Omzunu sıyırmış, o kadar. Kanamıyor bile. - Ne oldu? | Open Subtitles | يبدو أنها خدشت كتفكِ فحسب بالكاد تخرج من الجرح الدماء |
Direnmiş gözüküyor. Ona saldıranı tırmalamış. | Open Subtitles | يبدو وأنها قاومت خدشت من هاجمها |
Söylesene, o güle bir çizik atarsam gerçek kırmızı rengini gösterir mi? | Open Subtitles | أخبرني، لو أني خدشت تلك الورة هل سأجد اللون الأحمر الحقيقي بالأسفل؟ |
Pis parmağımla kazayla onun yüzünü çizdim. Bak... | Open Subtitles | لقد خدشت وجهه دون قصد بأظفري القذر، انظري |
Hey, boyamı çizdin! Seni kaynak makinesine tutmalı, dostum! | Open Subtitles | أنت , لقد خدشت طلائى سأنتظرك بالخارج مع منفاخ نار |
Yani kolunu biraz çizmiş ama sadece biraz korkmuş. | Open Subtitles | أعني، لقد خدشت ذراعها قليلاً، لكنّها في الغالب مذعورة فحسب |
Beni çelik yelek giymem için ikna etmişlerdi ve diğer kurşun omzumu sıyırdı. | Open Subtitles | أقنعوني أن أرتدي سترة واقية من الرصاص -والرصاصة الأخرى خدشت كتفي فحسب |
Ama sen o korumacılığı kazıdın ve altından bencillik çıktı. | Open Subtitles | ولكنك خدشت تلك الحماية وانانيتها اسفلها |
Arabayı çizersen seni öldürürüm. | Open Subtitles | إذا خدشت تلك السيارة ,فسأقتلك. |
Ama ıskalamış, kurşun sadece burnunu sıyırmış. | Open Subtitles | لكنه أخطأ الهدف لقد خدشت الرصاصة أنفه فقط |
O kurşun sağ omzunu sıyırmış. | Open Subtitles | إنّها الرصاصة التي خدشت كتفه الأيمن هناك. |
Aslında kurşun kolumu sıyırmış. 8 dikiş atıldı. | Open Subtitles | في الواقع، الرصاصة خدشت ذراعي، ثمان غرز |
Belli ki, kadın ölmeden önce saldırganı tırmalamış. | Open Subtitles | وتبين أنها خدشت المهاجم قبل أن تموت |
- Kurtarılamadı. Rita bir tanesini tırmalamış. | Open Subtitles | لم تنجُ" - "يبدو أن (ريتا) خدشت أحدهم" - |
Jenny'nin yanağında bir çizik var ama önemli değil. | Open Subtitles | لقد خدشت جيني اسفل وجنتيها ولكن هذا لا شئ |
Görev sırasında kendimi çizdim patron. | Open Subtitles | لقد خدشت نفسي أثناء العمل، رئيس. سأعيش. |
- CD'mi çizdin, biliyorsun. | Open Subtitles | لقد خدشت اسطوانتى وأنت تعلم ذلك |
Köşesinden bucağından biraz kazımış çizmiş olabilirim ama çiğnemedim. | Open Subtitles | قد أكون خدشت,ثنيت أو داعبتها لكن لم اخرقها,و لا قانون واحد |
Anlamıyorum. Kurşun başını sıyırdı. | Open Subtitles | لا أفهم الرصاصة خدشت رأسها وحسب |
Ama sen o korumacılığı kazıdın ve altından bencillik çıktı. | Open Subtitles | ولكنك خدشت تلك الحماية وانانيتها اسفلها |
Arabayı çizersen, genç adam, harçlığından kesilecek! | Open Subtitles | حسنا إذا خدشت السياره أيها الشاب |
100 kere söyledim, kulüpte silah çekti birisi, Ufak bir sıyrık, ben iyiyim. | Open Subtitles | لقد قلت هذا مائة مرة اطلاق رصاص في النادي لقد خدشت انا بخير الآن |
Kaputun üzerinde çizikler var. Yani? | Open Subtitles | أرى أنك خدشت غطاء محرك السيارة. |
Kanepeyi mi tırmaladın? | Open Subtitles | - خدشت الاريكة؟ |
Kafasını tırnakladım. | Open Subtitles | .لقد خدشت رأسه |
Katilini tırnaklamış olabilir. Cinsel saldırıya dair bir iz yok. | Open Subtitles | يدلّ على أنّها خدشت القاتل ولا توجد أيّ علامة على الإعتداء الجنسي |