Bir de bendeki kaçık espri anlayışı onda da olsa. | Open Subtitles | لو كان لديها فقط نفس حسّ الفكاهة المتخلّف الذي لديّ |
Commanche Tony asla gülmeyi öğrenemedi. Espri anlayışı yoktu. | Open Subtitles | فهو لم يتعلّم بان يضحك أبداً وليس لديه حسّ الفكاهة |
Oradaki birinin gerçekten hastalıklı bir espri anlayışı var. | Open Subtitles | شخص ما فى الخارج لديه حقاً حسّ ظريف فطرىّ. مهلاً لحظة. |
Yoğurt ve mizah duygusu... ile buraları bilinir. | Open Subtitles | المنطقة مشهورة بذلك الزبادي و حسّ الفكاهة |
Bence çocuklar temel bir adalet duygusuna sahipler, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّ لدى الأطفال حسّ أساسي بالعدالة، ألا تعتقد ذلك؟ |
Demek çocukken iyi bir espri anlayışım varmış. | Open Subtitles | يبدو بأنّه كان لدي حسّ الدعابة عندما كنت طفلاً |
- Sağlıksız bir eğlence anlayışı. - Bu doğru olabilir. | Open Subtitles | لديك حسّ فكاهةٍ مرضيّ - هذا صحيح على الأرجح - |
Gerçekleşmesi mümkün, ama öyleyse Tanrı'nın düşündüğümden daha rahatsız edici bir espri anlayışı var demektir. | Open Subtitles | هذا ممكن. لكن إن كان الأمر كذلك، فيبدو أنّ للسماء حسّ فكاهة مختلّ أكثر ممّا يمكن أن أتخيّل. |
Subaylarımızda hâlâ görev anlayışı var. | Open Subtitles | إنّه لمنَ المريح أن نرى قوّاتنا لم يفقدوا حسّ الواجب |
Bilmem, şey bu bölgedeki espri anlayışı biraz farklı. | Open Subtitles | لا أعلم حسّ الفكاهة مختلف قليلاً في هذه المنطقة |
Çok komik birisi. Harika bir espri anlayışı var. | Open Subtitles | إنه رجل مُضحك للغاية لديه حسّ مرح رائع |
Sanırım onun için, espri anlayışı olmayan biri derdim. | Open Subtitles | أعتقد أني سأقول.. أنه رجل بلا حسّ دعابه |
Bir geri zekâlı ya da çarpık bir mizah anlayışı olan katil. | Open Subtitles | أحمق أو قاتل جريء يملك حسّ دعابة كاذب |
Biliyorsun espri anlayışı biraz karanlıktır. | Open Subtitles | لطالما كان عندها حسّ فكاهة سيئ |
Seminerlerimde bunu hep yaparım. Derin bir bağlanma duygusu oluşturur. | Open Subtitles | أقوم بذلك في ندواتي على الدوام، فهو يولّد حسّ تقارب عميق جدّاً |
Gardiyanımızın keskin bir ironi duygusu var ama mantığını da anlıyorum. | Open Subtitles | إنّ سجاننا يملك حسّ قويّ من السخرية. ولكنني أرى المنطق. |
Bence harika bir mizah duygusu vardı. | Open Subtitles | أعنى, أنه كان لديه حسّ عالٍ من الفكاهة |
Bence çocuklar temel bir adalet duygusuna sahipler, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّ لدى الأطفال حسّ أساسي بالعدالة، ألا تعتقد ذلك؟ |
Ve sizlerin de mizah duygusuna sahip olduğunuzu gösterecek, çünkü, burada fasulyeler gerçekte olduklarından çok daha önemliymiş gibi gösteriliyor. | Open Subtitles | وسيظهر بأن لديك حسّ الدعابة، لأنهم حقًّا يتم تصويرهم وإعطائهم أهميّة أكثر من اللازم. |
İdealizm dolu, belki biraz da onur duygusuna sahip. | Open Subtitles | ،ملئ بالمثالية وربما حتى حسّ الشرف |
Demek çocukken iyi bir espri anlayışım varmış. | Open Subtitles | يبدو بأنّه كان لدي حسّ الدعابة عندما كنت طفلاً |
Bunların hiçbirini yasaklamadım: Çünkü benim iyi bir mizah anlayışım var. | Open Subtitles | وذلك لسبب بسيط، وهو أن لدي حسّ الدعابة |