Kasvetli bir hikaye dinlesem, gerçekmiş gibi tüylerim diken diken olurdu. | Open Subtitles | ويقف شعر رأسى من سماع حكاية مرعبة وكأنما شعرى شئ حى |
Eğlenceli hikaye, harika son. Başka zaman'a. Neden bize ihtiyacın var? | Open Subtitles | حكاية مُضحكة ، نهاية رائعة ، لوقت لاحق فيما تحتاجُنا ؟ |
Karanlığın içinden fısıldadı. Komplo, aldatma ve ahlaki kargaşanın hikayesi bu soruyla başlar. | TED | همسَ في الظلام، كان هذا السؤال بداية حكاية من التآمر والخداع والإلتباس الأخلاقي. |
Arkadaşınıza inanılmaz bir hikâye anlatıyorsunuz ve tam hikâyenin en güzel kısmında bir anda araya giriyor, "Ben ve uzaylı" değil, "Uzaylı ve ben" diyor. | TED | لنفترض أنك تحكي حكاية رائعة لصديقك وستصل إلى الجزء الأفضل فيها عندما فجأة يقاطعك ليصحح لك خطأ لغويا شائعا بين الناس |
Yani bu eski bir balık masalı değil mi? | Open Subtitles | تقصدين بأنه في مكان حكاية السمكة القديمة؟ |
Ama tabii ki bu binanın başka bir hikâyesi var. | TED | لكن بالطبع، هناك حكاية أخرى لهذا المبنى. |
Finn'le kaçma fantezinin sadece liseli kızlara özgün bir masal olduğunu anlamanı sağladım. | Open Subtitles | كل ماعملته هو مساعدتك لتحقيق خيالك اللحاق بفين لم يكن الا حكاية خرافية |
Neden herkes ilk ağızdan bir hikaye anlatma ihtiyacı duyuyor? | Open Subtitles | لماذا يودّ الشخص أن يحكي حكاية في المقام الأول ؟ |
Kederle ve intikamla dolu bir hikaye ama seni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | إنّها حكاية معاناة وانتقام لكنْ لا داعي لتشغل بالك بها |
MA: Böylece bir hikaye anlatacak. | TED | مارك ابليبيوم: سوف أقوم بذلك بطريقة حكاية قصة. |
Ama aklıma her zaman anlattığımdan daha iyi bir tutsaklık hikayesi geldi. | Open Subtitles | أتعلمون؟ سأروي لكم حكاية أفضل عن الأسر بدل الخطاب الاعتياديّ المبالغ فيه |
Başka ne muhteşem bir üniversite hikayesi olur biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما يعتبر أيضًا حكاية رائعة عن أيام الجامعة؟ |
Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. Ailesi yoksulluğun pençesindeydi. | TED | ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية |
Giymeyi seçtiğimiz her şey, gittiğimiz yerler, yaptığımız şeyler ve kim olmak istediğimiz hakkında hikâye anlatıyor. | TED | كل ما نختار ارتداءه هو سرد حكاية، حكاية عن أين كنا، وما نقومُ به، ومنْ نريد أن نكون. |
Ne demek istediğimi anlamanız için... size küçük bir hikâye anlatacağım. | Open Subtitles | لمساعدتك على فهم ما أعني اود ان اقص عليك حكاية |
Bu çok uzun bir hikâye, bayım. Ya senin adın ne? | Open Subtitles | هذه حكاية طويلة يا سيد، وما أسمك على أى حال؟ |
Komşular birbirlerini tanırdı. Lanet bir peri masalı. | Open Subtitles | الجيران يعرفون بعضهم البعض, إنها حكاية حورية مجنونة |
Bu, iki kadim şehir ile kendi kaderini belirleyen ağaçların hikâyesi. | TED | هذه حكاية مدينتين عريقتين حدّدت الأشجارُ مصيرهما. |
Sonraki üç hafta masal gibiydi, ben de son perdedeki Sinderella'ydım. | Open Subtitles | خلال الأسابيع الثلاثة التالية خارج حكاية الجن، كنت سندريلا في الفصل الأخير. |
En sevdiğimiz film Dolphin Tale'de de söyledikleri gibi, "Aile sonsuza kadardır." | Open Subtitles | انها مثل ما يقولون في فيلمنا المفضل حكاية دولفين العائلة الى الابد |
Tutku duyduğunuz bir konu, hikayesini anlatmak istediğiniz bir insan, hatta kendi fotoğraflarınız... bana neyi savunduğunuzu söyleyin. | TED | فعل عواطفك حول الشخص الذي تريد حكاية قصته. او حتى صورك الخاصة اخبرني مالذي تريده |
Resif denen mercan kayalıklarıyla ilgili bir öykü anlatacağım size. | Open Subtitles | أود أن أحكى لكم حكاية عن مكان يسمى الشعب المرجانية. |
Brooklyn'de geçen bir Cadılar Bayramı öyküsü bu. Brooklyn'de her şey olabilir, genellikle de olur zaten. | Open Subtitles | هذه حكاية عيد الهالويين فى بروكلين حيث يمكن لأى شئ أن يحدث . وهو ما يحدث غالباً |
Aquaman'in nesi var ki? | Open Subtitles | ما حكاية الحوريّ؟ |
Tamam söyle bu aile buluşması olayı nedir? | Open Subtitles | حسنًا, هيا انطُق, ما حكاية لم شمل العائلة؟ |
Bazı kişisel detaylar için istekli ve meraklı olan han sahibi bir yarışma öneriyor: En iyi hikâyeyi anlatan kişi, akşam yemeğiyle ödüllendirilecek. | TED | وبطبعه الحشري والتواق لمعلوماتهم الشخصية، يقترح صاحب النُزل مسابقة وهي: من يُخبرنا أفضل حكاية يحصل على عشاء مجاني. |
O'nu vuran adamla ilgili benzer bir hikayeyi mahkemeye katıldığında da duymuştu. | TED | سمع حكاية مشابهة عن الرجل الذي اطق النار عليه مرة أخرى حين حضر محاكمته. |