Ortalıkta onlardan çok var, gazeteciler, editörler, eleştirmenler, sonsuz bir koşturma içindeler. | Open Subtitles | , والعالم مكتظ بهم , صحفيين , محررين,نقاد .ونساء لا حصر لهم |
Ve ayrıca, tığ işi hiperbolik yaratıkların sonsuz bir taksonomisi olduğunu keşfettik. | TED | وهكذا أيضاً، لقد أكتشفنا أن هناك تصانيف لا حصر لها لمخلوقات الكوريشيه الزائدية. |
Kumaşları renklendirmek için sınırsız yiyecek seçeneği var ama bunlar zamanla renk değiştiriyor. | TED | هناك خيارات لا حصر لها من الطعام لصباغة الأنسجة، لكن تلك الصبغات يتغير لونها مع الوقت. |
Neredeyse sınırsız sayıdaki olası farklı şekillerde dokunaçlarını hareket ettirebilmesi bizim pek de alışkın olduğumuz bir durum değildir. | TED | لذا فإن تشكيل الأذرع في أشكال لا حصر لها أخرى لا يشبه أي شيء تعودنا عليه. |
Minimoylar binlerce yaşında, bir sürü şey yaşayıp, atlatmış olmalılar | Open Subtitles | المينيموس" عاشوا الآف السنين" ونجوا من كوارث لا حصر لها |
Bu günlerde, araziye yaklaşık 300 sanat enstalasyonu ve sayısız sanatsal hareket geliyor | TED | في هذه الأيام، حوالي 300 تحفة فنية وحركات فنية لا حصر لها تذهب إلى ساحة الصحراء. |
Bu evde, hazine avları, sessiz sinema gibi sınırsız çeşitte oyunların olmadığı pek az hafta sonu vardı. | Open Subtitles | .... فى هذا المنزل , لا يمر أسبوع إلا بدون البحث عن الكنوز والألغاز المحيرة وألعاب لا حصر لها |
İşte tam bu an sen, mekanik bir beynin hızı ile sonsuz sayıdaki olasılıkları tartıyor ve hesaplıyorsun... 1) Bu ayın gelirini harcadı. | Open Subtitles | في هذه اللحظة بالذات ومع سرعة بديهتك في الحسابات التي لا حصر لها مع وجود احتمالات كثيرة مثل ؟ |
Zamanın sonsuz şeritli bir otoyol olduğunu algılayacaktır. | Open Subtitles | وقال إنه يرى أن الوقت مثل الطريق السريع مع عدد لا حصر له من الممرات |
sonsuz bir set eksi bir sonsuz rakam bir sonsuz rakam kalır. | Open Subtitles | مجموعة لانهائية ناقص عدد لانهائي يترك عدد لا حصر له |
Lütfen görün bize ve bize sonsuz zenginlik ver. Sana borcumuzu bu kurbanla ödeyeceğiz. | Open Subtitles | رجاءً اظهر أمامنا وامنحنا ثروات لا حصر لها |
Her biri kendi Dünya'sını barındıran sonsuz sayıda paralel boyutlar olduğu üzerine bir teorim vardı. | Open Subtitles | لقد افترض طويلا أن هناك عدد لا حصر له من أبعاد متوازية، |
Fakat planın yanlış gitmesi için sonsuz sayıda neden olabilir doğru değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليس من الصحيح أن هناك عدد لا حصر له من الطرق التى يمكن للخطة أن تفشل بسببها ؟ |
Çünkü çeşitli geçmişe sahip insanlar bir araya geldiğine, yapılanı olması gerektiği gibi yaptığında imkânlar sınırsız olur. | TED | لأنه عندما يتجمع ناس ذوو خلفيات متعددة، وعندما نبني الأشياء بطريقة سليمة، تصبح الاحتمالات لا حصر لها. |
Müşterilere sınırsız seçenekler sunabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقدم للعميل إختيارات لا حصر لها |
İstediğiniz bir ruhu alın. sınırsız seçeneğimiz var. | Open Subtitles | خذ أى روح تعجبك لدينا مجموعات لا حصر لها |
Neyse ki sınırsız uyarı hakkın var. | Open Subtitles | الخبر الجيدانه,يجب اجراء عدد لا حصر له من الأخطاء |
Bir sürü kıyafet alacaksın. Yılbaşında doğum günlerinde. | Open Subtitles | ستحظين بثياب لا حصر لها في المناسبات وأعياد الميلاد. |
Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için. | Open Subtitles | من خلال مخاطر لا حصر لها... ... والمصاعب غير المرقمة... ... لقد قاتلوا طريقي إلى هنا إلى القلعة... |
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım. | Open Subtitles | من خلال مخاطر لا حصر لها والمصاعب غير المرقمة... ... لقد قاتلوا طريقي إلى هنا ل القلعة خارج مدينة عفريت. |
Nerede olursa olsun her gün sayısız zorlukla karşılaşıyorlar. | TED | فهم يواجهون تحديات لا حصر لها كل يوم أينما يتواجدون. |
Onu tanırım Horatio. sonu gelmeyen şakaların adamı... | Open Subtitles | عرفته، هوراشيو، وهو رجل من باب الدعابة لا حصر له ... |