Bu, elinde ölüm havuzu olan herkesin bir şansı olabileceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ أيّ شخص بحوزته قائمة الإغتيالات يمكنه أن يجرّب حظه. |
Günün birinde şansı tükenecek ve binlerce masum insan bunun bedelini ödeyecek. | Open Subtitles | ويوم واحد سيتم تشغيل حظه خروج، والآلاف من الناس الأبرياء سيدفع الثمن. |
Tüm bu hayır işlerini onun adına da yapman karşılığında iyi giden şansını seninle paylaşacak. | Open Subtitles | ويريد أن يشاركك حظه الجيد جزاءاً لك على كل أفعالك الجيدة معه |
Ya da o şişkonun, diğer 5000'liği... alması için aşağıya inip... kumar masalarında şansını denemesini mi istiyorum? | Open Subtitles | أم هل أريد أن أمنح الفرصة للفتى البدين إذا كان عليه الحضور ليحصل على 5 آلاف الدولار الأخرى ليجرب حظه هنا في ألعاب الحظ؟ |
Ve sen bunu yapınca o senin gibi bir kızı olduğu için şanslı olacak. | Open Subtitles | و عندما يحدث ذلك سيكون من حسن حظه أن تكونين إبنته |
Hiçbiri bizim işimiz değildi... kamburlar kötü şans.. | Open Subtitles | وظلت تقول إنه ليس من شأننا وأن الأحدب حظه سيء |
O kadar bomba düşüyor, tamamen şansına, eve sadece kolu incinmiş olarak dönüyor. | Open Subtitles | ألقى الألمان قنبلة , و بسبب حظه اللعين عاد إلى موطنه بذراع مجروحة |
Tetiği çektiğinizde karşınızdaki kişinin hiç şansı yok | Open Subtitles | أيّ شئ أمامك .. سينعدم حظه كلياً.. عند ضغطك على الزناد |
Yedi volkandan doğru olanı seçti. Sonunda şansı değişti. | Open Subtitles | سبعة براكين ويختار الصحيح من بينهم لابد أن حظه تغير |
Bu durumun farkında değil ama adını duyduğum gün şansı bitmişti. | Open Subtitles | هو لا يعرف هذا. و لكن حظه الجيد انتهى عندما سمعت إسمه. |
Kuş uçuşu 45 metreden az mesafede... ya da çükünü takip eden biri için... ya da şansını denemek isteyen biri için. | Open Subtitles | إنه على بعد 50 ياردة حيث تتجه الطيور أو حيث يذهب الرجل إن أراد إشباع رغباته أو إن كان بحاجة إلى اختبار حظه |
Anlaşılan şansını bir de kumarla denemek istemiş. | Open Subtitles | ويبدو أنه كان يجرب حظه مع الياناصيب أيضاً |
Samuel, yapma bunu. Kendi şansını artırmak için senin aptal gibi görünmeni istiyor. | Open Subtitles | سامويل لا تستمع اليه انه يريدك ان تبدو غبيا لا اكثر ليزيد حظه مع السيدات |
Bay Mathieu, yeni mümessiliniz. şanslı ki sizi henüz tanımıyor. | Open Subtitles | السيد ماتيو، مدرسّكم الجديد من حسن حظه انه لا يعرفكم بعد |
şanslı ayakkabılarımız olduğunu düşünürüz. Tanrıya şans için dua eden bir çok insan var. | Open Subtitles | بعض الاعبين يعتقد أن حظه في حذائه ، الناس يحتاجون للصلاة يعتقدون أن الله سيساعدهم إن أقاموا الصلاة |
Cebindeki bozukluğu bulup makinaya atarken, neredeyse şanslı olduğu için gülümsemiş. | Open Subtitles | إبتسم تقريباً على حظه الجيّد عندما وجد الربع دولار في جيبه، مدخله في الفتحة |
Abime senden bahsettiğimde bana, o adamdaki kötü şans senin için hiç iyi olmaz dedi. | Open Subtitles | حين أخبرت أخي عنك قالها كذلك، أن الرجل الذي يكسب قوت يومه من حظه السيئ، لا يمكن أن يناسبني |
şans eseri, uyluk atardamarına bir şey olmamış. Ayrıca kuşatıldık. | Open Subtitles | ولحسن حظه أن شريانه الفخذي لم يُقطع, ونحن محاصرون |
Onun şansına, yumruk attığı gardiyan şu an cezaevi müdürü. | Open Subtitles | حسناً، لسوء حظه الحارس الذى ضربه أصبح المأمور الآن |
Bana göre Valerie'yi bulmanın tek yolu sezgileri sayesinde ipuçları bulan ve ... en az onun kadar şanssız birini işe almamız., Bu bir şaka falan mı ? | Open Subtitles | الطريق الوحيد لايجاد فاليري هو بارسال شخص سيء الحظ مثلها بسوء حظه سيرسم الطريق الى ايجادها |
Ama hep bir bahane uydurdu ya da şansının dönmek üzere olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن دوماً ما يكون هنالك عذر أو أن حظه سيتحسن |
iliski ne kadar yakinsa sansi o kadar artiyor. | Open Subtitles | اذن كلما كانت العلاقة اقرب يكون حظه افضل |
Ama hikâyenin ilerleyen bölümlerinde, Dünyanın ilk yalanını söylediğinde talihi tamamen değişecek. | Open Subtitles | ولكن لاحقاً في القصة, حظه سيتغير عندما يقول أول كذبة في العالم |
şanslıydı ki bu adamla tanıştı. Adı Rodrigo Baggio, Brezilyada dizüstü bilgisayar sahibi olan ilk kişi. | TED | وكما قلنا لحسن حظه انه التقى بهذا الشاب والذي يدعى رودريغو باجيو وهو صاحب اول جهاز محمول في البرازيل |
şanslıymış ki mahkemesi yapıldı.Anlıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | من حسن حظه أنه حصل عليها. تعرف ماذا أعني؟ |
Ne kadar asil bir soyadı ve halihazırda yaşadığınız talihsizlik ne kadar da büyük haksızlık. | Open Subtitles | يا له من إسم عائلة نبيل ولا يستحق سوء حظه الحالي |