"حكاية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hikaye
• hikayesi
• hikâye
• masalı
• hikâyesi
• masal
• Tale
• hikayesini
• öykü
• öyküsü
• nesi
• olayı
• hikâyeyi
• hikayeyi

Kasvetli bir hikaye dinlesem, gerçekmiş gibi tüylerim diken diken olurdu.
ويقف شعر رأسى من سماع حكاية مرعبة وكأنما شعرى شئ حى

Eğlenceli hikaye, harika son. Başka zaman'a. Neden bize ihtiyacın var?
حكاية مُضحكة ، نهاية رائعة ، لوقت لاحق فيما تحتاجُنا ؟

Karanlığın içinden fısıldadı. Komplo, aldatma ve ahlaki kargaşanın hikayesi bu soruyla başlar.
همسَ في الظلام، كان هذا السؤال بداية حكاية من التآمر والخداع والإلتباس الأخلاقي.

Arkadaşınıza inanılmaz bir hikâye anlatıyorsunuz ve tam hikâyenin en güzel kısmında bir anda araya giriyor, "Ben ve uzaylı" değil, "Uzaylı ve ben" diyor.
لنفترض أنك تحكي حكاية رائعة لصديقك وستصل إلى الجزء الأفضل فيها عندما فجأة يقاطعك ليصحح لك خطأ لغويا شائعا بين الناس

Yani bu eski bir balık masalı değil mi?
تقصدين بأنه في مكان حكاية السمكة القديمة؟

Ama tabii ki bu binanın başka bir hikâyesi var.
لكن بالطبع، هناك حكاية أخرى لهذا المبنى.

Finn'le kaçma fantezinin sadece liseli kızlara özgün bir masal olduğunu anlamanı sağladım.
كل ماعملته هو مساعدتك لتحقيق خيالك اللحاق بفين لم يكن الا حكاية خرافية

Neden herkes ilk ağızdan bir hikaye anlatma ihtiyacı duyuyor?
لماذا يودّ الشخص أن يحكي حكاية في المقام الأول ؟

Kederle ve intikamla dolu bir hikaye ama seni ilgilendirmiyor.
إنّها حكاية معاناة وانتقام لكنْ لا داعي لتشغل بالك بها

MA: Böylece bir hikaye anlatacak.
مارك ابليبيوم: سوف أقوم بذلك بطريقة حكاية قصة.

Ama aklıma her zaman anlattığımdan daha iyi bir tutsaklık hikayesi geldi.
أتعلمون؟ سأروي لكم حكاية أفضل عن الأسر بدل الخطاب الاعتياديّ المبالغ فيه

Başka ne muhteşem bir üniversite hikayesi olur biliyor musun?
هل تعرف ما يعتبر أيضًا حكاية رائعة عن أيام الجامعة؟

Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. Ailesi yoksulluğun pençesindeydi.
ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية

Giymeyi seçtiğimiz her şey, gittiğimiz yerler, yaptığımız şeyler ve kim olmak istediğimiz hakkında hikâye anlatıyor.
كل ما نختار ارتداءه هو سرد حكاية، حكاية عن أين كنا، وما نقومُ به، ومنْ نريد أن نكون.

Ne demek istediğimi anlamanız için... size küçük bir hikâye anlatacağım.
لمساعدتك على فهم ما أعني اود ان اقص عليك حكاية

Bu çok uzun bir hikâye, bayım. Ya senin adın ne?
هذه حكاية طويلة يا سيد، وما أسمك على أى حال؟

Komşular birbirlerini tanırdı. Lanet bir peri masalı.
الجيران يعرفون بعضهم البعض, إنها حكاية حورية مجنونة

Bu, iki kadim şehir ile kendi kaderini belirleyen ağaçların hikâyesi.
هذه حكاية مدينتين عريقتين حدّدت الأشجارُ مصيرهما.

Sonraki üç hafta masal gibiydi, ben de son perdedeki Sinderella'ydım.
خلال الأسابيع الثلاثة التالية خارج حكاية الجن، كنت سندريلا في الفصل الأخير.

En sevdiğimiz film Dolphin Tale'de de söyledikleri gibi, "Aile sonsuza kadardır."
انها مثل ما يقولون في فيلمنا المفضل حكاية دولفين العائلة الى الابد

Tutku duyduğunuz bir konu, hikayesini anlatmak istediğiniz bir insan, hatta kendi fotoğraflarınız... bana neyi savunduğunuzu söyleyin.
فعل عواطفك حول الشخص الذي تريد حكاية قصته. او حتى صورك الخاصة اخبرني مالذي تريده

Resif denen mercan kayalıklarıyla ilgili bir öykü anlatacağım size.
أود أن أحكى لكم حكاية عن مكان يسمى الشعب المرجانية.

Brooklyn'de geçen bir Cadılar Bayramı öyküsü bu. Brooklyn'de her şey olabilir, genellikle de olur zaten.
هذه حكاية عيد الهالويين فى بروكلين حيث يمكن لأى شئ أن يحدث . وهو ما يحدث غالباً

Aquaman'in nesi var ki?
ما حكاية الحوريّ؟

Tamam söyle bu aile buluşması olayı nedir?
حسنًا, هيا انطُق, ما حكاية لم شمل العائلة؟

Bazı kişisel detaylar için istekli ve meraklı olan han sahibi bir yarışma öneriyor: En iyi hikâyeyi anlatan kişi, akşam yemeğiyle ödüllendirilecek.
وبطبعه الحشري والتواق لمعلوماتهم الشخصية، يقترح صاحب النُزل مسابقة وهي: من يُخبرنا أفضل حكاية يحصل على عشاء مجاني.

O'nu vuran adamla ilgili benzer bir hikayeyi mahkemeye katıldığında da duymuştu.
سمع حكاية مشابهة عن الرجل الذي اطق النار عليه مرة أخرى حين حضر محاكمته.