ويكيبيديا

    "حواسيب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bilgisayar
        
    • bilgisayarlar
        
    • bilgisayarları
        
    • bilgisayarlarına
        
    • bilgisayarı
        
    • Bilgisayardan
        
    • bilgisayarına
        
    • bilgisayarlarımız
        
    • XT
        
    • hacker
        
    • bilgisayarın
        
    • bilgisayarımız
        
    • bilgisayarlarından
        
    Tüm aramalar brülör hücreler üzerinden olacak; bilgisayar kullanımı yok. Open Subtitles ستجري كل الإتصالات في هواتف ذات الإستعمال الواحد، وبدون حواسيب.
    Bu sefer niye geldin buraya, yine bilgisayar çalmaya mı? Open Subtitles ما الذي جاء بك إلى هنا سرقة حواسيب مرةً أخرى؟
    Aracın bilgisayar kontrolüne sahip olduğunuzda her şeyi yapabilirsiniz. TED وبمجرد السيطرة على حواسيب السيارة، يمكنك القيام بأي شيء.
    Süper bilgisayarlar da büyük modeller çalıştırıyoruz; benim yaptığım da bir bu. TED نحن نشغل نماذجا عملاقة على حواسيب السوبر كومبيوتر. وهذا ما أفعله أنا.
    Bu Moskova'da çalışan bir websitesi, bu adamlar enfekte olmuş bilgisayarları satın alıyorlar. TED هذا الموقع يعمل في موسكو حيث يشترون حواسيب مصابة
    bilgisayar mağazasına giderdik ve orada da aynı şeyi yaparlardı. TED كنا نذهب لمتجر حواسيب وكانو يقومون بنفس الشيء
    Photoshop bile gerekmiyor, yüksek teknoloji ürünü cihazlar gerekmiyor, bilgisayar gerekmiyor. TED حتى أنك لا تحتاج فوتوشوب، و لا تحتاج معدات التكنولوجيا الفائقة، انت لاتحتاج الى حواسيب.
    Bu nedenle NASA’daki takım, Kepler verilerinde geçişleri aramak için çok yönlü bir bilgisayar geliştirdi. TED وبالتالي، طوّر الفريق في وكالة ناسا أجهزة حواسيب خارقة للغاية للبحث عن حالات عُبور فلكي في جميع بيانات مهمة كبلر.
    Bu tarz şeyleri yapabilecek bilgisayar modellerine sahip olmaya başladık. TED بدأنا باختراع حواسيب تقوم بنفس هذه الأشياء.
    Turnuvanın galibi bir çift amatör Amerikan satranç oyuncusuydu ve aynı anda üç sıradan bilgisayar kullanıyorlardı. TED كان الفائزون هما لاعبان أمريكيان من هواة الشطرنج يشغّلان ثلاثة حواسيب عادية في ذات الوقت.
    Çoğu yıldızlararası bilim kurguların aksine Herbert'in insanları hiçbir bilgisayar olmadan yıldızları ele geçiriyorlar. TED على خلاف أغلب قصص الخيال العلمي بين النجميّة، فإن أشخاص هربرت غزوا النجوم دونما أية حواسيب.
    Çalışanlarımızın bilgisayar kullanımını izlemenin tek yöntemi. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لمراقبة حواسيب الموظفين لدينا
    Bu süreci çok daha çabuk gerçekleştirebilecek, daha hızlı bilgisayarlar üretmek için artık bu programları kullanıyoruz. TED ونحن الآن نستخدم تلك البرامج لإنتاج حواسيب أسرع بكثير بحيث نستطيع إجراء تلك العمليات بسرعةٍ أكبر.
    Günümüzde bilgisayarlar o kadar müthiş ki, aslında ne kadar korkunç olduklarını fark etmiyoruz. TED حواسيب اليوم مذهلة جداً لدرجة أننا نفشل في ملاحظة كم هي سيئة.
    Bizler cebimize sığan ve dünyadaki herhangi birine ulaştırabilen süper bilgisayarlar ürettik. TED صنعنا حواسيب فائقة بأحجام صغيرة وتربطنا بأي شخص على الأرض.
    Bu mekânda yiyecek bilgisayarları yapıyoruz, atılmış ve yeniden kullanılabilir materyaller ile bugünün atıklarını yarının yemeğine çeviriyoruz. TED ونبني بدلاً عنها، حواسيب غذاء من مواد مرميّة جرى جمعها وإعادة تصنيعها، تحول ما يتم إهداره اليوم، إلى عشاء الغد.
    Ama kendisi okumuyor onları, bunu yapacak bilgisayarları var. Open Subtitles لكنه لم يقرأه بنفسه فلديه حواسيب تفعل ذلك
    Gösterim sırasında kurbanların bilgisayarlarına erişebilir. Open Subtitles اثناء قيامه بالشرح سيتاح له الدخول إلى حواسيب ضحاياه
    Fonetik laboratuvarı, altı süper bilgisayar ve anladığım kadarıyla dünyanın ilk kuantum bilgisayarı. Open Subtitles هناك معمل أصوات، ست أجهزة حواسيب فائقة ،وعلى حد علمي ...أول حاسب كمي
    Affedersiniz, ama üç Bilgisayardan bilgi toplama emri aldım: Open Subtitles المعذرة، لكن لدي أوامر باسترجاع بيانات من 3 حواسيب مزودة
    Ama pilot ve yardımcı aklandı yani yerden biri mi uçağın bilgisayarına girdi? Open Subtitles ولكن الطيار و مساعده خارج دائرة الأشتباه إذاً هذا يعني أنه شخص من الأرض قام بأختراق حواسيب الطائرة
    İnanılmaz güçlü bilgisayarlarımız var ve inanılmaz karmaşık şeyler yapıyorlar, sıklıkla büyük miktarda veriyle. TED لدينا حواسيب قوية بشكل لا يصدق، وتقوم بأمور معقدة بشكل مدهش، غالباً مع معطيات بحجم ضخم.
    Yo-Yo'nun ayağı regülatöre takıldı üç XT havaya uçtu. Open Subtitles يويو تعذر بتوصيلة كهربائية كان معه ثلاثة حواسيب
    Artık o bir hacker değil, katil. Open Subtitles إنّه ليس مخترق حواسيب بعد الآن، بل أصبح قاتلا.
    Zamanımız azalıyor. Eğer Brainiac uyanırsa onun bir bilgisayarın yanında olmasını istemiyorum. Open Subtitles إن عاد (برينياك) للعمل، لا أريد أية حواسيب بقربه.
    Bakın, 4 adet her an kullanıma hazır bilgisayarımız var. Müşteriler bütün gün onları kullanır durur. Open Subtitles انظري، لدينا أربعة حواسيب منفصلة والزبائن حولهم طوال النهار
    CIA bilgisayarlarından uzak duracaktım, sen de beni rahat bırakacaktın. Open Subtitles انا ابقى بعيداً عن حواسيب وكالة الاستخبارات وانت تتركينني لوحدي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد