süreden beri ortalıkta görünmüyorum. | Open Subtitles | اليزابيتا، أنت تنادينني ، و أنت حزينة أيضاً لأنني غائب منذ فترة طويلة |
Senin için üzüldüm. acıklı bir yaşam sürmüş olmalısın. Normalde ne iş yaparsın? | Open Subtitles | . أشعر بالأسف إتجاهك ، لا بد أنك تعيش حياة حزينة ماذا تعمل بالعادة؟ |
Bu resifler ölüyor ve her şey tam anlamıyla beni üzüyor. | Open Subtitles | هذه الشعاب تموت وكلّ شيء فقط يجعلني حزينة جدا |
Besteciler bunu bilir. Eğer hüzünlü müzik istiyorlarsa | TED | المؤلفون الموسيقيون يعلمون هذا .. فإذا أرادوا موسيقى حزينة |
Gitar yanımda oturup duruyordum, nasıl çalınır hiç bilmiyordum, sadece çalabildiğim kadar hüzünlü şeyler çalıyordum. | TED | وكنت أجلس بالقرب منه ولا أعرف كيف أعزف عليه ولكنني كنت أعزف وبأكثر طريقة حزينة يمكنكم تخيلها |
Dostlar, size bu hüzünlü şarkıyı söylerken eşlik ediniz bana | Open Subtitles | أصدقائي، أرجوكم غنوا معي بينما أغني لكم أغنية حزينة |
"Sevgili organik bahçe takipçileri, bahçe dostu salyangozlarımı satışa çıkardığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أعزائي هواة الحدائق العضوية أخشى أنني حزينة جداً لنشر قائمتي للحدائق الصديقة للحلزونات |
Tüm bunları yaşarken yanında olamadığım için çok üzgünüm Chris. | Open Subtitles | حسنا ، أنا حزينة لمرورك بكل هذا لوحدك ، كريس |
Herhalde iri, kederli gözleri, uzun, acıklı öyküsü vardı. Tam onun tipi. | Open Subtitles | كانت عيونها حزينة ، ولديها قصة حزينة ، هذا هو النوع الذي يحب |
Ralph, eğer ona kötü davranır ve onu mutsuz edersen, atakta bekliyor olacağım, üzerine saldıracağım. | Open Subtitles | رالف، إذا عبثت معها وجعلتها حزينة سأكون لك بالمرصاد وسأتلاعب بك كما يفعل النمر بفريسته |
En iyi arkadaşını ağlatmadığın için mi üzgünsün? | Open Subtitles | وأنت حزينة لأنك لم تجعلي أفضل صديقة لك يبكي ؟ |
Üzücü bir hikaye. Gerçekten, üzüldüm. | Open Subtitles | هي ،هي إنها قصة حزينة حقا انها ، و انا أسفة |
Benden niye korktuğunu anlıyorum ve bu beni üzüyor. | Open Subtitles | أتفهم لماذا أنت خائف مني و هذا يجعلني جدّ حزينة |
Çocuğun annesi seninle ilk tanıştığımız zamanki hâlin gibi yas tutuyor. | Open Subtitles | والدة الفتى حزينة عليه الآن كما كنت عندما تقابلنا أول مرة. |
Yine Laura gibiydi. Çok üzgündü. | Open Subtitles | وكأنها عادت إلى طبيعتها، كانت حزينة للغاية |
Diğer bir deyişle, kederli bir anneyi politik araç olarak kullanacak. | Open Subtitles | وبعبارة أخرى إستغلال أم حزينة كضغط سياسي لن يصدق أحد مصداقيته |
Tüm suikast meraklılarını ve kendim de dâhil tüm komplo teorisyenlerini kontrol ettim ve bunu söylemekten üzülüyorum ama hepimiz temiziz. | Open Subtitles | لقد تفقدت كل متابعي الاغتيالات و مؤمني نظرية المؤامرة و من ضمنهم انا و انا حزينة قليلا للقول أننا كلنا نظيفين |
Demektir ki, bu büyük bir duygu tepkisi doğuran bir tetiklemedir, genellikle bayağı acı bir duygusal tepki, ama bu yaptığımız şeylerden biri. | TED | إنها تعني شيء يحفز عدة انفعالات عاطفية عادة ما تكون انفعالات حزينة ولكنها جزء من عملنا |
Ölmüş köpeğim gibi görünen adam ki bu beni şimdiden üzdü. | Open Subtitles | يبدو ان كلبه قد مات للتو وهذا يجعلني نوعاً ما حزينة |
Biliyor musun, eskiden üzgün, hem de çok üzgündüm. | Open Subtitles | أتعرفين , لقد حدث لي في الماضي و أن كنتُ حزينة , حزينة جداً |
Terry bunu duyunca doğal olarak çok üzüldü. | Open Subtitles | ولكن, تيرى كانت حزينة جدا عندما سمعت بهذا, طبيعيا |