Aslında bunda yanlış bir şey yok. | TED | هذا ما نفعله جميعًا في الحياة، وفي الحقيقة، لا خطأ في ذلك. |
Teknik olarak bunda yanlış bir şey yok. | TED | من الناحية للتقنية، لا يوجد خطأ في ذلك. |
Eminim bir planlama hatası olmuştur. Fikirlerinize ne kadar değer verdiğimizi... - ...biliyorsunuz. | Open Subtitles | خطأ في التنظيم، أنا واثقة كما دوما أننا نقدّر آراءك في هذه المسائل |
- Banka hesabında bir yanlışlık olmuş. | Open Subtitles | إنه في البنك . لقد ارتكبوا ثمة خطأ في حسابه |
Fakat korkarım ki, bu büyük hata sayılabilecek bir karardı. | Open Subtitles | لكن أنا خائف من أن هذا كان خطأ في التقدير |
O yüzden araştırmamda bir sorun mu var diye merak etmeye başladım ya da bende. | TED | لذلك بدأت أتساءل ربما يوجد شيء ما خطأ في بحثي أو شيء خاطئ يتعلق بي |
Bayan Harrison, hiç kimsenin bana hiçbir şekilde Hatalı olduğunu... ispatlamadığı önceki evliliğe ait bir anlaşma imzalamış. | Open Subtitles | السّيدة هاريسن وقّعتْ إتفاقية زواج لا أحد أثبتَ لي خطأ في أية حال. |
Dürüst olmak gerekirse ben hayatımın en büyük hatasını yaptım tamam mı? | Open Subtitles | لكي اكون صريحاً معكِ , اكتشفت انني اقترفت اكبر خطأ في حياتي |
Hayatımda ters giden tek şey sensin... | Open Subtitles | الشي الوحيد الذي يحدث خطأ في حياتي هو أنت |
yanlış bir hükümdü. | Open Subtitles | انه كان خطأ في الحكم عليها ردت الفعل الحماسية.. |
Yaptıklarımızın yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقد هناك خطأ في ما نفعله، أليس كذلك؟ |
Beethoven'da yanlış bir nota basmak, besteyi kötü yorumlamaktan iyidir. | Open Subtitles | ملاحظة خطأ في بيتهوفن هو أفضل من سوء التفسير. |
Bu noktayı silebilirim çünkü açıkça görülüyor ki bu bir ölçü hatası. | TED | يمكنني مسح النقطة لأن ذلك يعتبر خطأ في القياس |
Ve bunun bir ölçü hatası olduğunu biliyoruz çünkü verimi berbat ediyor. | TED | ونعلم أنه خطأ في القياس لأنه يعبث ببياناتي |
Bayan Matilda'ya kasap hesabında bir yanlışlık fark ettiğinizi söyleme nezaketinde bulunursanız, ...çok minnettar oluruz. | Open Subtitles | هلا تلطفت بإخبار الآنسة ماتيلدا أنه كان هنالك خطأ في حسابات مجزرتك سنكون ممتنين للغاية |
Sence de bu işte çok büyük bir yanlışlık yok mu? | Open Subtitles | وألا تظنّ أن ثمّة شيء جوهريّ خطأ في ذلك؟ |
Geçmişinde bir hata yapmışsın, hiç hoşuna gitmeyen bir hata. | Open Subtitles | اقترفتَ خطأ في حياتكَ الماضية، خطأ ارتكبتَه ولستَ راضياً عنه |
Sanırım aileler arasında bazen böyle şeyler olabiliyor. Sürekli nesilden nesle, gidiş gelişler yaşıyorsun ve ters yöne giriyorsun, hata ediyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يحدث في الأسر أحياناً , و لو إنه يظل يتأرجح من جيل لآخر ليصبح خطأ , في المقابل |
Eğer tasarımcıysanız ve böyle olmadığınızı düşünüyorsanız, muhtemelen içinde bulunduğunuz durumla ilgili bir sorun var. | TED | وأعتقد أنه اذا لم تكن كذلك، فمن المحتمل أن ثمة خطأ في التركيب أو الوضع الذي أنت فيه، اذا كنت مصمما. |
Eğer bir pilotun Hatalı yolcu listesi varsa uçağı yere indirmelidir. | Open Subtitles | وفقا للبند 911 اذا وجد الطيار خطأ في قائمة الركاب فيجب عليه ان يهبط بالطائرة |
Pek de parlak olmadığını tahmin ettiğim kariyerinizin en büyük hatasını yapmak üzeresiniz. | Open Subtitles | إنك ترتكب أكبر خطأ في في حياتك المهنية، وهو أمر ليس من الفطنة بشيء |
Bence hayatımızda ters giden her şey için A'yi suçlamayı bırakıp kendimizi suçlamaya başlamalıyız. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان نتوقف على لوم "اي" لكل شيء خطأ في حياتنا ونبدأ إلقاء اللوم على أنفسنا |
Yanlış sayım yapılmıştı. Basit, lanet bir yanlış sayım. | Open Subtitles | لقد كان هناك خطأ في العد خطأ بسيط في العد |
Sineztezi bir bozukluktan ziyade, gözlerin mavi olması gibi kişisel bir özelliktir, çünkü yanlış olan bir şey yoktur. | TED | تشابك الحواس سمة، تماماً مثل امتلاك أعين زرقاء، وليست مرضاَ لأنه لا يوجد شيء خطأ في هذا. |
Shogun'a sırtımı döner ve soyuna kusur bulursam saltanatı kaosa sürüklenecek ve yıllardır süregelen barışı yok edecektir. | Open Subtitles | لو نقلت للـ شوجون بأنني عثرت خطأ في نسبة سوف تعم الفوضى بالبلاد وينتهي عصر السلام وتبدأ الحروب |